38.BÖLÜM

23.7K 2K 234
                                    

FERİDE

Çocukken her daim hayal kurardım

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.

Çocukken her daim hayal kurardım.Her kız çocuğu gibi işte.Daha doğrusu her çocuk gibi...

Her sofraya oturduğumuzda yemek çeşitlerinin daha çok olmasını isterdim mesela.Annemin yaz kış demeden tarlaya gitmek yerine yanımda kalmasını,kış günü her daim sıcak su olmasını..

Yaşım kaç olursa olsun hiç vazgecmemiştim.Tutunduğum dal gibi bir şey olmuştu hayal kurmak.Ee tabi büyüyünce değişmeye başlamıştı her şey.Masum hayallerimin arasına masallarda anlatınlanlar gibi bir aşk,ardındanda evlilik girmişti.

Fakat gerçek şuydu ki hayalini kurduğum hiç bir şey olmamıştı.Ne her daim akan bir sıcak su,nede mutlu bir evlilik...

Hele evlilik hayalim tam bir hüsranla sonuçlanmıştı.Bu topraklarda böyleydi işte.Çocuk doğuramıyorsan yarımdın,işe yaramazdın.Kısır damgasını yapıştırırlardı hemen sırtına.Boynuna dolanırdı ilmek ilmek.Ne kadar anlatmaya çalışsanda kimse seni anlamazdı.Bu öleceğini bile bile okyanusun ortasında çırpınmak gibi bir şeydi ve en sonunda pes ederdin.Sırtındaki kamburun ağırlığına dayanamazdın.Sonuç olarak ya Fıratın kollarında bulurdun kendini yada sanki en büyük günahı işlemiş gibi başını önüne eğer yaşamaya çalışırdın.Ömrün her bakışla,her sözle zehir olurdu.

Gözlerim uçsuz bucaksız verlimli toprakların güzelliğine bakarken,bir yandanda geçmişi düşünüyordum.Çocukken kurduğum hayalleri,yarım kalan hikayelerin insana ne kadar acı verdiğini..

Zaman bana sadece tek bir şeyi öğretmişti.Oda umudun sadece hayallerden ibaret olduğunu.

Ta ki Timur Çelebi ile karşılaşıncaya kadar..

Işte o zaman umudun parlayan ışıkları karanlığa boğulmuş hayatımı aydınlatmaya ,evimin her penceresinden güneş ışıkları vurmaya başlamıştı.

Ellerim her zaman olduğu gibi istemsizce karnıma,minik mucizemin can bulduğu yere gitti.Minik mucizemdi o benim.Yıllarca yolunu gözlediğim,el açıp yalvardığım,çok ama çok istediğim,kokusunun güzelliğini hayal bile edemediğim tek gerçeğim şu an ellerimin altındaydı.Bu öyle bir mucizeydi ki insan düşündükçe işin içinden çıkamıyor,hayal ettikçe mutluluktan havaya uçuyordu.

"Yine gülümsüyorsun?"

Belime dolanan eller parmaklarıma ulaştığında kendimi sevdiğim adamın kollarına bıraktım ve hissettiğim huzurla gözlerimi kapadım.

"Çünkü gülümsememe sebep olan nedenler var" diyerek bir kedi misali iyice ona sokuldum.Görmedigim her dakika daha çok özlüyordum  onu.Bakışını,dokunuşunu,gülümsemesini vé en önemlisi her daim hissettirdiği sevgisini..Kısacası ona dair her şey çokça özlem içeriyordu bende.

"Kıskanmalı mıyım?"

Boynuma değen dudakların sıcaklığı tenimi ürpertsede hiç oralı olmadım.

FERİDEKde žijí příběhy. Začni objevovat