KIRMIZI ODA

Okula Dönüş

Duyduğum gürültülü sesle irkilerek uyandım. Etrafıma bakınarak sesin sahibini bulunca göz devirip alarmı kapattım.Yatakta oturmuş boş boş etrafa bakındığım birkaç dakikanın ardından ayağa kalkarak lavaboya yol aldım. Elimi yüzümü yıkayarak kendime gelirken saçımı da tarayarak odama geri döndüm dolabımdan siyah yüksek bel pantolonumla bordo boğazlı kazağımı alıp yatağımın üzerine fırlattım.Ardından çoraplarımı da alıp giyinmeye başladım. Üzerimi değiştikten sonra spor ayakkabılarımı ayağıma geçirip,boy aynasından kendime baktım.Normal gözüküyordum.Güzel bir makyajın ardından görünümüm çok daha iyiydi.

Sandalyemin üzerinden sırt çantamı alıp içine gerek duyabileceğim birkaç şeyi fırlattıktan sonra fermuarını kapattım. Çekmeceden cüzdanımı alıp onuda sırt çantamın içine attım. Telefonumu masanın üzerinden alıp aşağı kata inerek mutfağa geçtim. Atıştırmalık bir şeyler alıp kahvaltı yapmak için masaya koydum.Son olarak meyve suyumu da koyduğumda kahvaltımı yapmak için hazırdı masam. Sandalyeye oturduktan sonra güzelce kahvaltımı yaptım. Ardından hızlıca kirlileri makineye dizdim. Sırt çantamı koluma takıp telefonumu da cebime fırlattıktan sonra evimden çıkıp okula gitmek için yola koyuldum. Kulaklığımı cebimden çıkardım ve telefonuma taktım. Bu gün hava güzeldi ve müzik eşliğinde yürüyerek gitmek istiyordum okula. Keyifle dinlediğim şarkıya bir yandan da mırıldanarak eşlik ediyordum.

What do you want from me?
Why don't you run from me?
What are you wondering?
What do you know?
Why aren't you scared of me?
Why do you care for me?
When we all fall asleep, where do we go?

Ne istiyorsun benden?.
Neden kaçmıyorsun benden?
Neyi merak ediyorsun?.
Ne biliyorsun?
Neden benden korkmuyorsun?.
Neden beni önemsiyorsun?
Uyuduğumuzda, nereye gidiyoruz?

(Come here)
Say it, spit it out
what is it exactly
Your pain is the amount, cleanin' you out
Am I satisfactory?
Today, I'm thinkin' about the things that are deadly
The way I'm drinkin' you down
Like I wanna drown, like I wanna end me

(Gel buraya)
Söyle, çıkar ağzındaki baklayı
Tam olarak ne bu?
Bunun bedeli senin acın, silip süpürüyor seni
Memnun edici miyim ben?
Bugün, sıkıcı şeyler hakkında düşünüyorum
Seni içişim...
Boğulmak istiyormuşum gibi, sonumu getirmek istiyormuşum gibi

Step on the glass, staple your tongue
Bury a friend, try to wake up
Cannibal class, killing the sun
Bury a friend, I wanna end me

Cama bas, dilini zımbala
Bir arkadaşını göm, canlandırmaya çalış
Yamyam sınıfı, güneşi öldürüyor
Bir arkadaşını göm, sonumu getirmek istiyorum

I wanna end me
I wanna, I wanna, I wanna... end me
I wanna, I wanna, I wanna...

Sonumu getirmek istiyorum
Sonumu getirmek istiyorum.
İstiyorum, istiyorum, istiyorum

Billie Eilish - bury a friend Şarkı Sözleri

Şarkıya eşlik ederken zaman hızla geçmiş ve kendimi okulumun önünde bulmuştum. Okula gelmeyeli sanırım yaklaşık iki hafta olmuştu. Ama bana yıllar gibi geliyordu. Telefonumun müzik sesinin kesilmesiyle arama melodisi çalmaya başladığında açtım.

"Alo."

"..."

"Evet, dede geldim. Tamam tamam. Hoşça kal."

