9.Bölüm " EFLATUN VE MAVİ"

1.6K 1K 662
                                    

Herkese Merhabaa 🤗

Uzun bir aradan sonra nihayet buradayım. Vizeydi, finaldi, büttü derken bölüm yazamadım. Yazmaya kalkıştım ama kafam rahat olmadığı için de yazamadım.

Ama biter bitmez rahat kafayla bomba gibi bir bölüm ile geldim. Beklediğinize değeceğini düşünüyorm inşallah 💜

Bölüm Şarkıları
Feridun Düzağaç - Kül
Gabrielle Aplin Start of Time

            9.BÖLÜM "EFLATUN VE MAVİ"

Bir kalbin acısını beden ve düşünceler çekerdi. Kabuk bağlayan kalbin yarası kabuğu açmaya çalıştığın da sızlar bedenini acıtırdı. Kalbin de ki acının geçmeyeceği zihninde yer aldığın da ise düşüncelerin bu acıyı çekerdi. Biten her günün sonun da bunu anlamak daha kolay olurdu. Bazı yaraların hem izi hem de acısı geçmez derdi düşüncelerin sana. Düşüncelerin, bak yıllar geçti yara kabuk bağladı, izi de acısı da hala geçmedi de derdi. Aynı şeyi farklı şekillerde defalarca kez söylerdi sana. Bu kabul etmekte sana kalırdı.

Yüzüme vuran gün ışığının rahatsız edici parlaklığı ile gözlerimi kırpıştırıp açtığımda , ne zaman üstüme örtüldüğünü bilmediğim battaniyeyi çekip doğrulduğum da dün geceyi hatırlatır gibi vücudumun belli yerleri sızlamaya başlamıştı.

İki haftayı aşkın bir süredir deliksiz bir uyku çekmemiştim. Dün ki yorgunluktan sonra delilksiz bir uyku çekmiştim.

Boğazım da kendini belli eden kuruluk hissi geçsin diye kuruyan dudaklarımı ıslatıp yutkunduğum da boğazım acımıştı. Susamıştım, susuzluğumu gidermek için ayağa kalktığımda parkelere değen çıplak ayaklarım ile üşüme hissi gelmiş titremiştim. Yürümek için bir adım attım  fakat  acıyan karnım ile dudaklarımdan kısık bir inilti çıktı. Elim   karnım da  yavaş adımlar ile mutfağa girip bir bardak su içtim. Gözüm  masanın üstünde dün gece Destan’ın kaşıkladığı nuttela kavanozunu takıldı.

Destan

Bir dağın ardın da sakladığı gerçeği görmek için o dağı aşmak gerekir. Aşmaya çalışırken türlü zorluklara dayanmak ve türlü acılara katlanmak da gerekir.

Eğer Destan, aşmam gereken bir dağ olsaydı ;dün gece o dağın eteğine varmıştım. Varmıştım fakat tırmanmaya cesaret edememiştim. Destan, gözleri ile acıyı göstermiş hissettirmiş ; daha yükseğe çıkarsam daha çok acıyacağımı anlatmıştı.

Hem ben cesaret edememiştim daha fazla acıya hem de  o sırtını dönüp gittiğin de engel olmuştu buna. O heybetli dağın ardında ki gerçekleri görmeme engel olmuştu. Bir gün o dağın ardında ki gerçeği görmeye cesaret edecektim.

Zihnim her zaman ki gibi benim ile oyun oynuyor, düşüncelerimin suyu yüzene çıkmasına sağlıyor, bunlardan etkilenmeme sebep oluyordu. Son zamanlar da asla göstermeyeceğim tepkiler vermeme yol açıyordu ve bunların çoğunun Destan’ın yanındayken olması beni geriyordu. Her zaman kontrollü davranan ben kontrollü davranamıyordum. Dün gece Destan ile konuşmam da, aynı şekilde araba da  aniden yükselme de bunun bir göstergesiydi.
Elimde ki bardağı tezgaha bırakıp mutfaktan çıkıp elimi karnım da merdivenlere çıkmaya başladım. Karnım da ki ağrı şiddetlenmişti. Sürdüğüm krem işe yaramamış gibi görünüyordu. Derin bir nefes alıp alt dudağımı ıslattığım da gelen ayak sesi ile kafamı kaldırdım. Destan aşağı iniyordu.

KARA KUYU "EFLATUN"Where stories live. Discover now