TİMUR
Mutluydum...
Hemde ölesiye mutluydum.Tutamıyordum işte kendimi.Ne kadar direnmeye çalışsam da engel olamıyordum yüreğimdeki çarpıntıya.Midem de uçuşan kelebeklerin tenimi gıdıklamasına ses etmiyordum çünkü bundan deli gibi hoşlanıyordum.
Mutluluğumun sebebi oydu.Bana bakan gözleri,beni seven yüreği,tenime dokunan elleri...Kısacası her şeyi beni mutlu etmeye yetiyordu ve yetmeye devam edecekti.
Mutlu olmak için mutsuzluğun dibini görmek gerekiyor...
Bu yazıyı bir yerde okumuştum.Anlayana o kadar güzel bir sözdü ki her insan kendine bir parça da olsa anlam çıkarabilirdi.Tıpkı benim gibi.Bende mutsuzluğun,karanlığın en dibini görmüştüm aylar önce.Ama şimdi aydınlığın en güzel halini yaşıyordum.
Sadece sabrederek en güzel ışıkla mükafatlandırılmıştım.
Benim ışığım,benim kadınım Feride Çelebi...
Gülümsedim...
Her zaman olduğu gibi gülümsedim ve sevdiğim kadına yardımcı oldum.Kapısını açtım,gelinliğinin uç kısımlarını topladım ve en sonunda rahat bir şekilde ön koltukta yerini aldığında saçlarının arasına bir öpücük kondurdum.Boncuk gibi bakan gözleri ışıl ışıldı.Ağladığı için hafif bir şekilde makyajı akmıştı.Burnu biraz pembeleşmişti ama güzelliğinden zerre bir şey kaybetmemişti.Dudakları kıvrılınca çukurlaşan gamzesi,bembeyaz dişleri ve onu çevreleyen dudakları ile güzelliği tartışılmazdı...
Elimi kaldırdım ve baş parmaklarımın yardımı ile gözlerinin altında ki siyak lekeleri sildim.
''Çok çirkinleşiyorsun lütfen bir daha ağlama''dedim burnumu kırıştırıp.Sonra minik burnuna bir öpücük kondurup geri çekildim.Kalabalığa işaret edip şoför koltuğuna geçtim tüm hazırlığımı tamamlayıp arabayı çalıştırdım.Hız limitine dikkat ederek düğünün gerçekleşeceği yere doğru ilerlemeye başladım.Korna sesleri yeri göğü inletirken,araçlar yılan misali arka arkaya yolda akmaya başlamıştı.Davul zurnanın sesi hala kulaklarıma geliyordu.Türk bayrağı ve bir seccade arabanın ön kaputunda dalgalanırken bu günü gösteren Rabbime bir kez daha şükür ettim.
''Teşekkür ederim''
Sessizce fısıldanan sözler kulağımdan usulca süzüldüğünde yanımda oturan kadına döndüm ve bir kez daha ağladığını gördüm.Nasıl da tane tane akıyordu göz yaşları yanaklarından.Bu yaşlar içimi ateşe veriyordu ama elimden bir şey gelmiyordu işte.
''Hani ağlamayacaktın güzelim''
"Ağlamak istemiyorum.Gerçekten istemiyorum ama engel olamıyorum işte.Şu boğazım düğüm düğüm oluyor.Ben kendimi tutmak istedikçe,nefesim kesiliyor sanki.Ağlamasam kalbim duracakmış gibi hissediyorum''
YOU ARE READING
FERİDE
General Fiction(TAMAMLANDI) Hayat.. Bazı şeyleri kafana vura vura,bazı şeyleri de kalbini kıra kıra öğretir. Ben kalbi kırıla kırıla öğrenenlerdendim.Adam sanıp yüreğimi verdiğim,bununla yetinmeyip hayallerimi,ümitlerimi ve en önemlisi sevdamı emanet ettiğim kocam...