Veliaht

5K 329 251
                                    

Yeni veliaht?

"Ne?" Deniz ile bakışmamız gittikçe uzarken ne demem gerektiğini bilmiyordum. Ne demek oluyordu bu kavrayamıyordum.

"Hey, kimi arıyorsun?" sorusunu elimi sallayarak geçiştirdim.

"Alo kızım." bir an için konuya nasıl gireceğimi tartarken kendimi bodoslama girerken buldum.

"Veliaht meselesi de ne?" birkaç saniye bir sessizlik oldu.

"Beğenmedin mi sürprizi mi yoksa?" şaşkınlığım artmıştı.

"Sürpriz mi? Benim için mi?"

"Torunuma geçmiş olsun hediyesi vermek istedim. Umarım beğenmişsindir." durumu kavrarken istemsizce dilimi şıklattım.

"Biraz hazırlıksız yakalandım ve ne desem bilemedim."

"Adı üstünde sürpriz zaten ve bir şey demene gerek yok yeter ki sen mutlu ol." istemsizce yüzümde beliren gülümsemeyle cevap verdim.

"Teşekkür ederim." derin bir iç çekiş ve iyimser bir ses tonuyla yanıtladı.

"Rica ederim küçüğüm."

Küçüğüm.

Beynimde yankılanan kelimeyle duraksadım. Bedenime yayılan elektiriklenmeyle başımı sağa sola sallayarak bu hissi görmezden geldim.

"Şimdi kapatmam lazım toplantıya yetişmeliyim akşam görüşürüz." konuşmasıyla kendime geldiğimde cevap verdim.

"Görüşürüz."

"Demek süpriz hediye ha?" Denizin sorusuyla ona baktım.

"Hı?" kafam dağılmıştı.

"Böyle dede her eve lazım diyorum." gülümsemeye zorladım kendimi.

"Dimi." Bu sırada içeri psikoloji hocamız geldi ve konuşmamız sonlandı.

Bu dersi oldum olası sevmişimdir. Hocasını da ayrı severdim. O yüzden dersi pür dikkat dinlemiştim ta ki ders tarihe gelene kadar tamam güzel dersti ama uykumu fazlasıyla getiriyordu. Kollarımı sıranın üzerinde birleştirip başımı yasladım. Dedemin tek bir kelimesiyle sarsılmıştım. Beynim tıpkı bir bozuk plak gibi aynı kelimeyi tekrarlıyordu.

Küçüğüm.

Dile kolay bir kelimenin beni bu denli buğulu hislere ve düşüncelerle sarmalıyor oluşu... Oysa sadece beynimin bir oyunu olan o.

Arez.

Öylesine gerçek gibiydi ki. Fakat zaten onunla konuştuğum o zaman aralığında yüzünü asla göremeyişim bütün bunların beynimin kurgusu olduğunu destekler nitelikteydi. Onu düşünmeyi denedim yüzünün herhangi bir detayını fakat bunu her deneyişimde elime geçen tek şey başıma giren ağrılı sancılar oluyordu, tıpkı şuan ki gibi. Doğrulup çantamdan gerekli hapımı çıkarıp içinden bir tane aldım ve suyumla beraber içtim. Tekrar aynı pozisyonuma döndüğümde biraz kestirmek hazırdım. Şimdilik sadece biraz kestirmeye ihtiyacım vardı diğer faktörler biraz daha bekleyebilirdi. Ne kadar uyudum bilmiyorum ama kolumun dürtülmesiyle uyandım.

"Laris, kalk hadi."

"Git başımdan." Lanet olası Deniz'in sesini duymamazlıktan gelmeye çalışarak uykuma devam etmeye çalışıyordum.

"Yemek ısmarlarım sana." gözlerim hızla açılırken doğrulup şirin olduğunu düşündüğüm gülümsememle Deniz'e baktım.

"Vallaha mı?" Deniz tepkime gülerken benim taklidimi yaptı.

KIRMIZI ODAWhere stories live. Discover now