Hastahanede uyandığım zaman doktorla olan konuşmadan sonra içeri dedem girmişti. Dedem babamdan pek haz etmezdi o yüzden konuşmazlardı. Ama sanırım şuan hayattaki tek biyolojik yakınım oydu. Ve benimle çok ilgiliydi. Hiçbir zaman tam olarak dedemle yakın olamamıştık çünkü onu hiç görmemiştim fakat şuan yıllardır berabermişiz gibi yakın ve samimi davranıyordu. Maddi anlamda bana son derece bonkör davranıyordu. Adımlarımı sıklaştırarak bahçede yürürken herkesin bakışları üzerimdeydi. Acaba hastahanede kaldığımı mı öğrenmişlerdi?Kafamda kurduğum olasılıkları bir yana atarak umursamamazlıktan geldim. Kime neydi ki benim yaşadıklarımdan?

Hah!

Yanından geçtiğim arkadaş grupları beni görür görmez fısıldaşmaya başlıyordu. Ki özellikle ne alaka bilmiyordum fakat içlerinden birinin "yeni veliaht bu mu?" dediğini duymuştum ama aldırmamıştım. Özel bir okulda okuyordum ki zaten okulun bir veliahtı vardı. Okulumuzdaki Selin adlı kızın üvey babası bu okulun sahibiydi ki o kızdan hiç haz etmezdim, kendini bir şey sanan kibirli bir kızdı ki çoğu kişi  sevmese de ona boyun eğerdi çünkü  babasını hiç çekinmeden bir şekilde devreye sokup milletin başına kolayca bela açabiliyordu. Klasik paranın verdiği zorunlu saygınlığı dayatıyordu. Tabi istisnalar hariç, beğendiği çocuklar olursa onları tolere ediyordu. Benim gibi onu görmezden gelenleri de sinirine gitmedikçe zorlamıyordu. Arada çatmaya çalıştığı olmuştu bana hatırlıyorum az çok ama herkesle uğraştığı kadar benimle uğraşamamıştı. Belkide uğraşmaya değmez diye düşünmüştür bilemiyorum. Eline istediği eğlenceyi vermiyordum ona o da diğer oyuncak  sandığı kişilere yöneliyordu. Sınıfıma girdiğimde herkesin gözü bana döndü, bu durumdan sıkılmaya başlamıştım artık bu da neyin nesiydi?
Cam kenarındaki en arka sıraya oturdum. Önümdeki sıradakiler bana kaçamak bakışlar atıp tekrar önlerine döndüler.

"Hadi ama, sizin derdiniz ne? Lanet gözlerinizi üzerimden çekin artık!" sinirlerime hakim olamayarak çemkirdiğimde herkesin bakışları beni süzmeyi bıraktı ve başka şeylere yönelttiler bakışlarını. Göz devirip telefonumla ilgilenmeye başladım. Okula gelerek erken mi davranmıştım diye kendi kendime mırıldanarak dikkatimi telefonumda tutmaya çalıştım. Yanıma biri oturduğunu hissetsem de kim olduğuna bakmaya tenezzül etmedim.

"Hey, sinirli kız." tanıdık sesin sahibiyle bakışlarım ona döndü.

"Boş yapma Deniz."

"Nerelerdesin? Gözüm yollarda kaldı." gerçekten bilmiyor muydu yoksa takılıyor muydu anlamamıştım. Peki ya o zaman bu bakışlar neyin nesiydi?

"Cehennemdeydim." göz devirerek bana aldırmadan konuşmaya devam etti.

"Veliaht olmanın getirdiği şaka yeteneğin olsa gerek bu da." dediğini anlamdıramazken, şaşırdım.

"Ne? Ne veliahtı? Ne saçmalıyorsun sen?" Deniz ilk şaka yaptığımı sanmış olmalı ki güldü fakat ciddiyetimi gördüğünde o da şaşırdı.

"Haberim yok deme bana. Nasıl ya?"

"Neyden haberim yok?"

"Okulumuzun yeni veliahtı sensin!"

●

Bir bölüm daha fırından yeni çıktı, umarım sıcak sıcak okumuşsunuzdur!

Son birkaç gündür aldığım güzel yorumların haddi hesabı yok♡ Hepinize ilginiz için çok teşekkür ederim. Ben de bu ilginin verdiği motiveyle daha hızlı bir şekilde yazmaya koyularak ybnizi yolladım. Umarım sevmişsinizdir. Biraz hikayeye stabillik getiriyim dedim fazla inişli çıkışlı başladık okurken beynimiz yandı falan :d Şu sıralar sakinliğimi koruyacağım.

Yb gelene kadar yorumlarda görüşelim,sizler iyi ki varsınız♡

Oy verip yorum yaparak destek olun lütfen tatlılarım 🍭