Yoongi'nin Evi

1.9K 238 154
                                    

Beden dersi sorunsuz bir şekilde sonlandıktan sonra yine Yoongi'nin motosikletine binerek dönmüştük. Neyse ki yol boyunca Jin beni sinirlendirmemiş hatta Yoongi ile iki güzel sohbet etmiştik. Şimdi ise motosikletten inmiş ve dersin bitmesine 5 dakika kadar bir zaman kaldığı için hoca istediğimizi yapabileceğimizi söylemişti.

Jimin'in mikrofonu çıkardığını görünce sınıfa gitmenin daha doğru bir karar olduğuna kanaat getirmiştim.

"Güzel bakan gözlerine vuruldum. Aşk ateşin yaktı beni kavruldum." Diye devam ederken bir yandan mikrofon olmayan elini hava kaldırarak bedeniyle beraber kıvırmaya başlamıştı. Yanında ki sınıf arkadaşlarım da ona eşlik etmekten geri kalmıyor ve ona uyuyorlardı. Tam bir rezillikti.

Parmaklarıyla beni işaret ederek "Hadi hadi, gel bana, gel bana, seni gönül hırsızı." Diyerek göz kırpmış ve bana doğru gelmeye başlamıştı. Korkmalı mıydım? Ya da kaçmalı mıydım?

Her bir adım attığında sesi yükseliyor ve kışkırtıcı bir hal alıyordu. "Sev beni, sar beni, al beni, kaç beni çok uzaklara." Sar beni dediği kısımda elimden tutarak beni zorla oturduğum banktan kaldırarak ve yine aynı şekilde zorla kendine çekmişti. Eli belimden yavaş yavaş aşağı doğru kayarken ondan uzaklaşmak adına hamleler yaparak kurtulmuştum.

Bu Jimin korkunç bir şeydi!

"Aklımda fikrimde her an sen varsın." Söylemeye devam ederken arkama bile bakmadan koşarak okul binasına girmiştim. Yoksa beni bırakmayacaktı. Hatta belki de az öncekine göre daha da ileriye gidecekti. Neyse ki kaçmıştım. Bir erkeğin bana bu denli yakın olması midemi bulandırıyordu ve Jimin inatla bana yaklaşıyordu.

Sınıfa doğru çıkarken arkamdan gelen ayak sesleriyle duraksamıştım. Bu Yoongi miydi? Saçmalıyordum yine. Ayak seslerinden onun o olabileceğini de nereden çıkarmıştım? Hem ben özürlüyü kadar iyi tanımı-

"Hoseok 1 dakika beklesene." Yanlış mı duyuyordum? O Yoongi'nin sesi miydi? Aman Tanrı'm! "Ne oldu?" Diyerek yanıma gelişini izlemiştim. Aynı anda merdivenler çıkarken Yoongi "Biliyorsun ki birlikte yapmamız gereken bir ödev var. Bu yüzden benim evimde yapalım." Dediğinde ben "Neden benim evim değil de senin evin?" Dedim.

"Biliyorsun benim motosikletim var. Beraber gideriz." Sakin konuşması açıkçası beni şaşırtmıştı. "Hayır kabul etmiyorum." İnatlaşmak için hazırken Yoongi ofladı. "Çocuktan farkın yok. O zaman şöyle yapalım. Bu akşam benim evimde bir kısmını yarında senin evinde bir kısmını yapalım tamam mı?" Benimle anlaşmaya çalışıyor gibiydi. Bu çok şaşırtıcıydı. Belki de ödev için katlanıyordu bana. "Bak bu harika bir fikir. Tamamdır." Diyerek onayladım onu.

Önden çıkarak gözden kayboldu. Umarım evine gittiğimiz zaman da bu kadar sakin olurduk. Yani umarım o olurdu çünkü ben gayette sakin ve nazik bir insandım. Sadece bazenleri ani yükselişlerim oluyordu o kadar.

Arkasından çıkarak yavaş adımlarla sınıfa ulaşmış ve direkt olarak sırama geçmiştim. Sırada ki dersin kitaplarını çıkarmam gerekiyordu ve giderek öğle arasına yaklaşıyorduk. Bu çok üzücüydü. Yine prova yapmamız gerekiyordu!

#Yoongi'den

Zil çaldığında sıramın üzerinde kitaplarımı bırakarak sınıftan çıkmıştım. Jung Hoseok'la orada nefes almaya dayanamıyordum!

Homofobik olduğunu söylüyordu fakat az önce Jimin'in onu çekişine bir şey dememişti. Sadece kaçmıştı. Ona inanamıyordum. Daha doğrusu içimden inanmak gelmiyordu. Yalancının tekiydi bence.

Normalde öğle arasında kantinde yemek yerdim fakat nefret ettiğim tiyatronun provasını yapacağım için şimdi yemeye gidecektim. Büyük ihtimalle de Jimin ve Jungkook'ta oradaydı. Seri şekilde ilerleyerek kantine girmiş ve sıraya giren bir çocuğa para vererek bana tost almasını söylemiştim. Beni reddedemezdi. Bunu yaparsa sonuçlarına katlanmak zorunda kalırdı çünkü.

Theater |Sope✔Where stories live. Discover now