40.BÖLÜM

22.9K 2.2K 366
                                    

KERİM TURANLI

"Öyle uzaktan seviyorum seniYanaklarına sızan iki damla yaşı silmedenEn çılgın kahkahalarına ortak olmadanEn sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Öyle uzaktan seviyorum seni
Yanaklarına sızan iki damla yaşı silmeden
En çılgın kahkahalarına ortak olmadan
En sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan.

Öyle uzaktan seviyorum seni
Kırmadan,
Dökmeden,
Parçalamadan,
Üzmeden,
Ağlatmadan uzaktan seviyorum."

Cemal Süreyya

Defalarca okumama rağmen beni her seferinde bambaşka bir yere götürüp, saatlerce düşünmemi sağlayan belkide ender dizelerden biriydi bunlar.

Uzaktan seviyordum onu lakin dizelerdeki gibi parçalamadan,kırmadan değil.Tam tersi parçalayarak,kırarak,ağlatarak...

Hiç beklenmedik bir anda ihanet kapınızı çalıyor ve sen daha neyin ne olduğunu anlamadan o kapıdan içeri süzülüp bir kenara çekiliveriyordu.Sana düşende yıllar boyu acısını çekmek ve çektirmek oluyordu.

Affetmek...

Aslında içten içe yapmak istediğim tek şey sevdiğim kadını affetmekti.Lakin ne zaman bir adım atsam gözlerimin önüne o adam geliyor,söylediği sözler beynimi deliyordu.

Ama inkar edemediğim ve ömrüm boyunca da asla etmeyeceğim bir şey varsada oda Sahra'ya olan sevgimdi.

Bu öyle saçma sapan bir duyguydu ki yanımdayken öfkeden kuduruyor,uzağımdayken çok ama çok özlüyordum.Bazen rüzgardan dilenirdim sırf onun kokusunu hissetmek için.Bazen bir kere göz göze gelmek için dakikalarca ona bakar sonra karşılığını alınca sinirimi iki sözle dile getirirdim.Kısaca yapmamam gereken ne varsa yapıyor,o göz yaşı dönünce de kendimi parçalayasım geliyordu.

Kapının tıklatılması ile düşüncelerimi bir kenara bırakıp oturduğum yerde döndüm.

"Gir" dedim yüksek sesle.

"Kerim bey Esra hanım geldiler"

Derin bir iç çekip içeri alması için başımla onayladım.

Esra yaklaşık bir yıldır araziler için kullandığımız her türlü zirai ilaçları aldığımız dükkanın sahibi ve aynı zamanda Ziraat mühendisiydi.

Gülümseyerek kapıdan içeri giren kadına bakıp oturması için boş koltuğu gösterdim.

"Hoş geldiniz Esra hanım"

Söylediğim sözler karşısında benim aksime gülümsemiş,ardındanda hemen konuşmaya başlamıştı.

"Hoş buldum.Hani anlaşmıştık ?"

Hangi konudan bahsettiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

"Hangi konuda anlaşmıştık acaba?"

"Ama aşk olsun hatırlamıyorsunuz bile.Hani bir birimize isimlerimizle hitap edecektik."

"Benim birine ismi ile hitap etmem için o kişinin benim hayatımda bir yerlere sahip olması gerekir"

FERİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin