Planlar

1.5K 203 220
                                    

#Yoongi'den

2 gündür Hoseok ile doğru düzgün konuşamıyordum. Konuşmayı bırakın bakamıyordum bile. Okul çıkışı dışarı çıkıp bir kafeye gittiğimizde sınıfımızdan bir çocuk yanımıza gelerek Hoseok'a soru sormak bahanesiyle yaklaşmıştı. Hoseok soruyu ona anlatarak çözdükten sonra çocuk çok ısrar ederek numarasını aldı ve ondan sonra peşini de bırakmadı.

Şu anda da yanındaydı. Sürekli gülümsüyor ve Hoseok'u da gülümsetiyordu. Hoseok ise benim yanıma gelmek istiyor gibiydi ama o çocuk yüzünden gelemiyordu. Sülük gibi yapışmıştı ona. Sinir oluyordum. Çocuğu her gördükçe yumruklarımı sıkıyor ve ona vurmamak için kendimi zor tutuyorum. "Ne oldu? Neden Hoseok'un yanına gitmiyorsun?" Dedi Jimin. Cevap vermeyecektim.

"Pişt! Min Yoongi? Neden susuyorsun?!" Biraz daha bağır da Hoseok'ta duysun. "Sana ne. Seni ilgilendirmez. Hadi dön önüne." Hiçbir şey olmamış gibi benimle konuşması sinir kat sayımı ikiye katlıyordu. "Boşver Jimin. Baksana bad boy sinirli." Jungkook telefonunun kamerasına bakarak saçlarını düzeltiyor ve Jimin'le konuşuyordu. "Ne bad boyu? Neler saçmalıyorsun?"

"İstediğin bir şey olmadığında onu zorla yaptırmıyor musun sen?" Diyerek telefonunu kapattı. "Eskiden öyle bir şeyler oldu ama şimdi yok."

"Öyle bir şeyler? Peki dediğin gibi olsun." Jungkook onu öldürmemi istiyordu sanırım. Bunu büyük bir şeref ile yapardım. "Sen niye Hoseok'un yanında değilsin?" Dedi Jimin. Ya sana ne acaba? İster giderim ister gitmem! Anlaşılan cevap verene kadar yakamı bırakmayacaktı. "O çocuk yüzünden değil mi? Hoseok'un yanına gidemediğin için sinirden köpürüyorsun ama bize patlıyorsun." Çok emin konuşuyordu.

"Saçmalama Jimin." Daha fazla konuşmak istemiyordum ama çok istekli gibi görünüyordu. Acaba kaçsam mı? Belki kurtulabilirdim. Belki de parlak bir fikri olabilirdi. Neyse dinleyelim bakalım. "Bence sen Hoseok'u da al bara gidelim." Evet gerçekten çok parlakmış. Hayran kaldım. Öyle böyle değil yani. "Sen iyi misin? Ne barından söz ediyorsun? Biz 18. yaşımıza bile girmedik. Orası babanın barı mı da bizi alacaklar?" Normalde de o tür yerlere gitmezdim zaten.

"Evet." Dedi. Neye evet diyordu? Yine ne saçmalıyordu? "Ne diyorsun Jimin?" Dedim. Daha fazla uğraşasım yoktu onunla. Birkaç ders sonra eve gidecektim ve biraz mutluydum. "Diyorum ki evet. Yani orası babamın barı." Yine bir şeyler atıyordu kendi kendine. "Senin babanın barı mı var?" Dedim inanmayarak. Zaten yüz ifadem ile de bunu belli ediyordum. "Evet babamın barı var. Hatta ben ve Taehyung bir keresinde gittik." Hiçte yalan söylüyormuş gibi de durmuyordu. "Sen ciddi misin?"

"Yoongi daha ne kadar evet demem gerekiyor? Gerçekten var işte. Babam annemden gizli açmış. Annemin haberi olsa asla böyle bir şeye izin vermez." Hemen ardından Jungkook'ta Jimin'i onaylamıştı. "Yine de öyle bir yere gitmem." Dedim. Gidip de ne yapacaktık ki zaten? "Tamam o zaman. Benim aklımda başka şeyler var." Diyerek Jungkook'a göz kırptı. Yine bir şeyler geliyor olmalıydı. Daha soru sormayacak ve onlarla konuşmayacaktım çünkü benim onlara sinirli olmam ve özür diletmem gerekiyordu.

Hoseok okul çıkışı o çocuk yanına gelmeden koşarak yanıma geldi. "Beraber eve gidelim mi?" Dedi motosikletimi göstererek. "Sen arkadaşınla gitmiyor musun?" Trip atsam mı ki? Sonuçta günlerdir yüzüme bile bakmıyordu. "Ya Yoongi!" Yerinde zıpladı ve yüzünü astı. Çocukça davranması hoşuma gidiyordu fakat onunla biraz uğraşmak istiyordum. "Ne yani o senin arkadaşın değil mi?" Diyerek tek kaşımı kaldırdım. O da "Değil." Dedi. "Neyin peki?"

"Sevgilim."

Şaşkınca ona baktım. Hoseok homofobik değil miydi? Nasıl bir erkekle sevgili olabilirdi? NASIL?! Ya olamazdı! Sevgili olamazdı! "İnandın mı?" Diye bir kahkaha patlattı. "Şaka yaptım Yoongi!" Donakalmış bir şekilde onu seyrederken o gülmeyi kesmiş ve ciddileşmişti. "Hey!" Parmaklarını şıklatmak için kaldırdığında bileğini yakaladım sertçe. "Bir daha bana böyle şakalar yapma." Tısladım sinirle. Bunun neresi komikti?

Theater |Sope✔Where stories live. Discover now