2.BÖLÜM

48K 2.9K 482
                                    

Bazen gitmek gerekiyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bazen gitmek gerekiyordu...

Nedeni,niçini,niyesi yoktu bu gidişin.Şartlar neyi gerektiriyorsa onu yapardı insan.Erkek ya da kadın far etmez.Gitmesi için itelenen,sürekli kakalanan hiç bir canlı buna dayanazmadı.Gerçi gitmekle gitmiş olmuyordu insan.Yılların anısı beyninde yer ediyor,yeri geldiği zaman tek tek kilitli odalarından çıkarak önce zihnine,sonra aklına,sonrada gönlüne düşüyordu, bir yılan gibi ilerliyordu.Sinsice yaklaşıyor,sessizce sokuyor ve zehirini akıttıktan sonra ardına bakmadan haftalar,hatta aylar boyunca ölümü dileyecek kadar seni acı ile kıvrandırıyordu.

Tıpkı beni kıvrandırdığı gibi...

Geçecekti...

Elbet geçecek,bulutlu günler yerini güneşin aydınlığına bırakacaktı.Benim de yüzüm gülecekti.Pişmanlıklarım elbet olacaktı ama üstesinden gelecektim.Tek başıma da olsa bunu yapacaktım.Çünkü bir kadın kafasına bir şeyi koymuşsa,cellat olsa döndüremezdi yolundan...

Ben...Her gece kafamı yastığa koyup,onun yokluğun da gelecek umutları filizlendirirken yüreğimde,o başka bir kadının sevdasına gebe kalmış,ihanet doğurmuştu.Ben bunu hak etmemiştim..

Bunlar bir kadının kaldıracağı şeyler değildi...En azından benim değildi.Çünkü daha evvel bir çok kez görmüştüm yılan gibi uzanan dilleri,nefret bürüyen gözleri,insanlıktan çıkaran şeytanlığı...

Benim bunlara gücüm kalmamıştı artık...Tükenmiştim...O yüzden de çaresizliğimi de yanıma alıp küçük bir valiz ve bir poşetle ayrılmıştım o evden...

Şimdi ise saatler önce geldiğim baba ocağımda,üzeri bomboş bir tahta divanın üstüne oturmuş öylece karşımda ki duvara bakıyordum.Çocukluğumda ne çok severdim bu divanın üstüne yatıp,yanan sobayı izlemeyi.Sıcaklığı ile usul usul gözlerimi kapatmayı ve saatler sonra annemin sessizce uyandırıp kaldırmasını...Hey gidi çocukluğum...Aşk nedir,acı nedir,çaresizlik nedir bilmeyen çocukluğum.

Oysa şimdi öyle miydi?

Hayır...Öyle değildi.

Yüküm ağır,aklım bomboş,kalbim paramparça ve çaresiz...

Annem demez miydi hep''Üzülme! Çünkü Yaradan umudu en çaresiz anlarda yollar ''diye...

Benim tutunacak tek dalım varsa oda Rabbim'di.Ondan başka kimse ne beni,ne yaşadıklarımı ne de çektiğim acıları anlardı.Kimse derdimden anlamasa da o anlardı..Ve bu ayakta kalmam için en önemli sebebimdi.

Derin bir nefes aldım.Sonra da her seferinde beni umutsuzluğa düşüren düşüncelerimden sıyrılarak ayağa kalkıp odunluğun bulunduğu yere doğru yürüdüm.İlk iş sobayı kurup yakmaktı.Tabi sobanın yanacak hali kaldıysa.

Neyse ki sobanın durumu beklediğimden daha iyiydi.Annem elindekilerin kıymetini bilen,temiz kullanan bir kadındı..Babam annemden bir yıl önce vefat etmişti.Altı ay kadar öncede Annem uyurken kalp krizi geçirmiş ve hayata gözlerini yummuştu.Ne çok canım yanmıştı o gün.

FERİDEWhere stories live. Discover now