Tartışma

1.7K 217 167
                                    

"Evet canım takipçilerim şimdilik bu kadar yeter. Bay!" Diyerek videosunu paylaştıktan sonra telefonunu cebine koymuştu Jungkook. Bunun sekizinci videosu olması dışında hiçbir sorun yoktu. Sürekli birini boğarak bir şeyler söylüyor ve insanları delirtiyordu. En başta ben olmak üzere. "Jungkook oppa! Ne zaman bizimle video çekeceksin?" Sınıfın gıcık kızlarından biri tavşana yavşamak adına dibine girerken Jimin kendini siper etmişti.

"Kızlar şimdi uzaklaşın çünkü benim Jungkook oppanızla işlerim var." Diyerek kızları itmişti. Ne işiydi bu? Sanırım şaka yapıyordu. Kızlar uzaklaştıktan sonra Jimin Jin'in koluna girerek "Jungkook oppa biz kantine gidiyoruz." Demişti kızları taklit ederek. Kendi kendime gülerken Taehyung bana dönmüştü. "Benim evimde parti yapmaya karar verdik." O konuşurken Jungkook'ta yanımıza gelmiş ve Taehyung'un omzuna kolunu atmıştı. "Sen de bizim davetlimizsin." Diyerek ekledi. "Ne partisi bu?" Şüpheyle sorduğum soruya karşılık ikisi de korkunç bir şekilde gülümsemişti. Bunun sonu iyi olmayacak gibiydi.

"Parti işte. Yiyeceğiz içeceğiz." Taehyung'un söylediklerine karşılık tek kaşımı kaldırdım. "Annen ve baban nasıl izin verdi?" Sorgulamayı sürdürürken ikisi bir an için birbirine bakmış ve bana geri dönmüşlerdi. "Hoseok sen sadece gel olur mu? Annem ve babam o gün ev de olmayacak." Evet korkuyordum. Gitmeli miydim? Hayır. Bahanem var mıydı? Hayır. Ne yapmam gerekiyordu?

"Ne zaman yapacaksın bu partiyi?" Dediğimde gülümsemesini arttırdı. "Birkaç gün sonra. Tam tarihi sana sonra söylerim." Diyerek ikisi de benden uzaklaştı. Teneffüs bittikten sonra sınıf dolmuş ve sıradaki dersin öğretmeni sınıfa girmişti. Yani Eunji hoca. Kim bilir neler işleyecektik? Ya da işlemeye çalışacaktık?

"Evet gençler!" Diyerek bir giriş yapmış ve direkt öğretmenler masasına oturarak edebiyat kitabını karıştırmıştı. "Aslında konular da birkaç sınıfa göre öndeyiz o yüzden ders işlemesekte olur." Dediğinde şaşkınca ona baktım. Biz ne zaman doğru düzgün ders işlemiştik ki? Herkes sevinç çığlıkları atarken kafamı sıraya gömmek istedim.

"Hadi o zaman kalkın gidiyoruz." Kitabı masaya bırakarak ayağa kalktı. Nereye gidiyorduk ya?! Herkes ayağa kalktığı sırada "İnandınız mı cidden?" Dedi ve bir kahkaha attı. "Oturun yerinize çabuk! Tüm sınıflardan gerideyiz!" Dedikten sonra tahtaya baktı ve ellerini beline koydu. Bu yandık demek oluyordu sanırım? Tahtayı işgal eden edebiyat öğretmemizin yazdıklarını oflayarak defterime geçirmeye başladım.

Dersin bitimine doğru Eunji öğretmenimiz ellerini birbirine sürterek yazmaktan ölen bizlere bakmıştı. "Daha yazmak isterdim fakat zamanımız kalmadı ama isterseniz teneffüste devam edebilirim?" Sevimlice konuşurken tüm sınıftan aldığı olumsuz cevap ile sahte bir şekilde somurtmuş ve çantasını koluna takmıştı. "İşim olduğu için teneffüsten önce çıkacağım. Bu arada Yoon ve Seok öğlen arasında sizi konferans salonunda bekliyorum." Dedi. Biz tiyatro çalışıyorduk değil mi? Aklımdan çıkmış hepsi! Hafızamı kaybettim desem olur muydu acaba? Şu tiyatroyu yapmak istemiyordum!

"Merhaba çocuklar!" Diyerek nöbetçi öğretmen sınıfımıza girmişti. Anlaşılan rahat bırakmayacaklardı bizi. "Bu yıl sınav yılınız olduğu için sizi rahatlatmak amacıyla bir at çiftliğine götürmeye karar verdik. Her şey bedava. Gelmek istiyorsanız yarın adlarınızı yazdırabilirsiniz." Aslında gitsem fena olmazdı. Hem biraz eğlenmiş hem de kafa dağıtmış olurdum. "Size gideceğimiz günü en kısa sürede haber vereceğiz." Diyerek sınıftan çıkmıştı.

"Sence gidelim mi?" Dedi Jin bana bakarak. "Bence gidelim. Temiz hava iyi gelebilir belki." Şimdiden içimi bir huzur kaplamıştı. "O zaman akşam haberleşelim bu konu hakkında." Ailelerimize soracaktık bu yüzden bir de akşam konuşuruz demek istemişti. "Olur." Yerimden kalkarak kantine gittim. Sütlü bir kahve alıp içmek istiyordum. Sıra çok yoktu. Şanslıydım.

Theater |Sope✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin