Siyah Atlı Kahraman

5.3K 305 45
                                    

1000 okumaya gelmişiz buna çok sevindim, hepinize teşekkür ederim♡

"Sana diyorum!" Pars'ın bağrışı kulaklarımda yankılanırken ne yapmam gerektiğinden bir haberdim. Sessizliğimi korurken yutkundum. Tam bu sırada hiç beklemediğim bir şey oldu.

"Laris!" onun sesini duymamla havada uçuşan mermilerin sesleri birbirine karıştı. Herkes etrafa kaçışırken ben ise etrafıma bakınıyordum.

Arez.

İlk defa gördüğüm yüzü bana hiç yabancı gelmiyordu aksine sanki yılardır görmekte olduğum birisiymiş gibi yakın geliyordu nedensizce, düşüncelerimi bir kenara bırakıp ona doğru koşmaya başladım. İstemsizce yüzümde oluşan gülümseme zerre umurumda değildi. İstediğini düşünebilirdi gülümsemem hakkında. Yanına vardığımda ona sarıldım. Ona sarılmamla ilk duraklasa da ardından o da kollarını bana sardı.

"Yeter bu kadar buradan gidiyoruz." demesiyle arabaya binerken beni de peşinden sürükledi.

Uzaktan tam seçemediğim yüzüne yakından net bir şekilde bakmak için ona döndüğümde gözlerimin önüne adeta siyah perde indi, karanlığa bulaşan görüş açımla bilincimi de usulca karanlığa teslim ettim.

Etrafımı saran yoğun sis zifiri karanlığa karışırken adeta göz gözü görmüyordu fakat buna rağmen sanki bu çok normal bir durummuş gibi yadırgamadan dümdüz ilerlemem de işin ironisiydi.

"Laris!" Adımın boğuk bir şekilde duymamla eş zamanlı olarak kaşlarımın istemsizce çatılması bir olurken bununla beraber etrafıma bakınmaya başladım hoşnutsuzca.

"Uyan, Laris!" Az önceki derinlerden gelen ses hala boğukluğunu korusa da daha netti.

"Gerçeğe dön!" Son cümlesi beynimde yankılanırken zemin ayağımın altından çekilmiş gibi dengemi sağlayamayıp  dizlerimin üzerine çöktüm.

Gerçeğe dön!

Bu cümle kafamın içinde dolanırken gittikçe şiddetleniyordu. Ellerimle kulaklarıma baskı uygularken aynı zamanda gözlerimi sıkıca yummuştum, sanki böyle yapınca geçecekmiş gibi. Karanlık ve siste yavaştan başlayan hortum gibi etrafımda dönerek şiddetini arttırmış adeta bana işkence çektirmede etken oluyorlardı. Olay, yer, zaman vs bütün kavramlar yok olmuştu hiçlikte. Tek istediğim tüm bu olanların, beynimin içindeki şu lanet olası sesin susup yok olmasıydı.

"Şimdi!" Son kelime ile buna daha fazla dayanamayarak bu durumdan sıyrılmak istercesine güçlü bir çığlık attım.

Her şey tam da o  sırada oldu. Her şey yok oluyormuş gibi parçalara bölünürken kendimi düşüyormuş gibi hissettiğim sırada derin bir nefes aldım ve gözlerimi sonuna kadar açtım.

Gözlerim yakıcı ışığa dayanamazken gözlerimi kırpıştırmak zorunda kaldım. Etrafıma bakınmaya çalışırken görüş açıma bir kadın girdi.

"Sakin ol, her şey iyi olacak."

Konu şu ki  baştan itibaren bu bölüme kadar her bölümde kopukluklar vardı fark ettiyseniz bu olayı ve birçok şeyin açıklamasını bir sonraki bölümde bulacaksınız.

Oy verip yorum yaparak destek olun lütfen tatlılarım 🍭

Bir sonraki bölüm üzerinde çalışmaktayım ve elimden geldiğince en kısa sürede yayımlamaya çalışacağım.

O zamana kadar hoşça kalın♡

KIRMIZI ODATahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon