Sipariş

970 132 158
                                    

Mantığım gerçeği algılamaya çalışırken ben durmuş öylece onlara bakıyordum. Arez kızı kendinden uzaklaştırmış suratındaki şaşkın ifade ile ne yapacağımı merak ve endişeyle bekliyordu. Belki de ona kızıp onu suçlamamdan veya hiç bir sözünü dinlemeksizin arkamı dönüp hışımla oradan gitmemden korkuyordu. Kızsa yüzsüzlüğün zirvesini yaşamaktaydı, pişkin pişkin sırıtarak bana bakıyordu. Benden beklenen öfke patlamasına kıyasla tüm sakinliğimi ele aldım ve yüzüme yerleştirdiğim gülümsememle içeriye girip kapıyı ardımdan kapattım. O kıza istediğini verecek değildim. Yavaş ve bir o kadar da kendimden emin adımlarla onlara doğru yürümeye başladım. Kızın hafiften omzuna çarparak Arez'in önünde durdum. Yüzme ne yaptığımı anlamaya çalışarak dikkatle bakıyordu. Elimi çenesine koydum ve baş parmağımı dudaklarının üstünde sanki bir şey kalmış da onu temizliyormuşum gibi hareket ettirerek hayali öpücük izini sildim. İkisinin de merakla hareketlerimi pürdikkat izlediğinin farkındaydım.

"Dudağında biraz pislik kalmış da... Ama merak etme kolayca elimin tersiyle silebileceğim kadar silikti."

Arez'e söylüyormuş gibi konuşsam da hepimiz aslında kimi ve neyi kastettiğimi biliyordu.

"Gidelim." diyerek arkamı döndüm. Kız ona saldırımama veya ona bağırmama hazırlıklıydı ama böyle bir aşağılanmaya hazırlıklı olmadığı yüzündeki her bir mimikten kendini belli ediyordu. Tekrar omuzuna çarparak yanından geçtim ona hiçmiş gibi davranıyordum sanki orada bir insan yokmuş gibi. Arez de yanıma gelip elini belime sardığında yüzüne yayılan ikinci bir darbenin daha etkisini görmek istesem de tabii ki bakmadım. Arez ile beraber salondan çıktık. Araçlarımıza yaklaştığımızda onadan biraz uzaklaştım.

"Arabana bin ve beni takip et." dedim.

O suskunluğunu hala korurken başı ile beni onaylayıp arabasına bindi. Keskin bir manevra ile okuldan çıkarken Arez'de  hemen arkamdan geliyordu. Eve doğru sürüyordum. Sakinliğim yerini artık öfkeye bırakıyordu yavaştan bunu fark etmeden gaza yüklendiğimde anlamıştım. O kızı orada dövmemek için kendimle büyük bir savaş vermiştim. Bu kadar basit ve fevri davranmayacaktım. En azından şimdilik. Evimin önüne geldiğimde durduk. Seri hareketlerle inip eve yöneldim Arez'in de peşimden geldiğini biliyordum. Cebimden anahtarları çıkarıp kapıyı açtım. İçeri girip Arez'in de girmesi için kenara kaydım. Temkinlice içeri girip oturma odasına doğru ilerledi. Ben de ardından kapıyı kapatıp eşyalarımı bir kenara koyduktan sonra onun peşinden salona gittim. Bakışları beni esir almış yapacaklarımı ve söyleyeceklerimi  sabırsızlıkla bekliyordu. Vitrinin üstündeki ıslak mendil kutusunun içinden bir tane alıp Arez'e yaklaştım. Tam önüne gelip duraksadım. Ağır hareketlerle elimi dudağına götürdüm ve ıslak mendil yardımıyla bir kez daha sildim dudaklarını. Arez sanki içten içe gülmek istiyor ama tepkimi hesap edemediği için bunu bastırıyor gibiydi. Islak mendille iyice sildiğimde hemen çaprazımda duran masanın üzerine bıraktım ıslak mendili.  Ardından bakışlarım Arez'in gözlerini buldu. Hiç beklemediği bir şey yaparak, ki ben de kendimden beklemiyordum doğrusu, dizimle Arez'in bacak arasına vurdum. Yüzündeki acı şaşkınlıkla iki büklüm oldu ona bir adım daha yaklaşarak dibine girdim. Elimi yanağına koyup baş parmağımı dudaklarının üzerinde gezdirirken onu izliyordum.

"Laris-" cümlesini keserek onu susturdum. Kulağına yaklaşıp fısıldadım.

"Bir daha asla herhangi bir kızın sana  bu denli yaklaşmasına izin vermeyeceksin." dedim. Sıcak nefesim kulağına çarparken devam ettim.

"Anladın mı beni?" Senkronize olmuş bir şekilde başıyla onayladığında istediğim etkiyi elde etmenin mutluluğu beni fazlasıyla tatmin etmişti. Geri çekilip enerjik bir şekilde konuştum.

KIRMIZI ODAWhere stories live. Discover now