Rezillik

2.1K 251 184
                                    

Zil çaldıktan sonra sınıf kısa süre içinde dolmuş ve herkes kargaşa yaratmadan yerine geçmişti. Ben ise öğle arasında prova ettiğimiz yerin tekrar üstünden geçiyordum. Birazcık heyecanlandığım için karıştırmıştım ve o yüzden tekrar çalışmam gerektiğini düşünmüştüm. Birkaç dakika çalışmış ve fizik kitabımı sıranın üzerine koyduktan sonra hocanın geleceğini hissederek tiyatro kağıtlarını çantama sıkıştırdım.

Hislerim beni yanıltmamış ve hoca ardından sınıfa girmişti. Hepimiz sessizce ayağa kalkmış ve hocanın bize otur demesini beklemiştik. Taehyung hariç. O ellerini birbirine sürterek gülümsemiş ve "Hocam siz yeni fizikçimizsiniz değil mi?" Demişti. Öğretmen elinde ki kitapları bırakarak kafasını aşağı yukarı sallamıştı.

Taehyung ise yüzünü buruşturarak "Bu fizik dersi bence size uymuyor." Dediğinde hoca öğretmen masasına oturarak "Nedenmiş o?" Diyerek sınıf defterini açmıştı. Sanırım dersin konusunu yazacak ve sınıf yoklamasını alacaktı. "Fizik dersiniz iyi olabilir ama bedensel olarak fizik dersine uygun değilsiniz." Bir süre ne demek istediğini anlayamamış ve mal gibi ona bakmıştım. Bunu fark ettiğim an da Taehyung'un ağzını kapatmak için öne atılmıştım fakat o beni geri itmişti.

"Anlayamadım?" Dedi yeni fizik hocamız. Öğretmen terlediği için ceketini çıkartırken benim canım arkadaşım "Diyorum ki 90-60-90'a uymuyorsunuz." Demiş ve gözleriyle hocanın bedenini süzmüştü. Bir şey biliyormuş gibi biraz da düşünmüştü. Kendini zeki falan sanıyordu herhalde. Dudaklarını bükmüş ve "Siz bu bedenle bu derse hiç uygun değilsiniz. Üzgünüm ama kuş öldü beybi." Diyerek yerine oturmuştu. Cidden ben neden böyle insanlarla arkadaştım?

Neyse ki fizik öğretmenimiz bunu takmamış ve defteri doldurduktan sonra derse geçiş yapmıştı. Eğer Taehyung'u tanıyorsam bu hocanın peşini kolay kolay bırakmayacağından emindim. Şimdiden fizik öğretmenimize üzülmüştüm. Taehyung'tan çekecek gibi gözüküyordu.

Fizik dersi sorunsuz bir şekilde sonlandıktan sonra çantama kitaplarımı koyarak sırtıma almıştım. Evet şimdi eve gidip tatlı yeme vaktiydi! Sevinçle yerimde zıplarken sınıfın 'bu deli galiba' bakışlarına maruz kalmıştım. Ne var yani kendi kendime sevinmem deli olduğumu mu gösteriyordu? Asıl onlar deliydi ve ben mükemmeldim.

Jimin sırasının altından sarı mikrofonunu çıkarırken ağlayacak gibi olmuştum. Yine şarkı söyleyecekti!

Taehyung ve Jin'in koluna hızla girerek sınıftan çıkarken Jimin mikrofonu açmış ve kalın dudaklarına yaklaştırmıştı.

"Erik dalı gevrektir. Erik dalı gevrektir. Amanın basmaya gelmez. Haydi basmaya gelmez." Diye devam ederek peşimizden geliyordu ve ben bayılmak üzereydim. Ondan kaçmama rağmen neden beni rahat bırakmıyordu? Ona kaç kere yanımda şarkı söylemesinden hoşlanmadığımı söylemiştim ama o bunu dinlemiyor daha çok dibimde bitiyordu.

"Elin kızı naziktir. Elin kızı naziktir. Amanın küsmeye gelmez. Haydi küsmeye gelmez." Ellerini kaldırıyor ve kendisine eşlik edenlerle beraber kıvırıyordu. Ağlayacaktım sanırım. İçlerinden biri bile neden akıllı değildi ki?

Okulun bahçesinden çıkarken aklıma annemin marketten bir şeyler almamı istediği gelmişti. Acilen bu 2 deli arkadaşımdan kurtularak oraya gitmeliydim. Eğer benimle gelirlerse rezil olurduk çünkü. Kollarımı onlardan ayırarak "Yarın görüşürüz." Dediğimde Jin öne atılarak "Size gelmek istiyorum." Dedi. Evet şimdi ne diyecektim? Çok ödevim var diyemezdim çünkü bu hafta topu topu 3 ödev verilmişti.

Alt dudağımı kemirerek yere bakmış ve "Annem temizlik yapıyor. O yüzden müsait değiliz." Diyerek onları başımdan savmaya çalışırken Taehyung "Annen asla bu saatte ve bugün temizlik yapmaz. Bizi kandırma Jung Hoseok. Sen kesinlikle markete gidiyorsun." Dediğinde zoraki bir gülümseme vermiştim ona. İşte şimdi mahvolmuştum.

Theater |Sope✔Où les histoires vivent. Découvrez maintenant