P1| BÖLÜM 1

546 244 1.1K
                                    

Yeniden hoş geldiniz, şimdiden iyi okumalar dilerim 🖤

0507*******: Sen engel atalı tam 30 gün oluyor. Telefon numaranı bulmak için çırpınalı tam 30 gün! Tanımaya bile çalışmıyorsun beni Derya ne kadar korkak birisin sen!

Siz: Huzurlu yakamoz parıltısı.

0507*******: Ne diyorsun ya!

Siz: Kimsin?

Saçmalıyor gibi gözükebilirdim ama saçmalamıyordum. Bundan tam 1 ay önce bana beni çocukluktan beri tanıdığını söylemişti. Onu hatırlayamıyordum ve o bunu biliyordu. Bildiğine emindim çünkü beni tanıyordu, beni çocukluktan beri tanıyan birisi çocukluğumun öldüğünü bilirdi. Numarasını telefona kaydederken bildirim geldi.

Çocukluğum : Hatırlamıyorsun ama hatırlamaya tenezzül de etmiyorsun Derya. Olanları duymak istemiyorsun değil mi? Sana neler olduğunu bilmek istemiyorsun. Annenin adını neden hatırlayamadığını, en yakın arkadaşını niye hatırlayamadığını bilmek istemiyorsun. Korkaksın.

Sadece ekrana bakmakla yetindim bir kaç dakika boyunca. Kalbimde oluşan bir his bulamadığımda gözlerimi kapatıp açtım. Elim kafamın arka kısmında bulunan dikiş izinde gezindi. Hayatımı kaybedeli ne kadar olmuştu acaba? Ya da en sevdiğim yemek neydi? Nasıl bu hale düşmüştüm? Hiçbir şey hatırlayamıyordum tek bildiğim şey buydu. Geçmiş kelime haznemde büyük bir boşluk yaratıyordu. Annem bana olanları yüzlerce kez anlatmaya kalkışmıştı ama korkmuştum. Korkmam normal değil miydi? Geçmişimde yaşadığım şeyler belki de kendime acımama sebep verecekti. Neden büyük bir boşluğa kollarım açık atlamalıydım ki?

Siz: Sen de annemler gibi yeniden tanıtabilirdin bana kendini Yakamoz. Herkesi en baştan tanıdım ben ama sen kaç sene olduğunu bile bilmediğim bir süre sonra yazıyorsun. Sence ben seni hatırlıyor muyum?

Çocukluğum: Hatırlatacağım sana kendimi ama sadece biraz süre istiyorum Derya beni hatırlamaman koyuyor anlıyor musun? . Denize yansıyan ay'ın ışığıydım ben, senin kalbine yansıyan yakamozdum. O Ay gökte dururken denizlerin yeryüzünü terk etmesine alışamıyorum.

Son cümleyi tekrar okudum. 'O Ay gökte dururken denizlerin yeryüzünü terk etmesine alışamıyorum' yazmıştı. Gözlerim dolarken klavyeyi tuşladım.

Siz: Hatırlat kendini bana ben giden denizler yerine yenisini getiririm.

Gözlerim istemsizce saate kaydı. Ardından bembeyaz duvarlarımı inceledim loş ışığın altında. Yattığım yatağımdan kalktım ve yan duvarda duran beş katlı ince kitaplığı kenara kaydırdım. Arkasında rengarenk kalemlerle yazılmış 'Yakamoz' yazısında ellerimi dolaştırdım. Ardından yatağa girdim ve mırıldandım. 'Çok hissizim bu Dünya'ya Yakamoz. Affet beni.' gözlerim usulca direncini kaybederken buruk bir gülümseme kaldı yüzümde.

Gözlerimi tavana doğru açtığım sırada telefonum çaldı. Yeni kendine gelen gözlerim ile ilk olarak 10.39 olan saate baktım ardından arayan kişi karşısında gülümsedim.

"Efendim Gizem."

"Günaydın. Bugün latince dersin yok! Dışarı çıkmalıyız." sesine karışan neşe melodileri ile gülümsemem arttı. Çocukluğumdan kalan bir diğer kişi de oydu.

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin