1 - KUTLAMA BALOSU

9.9K 337 76
                                    

Hayatım boyunca, her zaman yanlış kararlar alıp, bana karma olarak geri dönecek seçimler yaptım.

Hem de öyle yanlışlar ki, son raddeye kadar bu tercihlerimin koca birer hata olduğunun bile farkında değildim.

Zamanla, her şeyimi kaybettim. Ben kazandığımı sanarken, aslında her seferinde ruhumdan, kendi benliğimden ve duygularımdan birer parça kaybettim.

Sevgilimi kaybettim, her şeyimi...

Ben Esat, bu da benim ve bir nevi eski sevgilim Barış'ın hikâyesi.

Şimdiki Zaman

"Şantöz birazdan sahneye çıkar efendim, orkestranın gece boyunca sizi eğlendireceğinden emin olabilirsiniz." dedi orta yaşlarındaki tıknaz adam, hafifçe kafamı salladım ve koyu gözlerimi ona diktim. "Konuklarla en iyi şekilde ilgilenin, tek bir konuğun bile memnunu olmadığını görürsem sizden bilirim." dedim iş hayatında kullandığım sert ve otoriter sesimle. Adam yavaşça kafasını sallayıp, "Peki efendim," dedikten sonra arkasını dönüp yanımdan ayrıldı.

Adam gittikten sonra önüme dönüp, sakince mavi kadife ceketimin yakalarını düzelttim. Normalde kendi markama ait giysileri giymezdim, kibirlilik ve insanların gözüne sokma çabasıdır bana kalırsa. Lakin bu gece, bizim markamıza ait oldukça özel bir kutlama, bu sebeple en kaliteli ve en pahalı kumaştan yapılmış şık smokinimi özellikle seçip giymiştim, insanların ne diyeceklerini umursamadan!

Konuklar kendi aralarında eğlenirken gözüm teker teker bütün masalarda dolaştı. Çoktan kendi aralarında koyu muhabbetlere girmeye, şakalaşmaya başlamışlardı ve tek bir kişi misafir bile memnuniyetsiz gözükmüyordu.

Olduğum yerde derin bir nefes aldım, çok beklemiştim. Bu etkinliğin hayalini dört gözle beklemiş, çabamın karşılığı olan bu kutlamaya oldukça prestijli insanlar bile davet sonucu hiç tereddüt etmeden, büyük bir hevesle gelmişlerdi.

Çok şeyden vazgeçtim, çok şey feda ettim, hayatım boyunca çok şeyden taviz vermem gerekti ki buna gençliğim ve ölen duygularım da dahil. Bunca zaman hep inkâr etsem de, ben şüphesiz para, saygınlık, güç ve şöhret dörtlüsünün köpeği haline gelmiştim. Kendimi bir kuyunun içine hapsedip bütün bu hırs ve mücadele yaşamaya çalışmıştım. Eh, nitekim çabamın karşılığını misliyle almıştım.

Çabamın meyvesi olan kutlamayı izlemeye devam ederken, "Esat Bey?" dedi cılız bir ses, irkilerek arkamı döndüğümde genç ve oldukça güzel bir kadınla göz göze geldim. Şaşkınlığımı anlamış olacak ki, "Ah, özür dilerim, korkuttum mu?" dedi endişeli bir sesle, dalgalandırdığı parlak kahverengi saçları beyaz bluzunun üzerine dökülmüştü. Altında açık pembe kloş bir etek, kulaklarında yeşil zümrüt küpeler vardı. Şüphesiz kutlamanın en şık kadınlarından biriydi, yanlış hatırlamıyorsam da davetliler listesindeki bir ailenin tek ve genç kızıydı.

"Önemli değil, bir sorun mu vardı küçük hanım?" dedim kibar bir şekilde. "Babam sizi çağırmamı istedi de, rica etsem iki dakikanızı alabilir miyiz?" dedi, yanakları hafifçe kızarmıştı ve cümlesinin ortalarına doğru kafasını yere eğmişti. Anlaşılan gereğinden fazla utangaç bir kızdı. "Elbette," dedim. Kafasını yavaşça sallayıp arkasını döndü ve geldiği yöne doğru yürüdü. Ben de seri adımlarla arkasından gittim.

Ailesinin oturduğu masaya ilerlediğimde kafamla selam verdim ve "Hoş geldiniz," dedim. Babası Suat Bey beni gördüğü gibi gülümseyip yanındaki sandalyeyi geriye doğru çekti. "Vaay, Esat Bey hoş bulduk, otursanıza." dedi samimi bir tavırla, bu samimiyetin yapmacık mı yoksa sahici mi olduğunu anlayamadım. Sonuçta iş hayatındaki insanlar en başarılı dizilerdeki oyunculardan bile daha iyi numara yapabilecek kapasitede insanlardır ve her konuşmada mutlaka bu münakaşayı kendi içinizde yaşarsınız.

KALBİN GÖZYAŞLARI (GAY)Where stories live. Discover now