19.BÖLÜM "BEN SENİ HEP ÖZLEDİM"

1.2K 817 326
                                    

Bölüm Şarkıları :
Farid Farjah -  Golha
Hemsaye - Birkaç Fotoğraf Sonrası
Shamrain- A woeful song


    "BEN SENİ HEP ÖZLEDİM"


Bir umut ölüyordu adamın zihninde. Bir damla gözyaşı adamın yanaklarından süzülüp intihar ediyordu. Bir haykırış adamın dudaklarından kopup isyana dönüşüyordu ve bir sızı daha yer ediniyordu adamın göğüs kafesinde. Bir kere öldüm ikincisi olmaz diyen adam bir kez daha ölüyordu.

Kaybetme korkusu tüm bedenini sarmışken şimdi hastane  koridorlarında yankılanan feryatlar, yere düşen gözyaşları daha can yakıyordu. Feryatlar bir kez daha anlamlaşıp can yakıyordu. Kulaklar sağır olsa duymasam, gözlerime gölge inse görmesem, kalbim taş olsa hissetmesem diyenlerin canı çok yanıyordu.

Olduğu koridor, oturduğu sandalye tüm insanların korkularının birleştiği yerdi aslında. Aynı yere oturup kaybetme korkusunu yaşayan onlarca insan vardı. Aynı yerde oturup avuç içlerinin arasına binlerce dua sığdıran onlarca yürek vardı lakin o bir kez daha böyle bir koridorda olmanın şokunu yaşıyordu. Acı sanki bu sefer daha çoktu fakat hissiz gibi duruyordu dışarıdan.

Genç adam için her şey anlamını yitirmiş gibiydi. Oturduğu yerde ruhu çekilmiş , boş bakışları ile yeri izliyordu. Rengi gitmiş, gözleri kıpkırmızı kesilmişti. Onun kanı bulaşmış elleri yanından öylece sallanıyordu. Ellerine  bakmak istemiyordu fakat temizlemekte istemiyordu. Önünde durduğu beyaz üstünde kırmızı harfler ile ameliyathane yazan kapı açılsın biri Eflatununun iyi olduğunu söylesin istiyordu.

Bir saat önce Zifir’in gözünün önünde vurulması ellerine onun kanının bulaşması. O solgun yüzü düşündükçe nefes alamıyor, nefesi kesiliyordu. Her şey bir bir gözünün önüne geliyordu. Hastaneye yetişene kadar çok kan kaybetmiş, esmer teni bembeyaz kesilmişti. Gözünü kapatmadan önceki acı dolu inlemeleri zihnindeydi susmuyordu.

Aklına ilk görevlerinden sonra söylediği sözler gelmişti “Bir gün vurulacağım.” demişti. O bunları söylediğinde bile canı çok yanmıştı. Şimdi gerçekten vurulmuştu ve gerçekliğini bile sorgulayamıyordu.

Genç adam hiç kimseyi görmez her an açılacak olan ameliyat kapısını izlerken karşısında İnci oturuyordu. Makyajı bugün ağlamaktan ikinci kez dağılmış hayatına kısa bir sürede dahil olan Zifir için sessizce gözyaşı döküyordu. İçinde kendisini suçlayan bir his çıkmıştı ortaya. Haklıda sayılırdı çünkü o kurşunun hedefinde kendisi vardı. Bunu çok iyi biliyordu.

Koridorun girişinde kızın arkadaşları belirmişti. Onlara haber veren Kağan olmuştu. Eymen’in doğum gününe gitmek için haber beklerken arkadaşlarının hastaneye kaldırıldıklarını duyduklarında soluğu burada almışlardı. Hepsinin yüzü kıpkırmızı kesilmiş, endişeli bir şekilde hızla ameliyathaneye doğru geliyorlardı. Adam onları fark etmemişti bile. Yanına gittiklerinde endişeli bir şekilde “Zifir nasıl ?” diyenleri bile duymamıştı.

Onun yerine İnci titrek bir ses ile “Bir saat önce ameliyata aldılar. “ diye konuşmuştu.

Adamın eline bulaşmış kanı elbette fark etmişlerdi. Laçin ve Elif gözyaşlarına hakim olamazken Doğu’u gözyaşı akmasın diye çaba sarf ediyordu. Hissetmişti o gün. Zifir her şeyi anlattığında kötü bir şeylerin olacağını hissetmişti. Kaç yıldır tanıyordu onu. Son bir ayda onda büyük bir değişim olmuştu. Karşında duran adam onun hayatına girdiğinden beri çok şey değişmişti. Kızarmış ela gözleri Destan’a kaydığında ağzından sinirli bir homurtu kaçmış ona doğru hiddetle.

KARA KUYU "EFLATUN"Where stories live. Discover now