P2| BÖLÜM 20

19 4 24
                                    

Yakamoz'dan

"Nasılsın evlat?"

Karşıdan gelen ses ile artık hissedebildiği, acısını bastırabilecek kadar güçlü bir duygu daha vardı.

Öfke...

Yakamoz elindeki telefonu sıkıca kavradı ve derin bir nefes aldı. Derya bakışlarında tutuşan alevleri görebiliyordu. Bundan sonra olacakları düşünmem bile tüyler ürperticiydi.

"Sessizliğinin sebebi nedir? Canını sıkan bir durum mu oldu yoksa amcacım?"

Yüzünde bulunan bütün ifadeler bir anda silinmiş Yakamoz'a ani bir sakinlik çökmüştü. Sakin bir şekilde konuşmaya başladı:

"Ne yapıyorsun?"

Sorduğu soru karşısında Derya ve Rüzgar birbirlerine baktılar, Yakamoz'un bu soruyu böyle bir anda sorması tüyleri diken diken etmeye yeterliydi.

"Yemek yiyorum."

Esen rüzgarın yüzüne çarptığını, teninde gezindiğini net bir şekilde hissedebiliyordu. Dudakları kendinden habersiz iki yana kıvrıldı.

"Seni bulacağım, o haklarını üstüne aldığın Mors taşını sana yedireceğim." boğazını temizledi ve devam etti. "Seni o döktüğün kanlarda boğacağım ben."

"Biliyorsun değil mi amcacım?" yutkundu.

"Şaka yapmam."

"Ama sana şaka gibi bir ölüm sunacağım." 

Sözlerinin üzerine kapanan telefon Yakamoz'un içindeki aleve bir rüzgar savurmuştu. Kocaman bir boşluk içini kemiriyordu. Aklı olanları idrak etmekle öfkenin pençesinde kavrulmak arasında gidip gelirken Yakamoz gülümsedi. Sağ elinde tuttuğu telefona baktı ve tebessümünü durdurdu. Polisler olay yeri olarak şimdi evin içini çevreliyorlardı. 

Bir polis memuru Yakamoz, Derya ve Rüzgar'a ifade almak için karakola götürmesi gerektiğini söylerken üçlüden hiçbir ses çıkmadı. Hepsi aynı anda başlarını salladılar ve yavaş adımlarla polis arabasına ilerlediler. 

İçinde yanan alevin onu kül edeceğinin farkındaydı Yakamoz. Oturduğu yerden cama baktı. Gözlerini birkaç kere kırptı ve acısının tadını çıkardı. Kafasını geriye doğru yasladıktan sonra bakışları Derya'ya kaydı. Derya'nın suratında acıyı ilk defa tatmış bir ifade vardı. Aslında öyleydi de. Ölümün zehrini ilk defa içiyorlardı. 

Kafasında bulunan milyonlarca düşünceye, o kaos ortamına bir yenisini daha ekledi o an Yakamoz. Ya kendini yakarken yanındaki bu kızı da yakarsa ne olacaktı? Her şeyi yıkıp yakabilirdi ancak, o? Yakamoz'un karşısına çıkmayacak mıydı?  Her ne olursa olsun ölümü ve beraberinde getirdiklerini kaldırabilir miydi aşk?

Bütün düşüncelerini silkeleyip gözlerini Derya'dan çekti. Kalbinin ortasında oluşan acıyı tarif etmesi şimdi daha da zordu. Ağır bir yükün altında ezilmiş gibi hissediyordu. Sadece birkaç saatte hayatında hiç yaşamadığı kadar acı yaşamıştı. Öfkesi ise acısı kadar yoğun bir şekilde vücudunun her yerinde geziyordu...

***

CENAZE GÜNÜ

Derya'dan

YAKAMOZWhere stories live. Discover now