P1| BÖLÜM 2

370 213 706
                                    

Çocukluğum: Söz veriyorum. Sen hiç Ay'ın Güneş'i takip etmediği bir gün gördün mü? Görürsen sözümü tutmayacağım gülüm.

Gülümsedim.

Siz: Hâla nasıl konuşması gerektiğini biliyor, demekki yürüme amaçlı değil sürekli böyle. +0,5 puan sana.

Yazıyor...

Çocukluğum: Haksızlık yapıyorsunuz hanımefendi. Dünya'mı kurtarıyorum ben sadece yürümek değil tabii ki amacım.

Dünya'mı kurtarıyorum...

Siz: O Dünya'nın içerisinde ben de var mıyım?

Derin bir nefes aldım.

Çocukluğum: Yanlış tahmin. O Dünya sensin, içinde yaşayan anılarda insanlar.

Nefesimi havaya karıştırırken en içten halimle gülümsedim. Söylediğinize göre zaten haneniz artı puanlarla doluydu beyefendi şansınızı zorluyorsunuz.

Siz: O zaman Dünya'yı değil içindeki insanları kurtarmalısın.

Çocukluğum: Hayır yine yanılıyorsun. Dünya yok olursa içindeki insanların bir önemi kalmaz. Sen gidersen, gelmesini istediğim hiçbir anının bir değeri kalmaz. Anlarsın ya.

Siz: Gitmiyorum. Anlarsın ya.

Gülümsedim. Uzandığım turuncu koltukta doğruldum ve evin rengarenk döşenmiş haline baktım.

"Hiç değişmemiş." dedi Gizem başını kaşıyarak yanıma oturdu.
"Neden acaba bir düşün." dedim ve başımı onaylamazcasına salladım. Ufak bir kıkırtı çıktığı sırada telefonumu açtım ve ona yazmaya başladım.

Siz: Evini rengarenk döşeme fikri benden mi çıkmıştı?

Bunu yazarken kalbim acıdı. Hatırlamak istiyordum, bunu biliyordum ama her zerresi korkutuyordu beni. Hissetmemeye alışmış bedenim bu hislere karşı savunmasız kalabilirdi. Çünkü ben baştan yazdığım bir hayatı yaşıyordum.

Çocukluğum: Hatırlıyor musun?

Bunu yazarken aklımda canlanmayan yüzünde, beliren umut ışıklarını hissetmeye çalıştım.

Siz: Hayır ama evinden içeriye girdiğim anda buraya ait olduğumu hissettim. Burada kalabilir miyim? Seni bulana kadar.

Çocukluğum: Bulamayacaksın beni prenses ve bu seni üzecek. Orada sonsuza kadar kalmaya var mısın?

Siz: İçinde çocukluğum varsa neden olmasın.

Siz: Bulacağım ve göreceksin. Seni görmek istiyorum Yakamoz. Hem ben sadece seni görmek için değil, seni yaşatabilmek istiyorum. Yanımda, zihnimde, kalbimde...

Çocukluğum: Duvarları beraber boyamıştık.

Gözüm fırça darbeleriyle boyanmış rengarenk duvarlarda gezindi. Her fırça öyle serbestçe vurulmuştu ki renk karmaşası duvarda şaheser gibi duruyordu. Evin beyaz duvarlarını süsleyen rengarenk fırça darbeleriyle dans eden rengarenk mobilyalar vardı. Gökkuşağı çizili duvara doğru ilerledim.

 
"Beni odasına götürür müsün?" Gizem ayak sesleri ile bana doğru yaklaştı ve koridorun hemen çaprazında duran odayı gösterdi. Odaya girdiğimde hafif turkuaza kaçan açık renkli duvarlarda gezindi gözüm.

YAKAMOZTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon