2

53 7 2
                                    

   Bilal Son ses, Çat Kapı,

İyi okumalar,

   Fark ettiğim gerçek ile gözlerim büyürken, öylece kalakaldım.

Birisi çantamı çalmıştı.

Hemde gündüz vakti,

Aniden silkelenip kendime geldim. Şimdi şaşırmanın vakti değildi.

Telefonumu ve kulaklığımı cebime tıkıştırıp hızla koşmaya başladım. Yakalayabileceğimi biliyordum.

Nefesimin yetmemesi, kas ağrısı gibi durumlar oluşmuyordu. Çünkü atletizm turnuvalarına hazırlanıyordum.. Önemli olan, gündüz vakti, hemde böyle işlek bir sokakta nasıl böyle bir şeye kalkışabiliniyordu?

İyice yaklaştığım hırsıza son bir bakış atarak hızla bir tekme attım.

Bacağına aldığı tekme ile sendeleyerek yere düştü. Kim olduğunu görmek için, yerdeki ayak bileğine bastırıp, başındaki şapkasını hızla çektim.

Karşımda, kaşlarını acı ile çatmış, gözleri acıdan sulanan Burak vardı.

Şaşkınlık ile irkilip birkaç adım geriledim. "Sen, ama, nasıl?" ağzımdan anlamsız birkaç sözcük kaçarken, gözlerimi yerde boylu boyunca yatan Burak'tan alamıyordum. Düşündüğüm şey olamazdı değil mi?

"Öylece bakacağına yardım etsene kız. Ah, elinin ayarına, nebiçim vuruştu o öyle? Bir an beyaz ışığı gördüm sandım."

Şoktan kurtulamadan destek vererek kalkmasına yardımcı oldum.

Ayağa kalktığında acıyla yüzünü buruşturdu, ve elindeki çantamı bana uzattı.

Bir elindeki çantaya, birde yüzüne baktım. "Bakacağına al. Anlatacağım herşeyi. Ama önce yardım etde size gidelim."

Bir şey söylemeden elindeki çantamı sırtıma takıp. Kolunu omzuma attım. Hadi bakalım Toprak, tabanlarına kuvvet.

***

Önce parktan Damla'yı almış, daha sonrada, 190 santimlik adamı zarzor eve getirmiştik. Dizi soyulduğu için gelir gelmez pansuman yapmıştık. Gerçekten çok kötü olmuş. Sonra, bana şaka yapmak istediğini, olayların buraya varacağını düşünmediğini söyledi. Bende haline acıyıp affettim.

Burak abimin çocukluk arkadaşı. Birkaç sene önce ailesi ile başka bir şehre taşındılar. Önümüzdeki hafta okulun son haftası olduğu için şimdiden gelmiş. Her yaz gelir ve bütün yaz kalır.

Aniden saçımın çekilmesi ile bağırdım.

"Yaaa! Ne oluyor be?"

Burak teslim olur gibi ellerini kaldırdı. "Seslendim, duymadın. Mecbur kaldım." bu çocuk ilk günden sinirlerimle oynuyordu.

Kalkıp odama geçtim ırmak yatağında oturmuş telefonuyla oynuyordu. Geldiğimi görünce, "seni soruyorlar. Bak istersen." dedi. Yatağıma oturup vatsaba girdim.

Liseli tayfa,

Kar tanem, "günaydın"

Rümeysam, "günaydın"

Kar tanem, "Yarınki pikniği duydunuz mu? Süper olacak ya."

Rümeysam,, "ne pikniği? Ben bir şey duymadım."

Irmak, "Bende duymadım."

Kar tanem, "Toprak, sen biliyormusun??"

Irmak, "kübüşüm iyi misin? Bilse bana söylerdi. Biz ikizizya unuttunmu?"

Kar tanem, "Biliyorum Irmak. Belki sürpriz diye söylememiştir."

Rümeysam, "tamam tamam, sakin kızlar. Kübra ne pikniği? Açıklarmısın?"

Kar tanem, "Ailelerimiz yarın için bir piknik ayarlamış. Hem bizim için hemde onlar için. Sabah herkes hazır olsun."

Rümeysam, "E bu süper bir haber. Şimdiden hazırlanmaya başladım bile."

Kar tanem, "Diğerleri nerde?"

Irmak, "Onlar kafeye gitmişler. Önemli bir işleri varmış. Sordum ama söylemediler."

Rümeysam, "Toprak nerde?"

Irmak, "Burak geldi. Aşağıdalar."

Mesajları okuyup kılavyeyi açtım.

Toprak, "piknikte görüşürüz öyleyse."

.....

Bölüm sonu,

Hayat DediğinWhere stories live. Discover now