Yeni Yıl Kutlaması

675 78 277
                                    

Gözlerim yavaştan açılırken içeri süzülen güneş ışığı sinirimi bozuyordu. Yatakta doğrulup telefonumu elime alarak saate baktım. 09.11'i gösteriyordu. Gelmiş olan bildirimlere sonra bakmaya karar vererek es geçtim. Yataktan kalkıp lavaboya ilerledim. Elimi yüzümü yıkayıp uykumu iyice açtım. Tekrardan odama gelip dolabımın karşısına geçerek ne giysem diye bakınmaya başladım.  Altıma siyah deri yüksek bel pantolonumu giydim. Üzerime ise vücudumu ikinci bir deri gibi saran dar brdo bluzumu giydim. Saçımı tarayıp güzel bir topuz yaptım. Siyah halka şeklinde olan küpelerimi  de takıp makyaj masama geçtim. Hafif bir makyaj yapıp en sevdiğim parfümümü sıktım. Aşağıya inmeden önce boy aynamdan kedime baktım. Hoş görünüyordum. Dün giymiş olduğum panduflarımı da ayağıma geçirdikten sonra telefonumu alarak odadan çıktım. Merdivenlerden inerken aşağıdan birden fazla kişinin sesini duyduğumda birilerinin gelmiş olduğunu fark ettim. Mutfağa girdiğimde karşımda Deniz, Ilım, Pars ve Arez vardı. Hazırlanmış olan masanın etrafına oturmuş gülerek konuşuyorlardı. Beni ilk fark eden Ilım oldu.

"Günaydın Laris." dediğinde diğerlerinin bakışları da beni buldu.

"Günaydın." dedim ufak bir tebessümle.

"Ben de tam seni uyandırmaya geliyordum sevgili sürahimle beraber." dedi gülerek Deniz.

"Ha ha. Sabah sabah bayağı espiriliyiz bakıyorum." dedim göz devirerek.

"Her zamanki halim benim."

"Doğru. Her zaman için boş bir insansın Deniz." o da bana göz devirdiğinde konuyu değiştirdim.

Hoş geldiniz bu arada." dedim.

"Hoş bulduk." dediklerinde yemek yemeye başladık.

"Anlat bakalım Deniz. Bu gün için planımız nedir?"

"Bu sefer de sana sürpriz olsun Larisciğim." dediğinde omuz silktim.

"İyi peki madem." dedim uzatmayarak.

Güzel geçen bir yemeğin ardından etrafı toparladık hep beraber. Ardından araçlarla yola çıktık. Deniz'i takip ederek bir yere gidiyorduk. Bizi nereye peşinden sürüklediğine dair en ufak bir ne fikrim vardı ne de bir bilgim. Bakalım nereye gidecektik. Yaklaşık bir saatlik yolun ardından sonunda varmıştık. Arabadan inip etrafı inceledim. Burası kumsalda Uraz ve arkadaşlarıyla takıldığımız yere benziyordu.

"Kimleri görüyorum burada?" sesin geldiği yöne baktığımda Zack bana doğru geliyordu. Arkasında da diğerleri ve Uraz vardı. Demek onlar da bizimle olacaktı bu gün. Güzel bir sürpriz olmuştu, sevmiştim.

"Kimleri?" dedim sarılışına karşılık verirken.

"Gruptakiler dışında sevdiğim ilk insan olan seni!" dediğinde güldüm.

"Bunu bir iltifat olarak algılamalıyım sanırım." dediğimde o da güldü.

"Öyleydi." diğerleriyle sarılıp selamlaştıktan sonra bizimkilerle de tanıştılar. Ardından kafeden içeriye girdik.

"Bu gün için burayı kiraladık." dedi Uraz. Ardından köşedeki masanın yanında olan üst üste dizilmiş kutuları işaret ederek devam etti cümlesine.

"Süslemeleri de aldık." dedi.

"En önemlisi kısaca özetlemek gerekirse ellerimizden öper millet  hadi bakalım." Hepimiz ayaklandık. Deniz görevleri ikili gruplar halinde dağıttıktan sonra işe giriştik. Hem birbirimize laf atıp konuşup gülüşüyorduk hem de etrafı süslüyorduk. Pek iyi hisetmesemde ruhsal anlamda olabildiğince kafamı meşgül yapıyor moralimi yüksek tutuyordum. Ne kadar hepimiz bir şeylerle uğraşsakta bu süsleme işi bir hayli uzun sürmüştü. Bir o kadar yorucu da olmuştu. Kenidimi sandalyeye attım son işim de bittiğinde. Pertim çıkmıştı.

KIRMIZI ODAWhere stories live. Discover now