P1| BÖLÜM 13

80 59 63
                                    

Siz: Teslim ettim.

Bana merakla bakan iki çift göze döndüm.

"Ne?" dediğimde birbirlerine baktılar.

"Geldiğimde her şeyi anlatacağım diyen sen değil miydin?" dedi Rüzgar imalı bir şekilde. İç çektim.

"Anlatacağım ama kızmak yok Yakamoz. Anlaştık mı?" dediğimde derin bir nefes verdi ve koltuğa oturdu.

"Anlatmazsan anlatamadığın için kızarım." ellerimi belime götürüp sağ kaşımı havaya kaldırdım.

"Ben şirkete döndüm." duyduğu şey ile ayağa fırladı.

"Nereye döndün?" dedi. Nabzım yükselirken Rüzgar elini başına götürdü.

"Taşlı odaya girdim."

"Ne yaptın!?" dedi bağırarak. Gözlerimi gözlerinden çektim. Ardından gözlerimiz yeniden buluştuğunda bana kızmaması için ona bir şeyler demeyecektim.

"Hiçbir şeyi! Hem de hiçbir şeyi anlatmadın Yakamoz. Bir numara ile mesajlaşıyordum. Kim olduğunu bilmiyorum ama adını bile ondan öğrendiğim taş hakkında fazlasıyla bilgi sahibiydi. Seni çıkardığımızdan beri sorduğum bütün soruları cevapsız bırakıp beni erteliyorsun. "

"Aptal değilim ben!" dediğimde onun gibi sesimi ben de yükseltmiştim. Rüzgar çıkması gerektiğini söyleyerek bizi yalnız bırakmıştı.

"Seni korumak içindi! Bulaşmak zorunda değildin. Bulaşmışsın işte zamanında bir kere! Ne gerek vardı hayatını 2. defa mahvetmeme?"

"Seni kurtarırken ben Mors'un yanında kapalı kaldım! Ne sanıyordun ki? Sen burnunu boklara sokmaya devam ederken ben oturup salak gibi senin beni ertelemelerini dinleyecek miydim!?" dedim.

"Zarar görmeni istemiyorum!" dedi birkaç adım uzaklaşırken benden. Sesi alçalmamıştı, hâlâ birbirimize bağırıyorduk.

"Çocuk değilim Yakamoz! Görmüyor musun? Ben siyahım ama etrafımı rengarenk boyamaya çalışıyorum! Ben hayatımı kaybettim, hayatımı alt üst edecek bir sürü olay yaşadım! Sen beni acı çekmekten koruyamazsın!" dediğimde ağlamaya başlamıştım.

"En azından hatırlayacağın yeni yaralar almanı engelleyebilirim."

"Yapamazsın. Koşmak isteyen bir çocuğu özgürlüğünden alıkoyamazsın. O çocuk koşarken düşer. Geri kalkar, koşmaya devam eder." dediğim sırada kolları beni sardı.

"Gizem'in annesi, Gizem, Mors hakkında hiçbir şey söylemedin bana." dedim Yakamoz gözleri dolu halde bana sarılırken. Sesimi iyice alçattım ve kulağına fısıldadım.

"En önemlisi de." derin bir nefes aldım. Kolları belimden ayrıldığında kendini biraz geri çekti.

"Bana babanı anlatmadın." derin bir iç çekti. Elini anlına götürdü ve ardından kapattığı gözlerini açıp bana baktı.

"Anlatacaktım." dedi.

"Anlatmadın." dedim.

"Taş örneği istedi." diye ekledim konuyu değiştirmek için.

"Ne yaptın Derya?"

"Vermedim de. Onca emekler boşa gitmiş olmasın. Lütfen." dedi koltuğa otururken. Karşısına oturdum.

"Emekler?" dediğimde kapattığı gözlerini açıp bana baktı.

"Taşın yanlış ellere ulaşması çok tehlikeli. Amcam beni gidersem taşı vermekle tehdit ederdi."

YAKAMOZWhere stories live. Discover now