Kırmızı Not

3.3K 329 306
                                    

Tatlılarımm ben geldiim♡

Bölüm bittiğinde sizin için yazdığım önemli notu da atlamayın lütfen.

Başımdaki delici ağrıyla göz kapaklarımı açarken uzandığım rahat yatakta doğruldum. Anımsayamıyordum, burası neresiydi ve ben burada ne yapıyordum? Karanlık odayı incelemeyi es geçip perdeleri kapalı olan pencereye yürüdüm. Perdeleri açtığımda batmakta olan güneşin kızılımsı rengi gözlerime adeta şölen sunarken büyülenmiş gibiydim. Yağmakta olan yağmurun pencereye bıraktığı su damlalarının rahatlatıcı senfonisi kulağıma epey hoş geliyordu. Ben bunlara kendimi kaptırmışken odanın kapısının açıldığını ve içeriye birinin girdiğini fark etmemiştim bile. Ta ki konuşana dek.

"Uyanmışsın."

Tanıdık sahibin sesine doğru döndüğümde seri adamlarla dibimde bitip bana sıkıca sarıldı.

"Sana bir şey oldu diye çok korktum. Seni orada bırakmamalıydım." Deniz bana sarılırken kapıda yaslanmış bize bakan kişiye kaşlarım çatık bir şekilde bakıyordum.

Pars burada ne halt ediyordu ki?

Deniz de benim baktığım yöne baktığında gözümdeki ifadeyi görse gerek kısa bir açıklama yaptı.

"Pars'da klupteymiş ben gittikten sonra senin kendinde olmadığına kanaat getirince bana ulaştı."

Deniz'i başımı sallayarak onayladım. Ama her ne içtiysem başım fena zonkluyordu ve pek bir şey hatırlamıyordum. Tüm her şey pusluydu.

"Teşekkürler. Ve seni endişelendirdiğim için üzgünüm Deniz."

Deniz bana bir kez daha sarıldığında gözlerimi kapadım ve sarılışına tüm içtenliğimle karşılık verdim.

"Senin hatan değildi. Giray'ı suçlamak isterdim ama onun da hatası değildi kafası yerinde değildi. Tüm suç benim seni eve bırakmalıydım."

"Hayır, lütfen kendini suçlama." beni usulca bıraktığında biraz olsun iyi hissetsin diye gülümsedim. Tüm suçu kendine yıkmasını istemiyordum. Onun hatası değildi ki. Hepsi benim hatamdı.

"Sana bir şeyler hazırlayacağım o zamana kadar sen biraz daha yat ve toparlan." sadece başımı sallamakla yetindim. Deniz odadan çıktığında ben de tekrardan yatağa uzanmıştım. Pars da gidecekken arkasından mırıldandım.

"Teşekkürler, Pars." Ardından gözlerim dinlenmek adına kapandı tekrardan.

Birbirinden bağımsız hareket eden bedenlerin arasında kendimi bulduğumda her şey çok normal geliyordu. Yanımda benimle dans eden çocuğu yeni yeni fark ederken. Gülüp dans ediyorduk kendi çapımızda. Midemdeki bulantı hissi dayanılmaz bir hal alıp boğazıma kadar yükseldiğinde beynim acil durum alarmını başlatmış gibiydi. Koşarak tuvalete gittim. Öğürmem, ağzımı çalkalamam, içeri giren birisini fark etmem ve bu kişinin bana seslenişi hepsi saliseler içinde olmuştu sanki. Sesini duymuştum.Sesini duyduğum kişi...

O Arez'di.

Nefes nefese uyandığımda saç diplerime gitti elim terlemişti. Derin nefesler alarak kendimi telkin ediyordum. Beynim benimle yine mi oynuyordu?

Belkide.

İçtiğim şey yüzünden olabilirdi değil mi? O içtiğim şey yüzünden olmalıydı başka bir açıklaması olmazdı.

Kendimi kandırmak istiyordum çünkü başka bir açıklamaya hazır değildim.

Odadan çıkıp içeriye gittiğimde odada sadece Deniz vardı. Düşüncelere boğulmuş gibi duruyordu. Benim geldiğimi fark edince yüzü yumuşadı ve gülümsedi.

KIRMIZI ODAWhere stories live. Discover now