P1| BÖLÜM 4

272 194 584
                                    

Siz: Korkma

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Siz: Korkma. Ben korkmuyorum.

Siz: Kaybedecek bile olsak bir umut seni görebileceksem eğer, kaybetmeye varım ben.

Siz: Gece kaybolamaz Yakamoz, gökkuşağı gider ama o gidemez. İmkansızları sunma önüme.

"Hoş geldin." dedi Gizem karşımda ki sandalyeye oturduğunda.

"Biraz kahve içeriz diye düşünmüştüm. Her zamanki gibi." yüzümü inceledi.

"Bunu unuttun mu bilmiyorum ama 5 sene önce sen kahveden nefret ederdin." dedi sert sesiyle. Gülümsemeye çalıştım bütün içtenliğimle.

"Yazık etmişim kendime." diyerek gülüşümü bütün yüzüme yaydım.
"Özür dilerim." dedim suratımda ki gülümseme yerini ciddiliğe bırakırken. "Sert çıktığım için."

"Ben sadece..." sustum. Bakışlarım gözlerinden inmedi ve dik duruşumu bozmadım. Gözümü bile kırpmıyordum. Nefesim titredi.

"Sadece çocukluğumu bulmak istiyorum,"

 "Bir şeyleri, birilerini hatırlamak için cesaretimi toplamışken yanımda olmaman iyi hissettirmiyor." dedim.

"Sen çocukluğunu bulmak için kendini tehlikeye atıyorsun. Sen kendi çocukluğunu bulacaksın diye ben kendiminkini kaybedemem Derya."

"Mesele bu." gözlerini ellerine indirip ardından bana döndü.

"Gerçekten mi?" dedim. "Bencillik olmuyor da ne oluyor o zaman bu?"

"Anlayamıyorum." diye ekledim.

"Beni kaybedeceğin falan yok." dedim "Senin kaybetme ihtimalin düşük ama benim çok fazla." gözlerim doldu.

Ölüm ihtimalleri hayatımızın her saniyesinde vardı ama bu farklıydı tabii. Yakamoz için oranlar değişiyordu. Ölüm ihtimali, yaşama ihtimaline meydan okuyordu.

"Ben de özür dilerim." derin bir iç çekti. "Bir süre buralarda olmayacağım." dedi.

Elini çantasına götürdükten sonra içinden ufak bir kutu çıkarıp bana doğru uzattı.
"Yakamoz bunu sana vermem için vermişti öncesinden." dedi yüzünde ki özür dileyen ifade ile.

"Bir süre buralarda olmamak değil de mesele, benim yanımda olmamak sanki." dedim ve masadan kalktım.

"Umarım yanımda Yakamoz varken de onun hakkında böyle düşünüyor olursun." dedim ve ardından kafeden çıktım.

Kaldırımın kenarına oturduğumda elimde sıkıca kavradığım kutuyu açtım. İçinden bir not bir de kolye çıkmıştı. Notu aldım elime. Kalbim atış sayısını iki katına çıkarmıştı.

"Gökkuşağı bizim birbirimizi sevmemiz gibi bir mucize. Ben de bu mucizeyi senin boynuna, kendi kalbime astım. Seni seviyorum gökkuşağım."

YAKAMOZOù les histoires vivent. Découvrez maintenant