P1| BÖLÜM 9

212 171 206
                                    

Siz: Ne!?

Siz: Sen kimsin?

Siz: Hey!

Siz: Orada mısın?

Siz: Söyle artık ne söyleyeceksen!

Siz: Engelliyorum.

0506*******: Dur!

0506*******: Sakin ol ve mesaj kutumu taciz etmeyi kes.

0506*******: Sadece bilmen gereken şeyler var. Daha sonra daha fazlasını istemezsen seni ben engelleyeceğim.

Siz: Konu ne?

0506*******: Taş.

Siz: Ne taşı?

0506*******: Seni az kalsın öldürecek olan taş.

Nutkum tutuldu. Bunu bilen çok kişi olmaması gerekiyordu. Lakin şimdi tanımadığım birisi bana taş hakkında önemli bir şey söylemesi gerektiğini anlatıyordu. Titreyen telefonum ile gözlerim ekrana dönerken dayandığım duvarın soğukluğu titrememe sebep oldu.

0506*******: Öncelikle o taşın bir adı var.

0506*******: Mors.

Siz: Taşın adı Ölüm mü?

0506*******: Latince bilen insanlar nadir rastlar bana. Evet. Ölüm. Mors.

0506*******: Ayrıca sevgilin Mors hakkında çok daha fazla şey biliyor.

0506*******: Taştan ebeveynin sorumlu olunca istemsizce daha fazlasını biliyorsun.

Siz: Ne diyorsun sen?

0506*******: Sevgilinin ruhu bu beş sene de çok kirlendi. Onu diyorum.

"Yalan." diyebildim sessizce. Öyle olsaydı söylerdi değil mi bana? Gizlemezdi, gizlemesi için bir sebep yoktu ki.

Bu yüzden mi bu konuyu geçiştirmişti yani. Bunların hepsinin, ölümden dönmemin sebebi Yakamoz'un babası mıydı? Yakamoz içeri girdiği sırada duruşumu dikleştirdim ve dolu gözlerimi sildim. Susacaktım. Sadece bekleyecektim. Doğrular bir şekilde kapımı çalacaktı. Çalmak zorundaydı. 5 sene boyunca ruhu kirlenmiş adamın ruhunu yeniden gökkuşakları ile süsleyecektim. Bir şey olmayacaktı. Bu numara her kimse yanılıyordu ve ben bunu ispatlayacaktım.

Yakamoz bana doğru döndü tüm vücudu ile. Derin bir iç çektiğinde elini bana doğru uzattı, elime değen eli beni hızlıca kendine çekerken kollarını bedenime sardı.

"Her seferimiz sonmuş gibi sevelim birbirimizi. Her bakışımız, her içimize çekişimiz sonmuş gibi."

Kollarım onun bedenini sarmaya çalışırken içimden dua ettim bir kere daha. Yakamoz sadece bir denek olmalıydı. Bunların bedelini ödeyecek kişinin Yakamoz olmasına izin veremezdim. Babasının suçu olduğunu kabul edemezdim. Kafamı boynuna iyice gömdüğüm sırada şiddetli hissettiğim baş dönmesi ile üstündeki tişörtü sıktım düşmemek için.

"İyi misin?" dedi telaşlı sesiyle beni kendinden uzaklaştırırken. Gözümün Ahmet Amca ile diktiğimiz çiçeklerin görüntüsü geliyordu, sırayla, yavaş yavaş gelen anılar baş dönmesini şiddetlendiriyordu. Yakamoz beni yatağa yatırırken gözlerimi tavana diktim.

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin