16.BÖLÜM

35.3K 2.7K 500
                                    

TİMUR

Akşamın karanlığında yol alırken geri dönmek için beynimin her hücresinde savaş açan düşüncelere inat direniyor ve sadece sokak lambalarının aydınlattığı yolda yavaş yavaş ilerliyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Akşamın karanlığında yol alırken geri dönmek için beynimin her hücresinde savaş açan düşüncelere inat direniyor ve sadece sokak lambalarının aydınlattığı yolda yavaş yavaş ilerliyordum.Aylardır hayalini kurduğum şey bu akşam gerçekleşmiş ve bu beni tahmin ettiğimden daha fazla mutlu etmişti.

İnanılacak gibi değildi ama  bir hafta içinde onunla evlenecek,mutlu bir yuva kuracaktım.Bunun hayalini öyle çok kurmuştum ki...Bazen olmayacak korkusu ile sabahlara gözümü kırpmamıştım.Gecenin karanlığında parlayan her yıldızdan onu dilenmiştim.Bir kez bana baksın,beni dinlesin ,beni sevsin diye dilim şişesiye kadar dua ettiğim günleri hatırlıyordum.

Neyse ki Rabbım sessiz yakarışlarıma karşılık vermiş ve her şey istediğim gibi olmuştu.O yanımdayken ölümsüzlüğü ilan eden bir kahraman gibi,o yanımda yokken küçücük kalmış çaresiz bir çocuk gibi hissediyordum...Onunla birlikteyken yeniden öğreniyordum.Gülümsemeyi,konuşmayı,hayata daha güzel bakmayı...Hepsi Feride ile bambaşka bir boyut kazanıyordu.O benim canım,ilk göz ağrım,sevdiğim ve daha sayamadığım bir çok şeyimdi...O benim hayaliyle yaşadığım tek kadındı...

Beynimi yakan bol sevgi baloncuklu düşüncelerimi bir kenara bırakıp evin yoluna sapmak için yavaşladım ve tam bu sırada karşıdan gelen adamı gördüm.Gözlerim yanlış görmüyorsa bu Demir'di ve aynı zamanda sarhoştu.Arabayı sağa çektim ve hemen aşağı indim.Hava buz gibiydi.Bu yüzden montumun yakasını kaldırdım ve ellerimi pantolonumun ceplerine sokarak yavaş yavaş sallanıp durduğu yere doğru ilerledim.Yaklaştıkça onda ki garipliği daha net  fark ettim.Boş bakışlarla karşı tarafa bakıyor,dudaklarından sessiz mırıltılar çıkıyordu.

''Demir''dedim sessizce omuzuna elime koyarak.Geldiğimin bile farkına varmış gibi görünmüyor,hala gözlerini kırpmadan karşı tarafa bakıyordu.

''Demir ''dedim bu sefer omuzundaki elimin baskını artırarak.

''Sende görüyor musun Timur...Bak Vildan orada durmuş bana bakıyor''

Duyduklarımı hazmetmeye çalışırken,bir taraftan da Demirin baktığı yere bakıyordum.Acaba Yenge geri mi dönmüştü?

''Ağlıyor biliyor musun Timur.Oda benim gibi ağlıyor.Ellerimi uzatıyorum ama tutmuyor.Söyle ona Timur ne olur söyle beni bırakmasın.Ben kahroldum,tükendim artık dayanamıyorum onsuzluğa.Şuram yanıyor dostum şuram...Ne olur yardım et bana,bir şeyler yap onun gitmesine izin verme...Yalvarıyorum sana Timur bunu bana çok görme''

Dizlerinin üzerine yığılan adamın çaresizliği beni kahretmişti.Koca adam bir çocuk gibi ağlıyor ve sevdiği kadının hayali ile konuşuyordu.İçim yandı.Boğazım düğümlendi ve bir anda Feridem düştü aklıma.Onun hayatımda olmama düşüncesi bile yüreğime bir bıçak gibi saplanmış,acımasızca parçalara ayırmıştı.Sabah erkenden kalkıp ilk işim onun yanına gitmek,doyasıya sarılmak olacaktı.Bu acı karşısında onun yanımda olduğunu hissetmeye çok ihtiyacım vardı.

FERİDEWhere stories live. Discover now