25 - İLİŞKİ DEĞİŞİMLERİ

1.7K 107 5
                                    

Gelen kişi Esin'di.

Her zamanki gibi saçını topuz yapmıştı. Sert ve biçimli yüz hatlarıyla bizi inceliyordu ama sert yüz hatları bile onun şaşkınlığını gizleyemiyordu.

"Barış Bey?" dedi Esin yaşadığı büyük şokun etkisiyle oldukça sesli bir şekilde. Barış cevap vermeyerek gözlerini kırpıştırıp öylece Esin'e bakmayı sürdürürken, Esin'in bakışları şimdi de bana kaymıştı. Kucağımda Melisa ile o tarafa şok içinde bakarken içimden, "Bu sefer gerçekten her şey bitti! Hayatım bitti, kariyerim bitti."diye düşünüyordum. Hatta bir anlığına konuşmayı unutup, "Belki de kaçmalıyım? Tekrar Hollanda'ya gidebilirim, hatta Barış da benimle gelir! O ve Melisa ile beraber pembe panjurlu evimizde rahat ve sakin bir hayat yaşayabiliriz..." diye düşünmeye devam ettim içimden. Hatta öyle ki bir noktadan sonra bu düşüncelerim aşırı mantıklı gelmeye başlamıştı.

"Ben, cidden anlamıyorum... Ne oluyor şu an burada?" dedi Esin konuşmaya devam ederek. Ne tepki verdiğini görebilmek için Barış'a döndüm. Şoka uğramış ifadesi yerine sinire ve huysuzluğa bırakmıştı.

"Peki, sizin benim evimde ne işiniz var Esin Hanım?"

"Bence benden çok, Esat'ın neden sizin evinizde olduğu önemli Barış Bey." dedi Esin, ardından bana döndü. Ben bir yana, kucağımdaki Melisa da benim gibi hiçbir tepki vermeyerek öylece etrafı seyrediyordu. Sonunda düşüncelerimden sıyrıldığımda, kalbime bir ağırlık çöktü. Şimdi fark ediyordum ki, ben Esin'in bu ilişkiyi öğrenmesini istemiyordum. Ama garip bir şekilde içimde bir yerlerde, rahatlamış, özgürleşmiş hissediyordum. Artık sır yoktu. "Neden nefret ettiğin birinin evindesin Esat? Neden kucağında onun çocuğu var?"

"Daha fazla soru sorarsanız, sizi göndermek zorunda kalacağım." dedi Barış araya girip benim konuşmama izin vermeyerek.

"Esin ben seninle sonra konuşsam olur mu? Hem sen nasıl..." diye soracaktım ki lafımı keserek, "Takip ettim,"diyerek dobra bir cevap verdi. "Son zamanlarda tuhaf davrandığını sana da söylemiştim. En azından bana, kaç yıllık dostuna şu an, hemen bir açıklama borçlusun! Ne dönüyor burada?" dedi, gerçekten endişelenmeye başladığım için Melisa'yı yere bıraktım. Küçük kız tek kelime etmeden bıraktığım yerde dikilmeye başladı. Tam kapıya doğru ilerleyecektim ki Barış yine benden önce davranıp Esin'in kulağına doğru eğildi. Kulağına bir şeyler fısıldamaya başladığında olduğum yerde durdum. En sonunda kendini geri çektiğinde, Esin'in yüzü hayalet görmüş gibi soluklaşmış, gözleri hiç görmediğim kadar büyük bir hayret ve dehşet ifadesiyle açılmıştı. Bu ifadeyi çok iyi bilmekle beraber, bir o kadar da nefret ediyordum. Şu yaşıma kadar eşcinsel olduğumu söylediğim herkes, bana bu yüz ifadesini sunmuştu. Artık şaşırmıyorum ama yine de bu surata duyduğum kini de bir türlü üstümden atamamıştım. Hele ki en yakın arkadaşım dediğiniz insanın da size böyle bakması... cidden acı ve acınası bir durumdu.

"Ben..." dedi Esin fısıltı gibi kısık bir sesle. "gideyim o zaman..." Ardından, sanırım geçirdiğimiz yıllar hatırına, benden kaçırıp durduğu gözlerini, gözlerimi sabitledi. "Dediğin gibi, sonra konuşuruz." Bir şey diyemedim. Sadece kafamı "tamam" anlamında sallamakla yetindim. Ne diyebilirdim ki? Barış'ın ona ne söylediğini bilmiyorum ama eşcinsel olmamla alakalı olduğu kesindi, aksi takdirde bu manzara için sunabileceği bir bahane yoktu.

Esin gittiğinde Barış arkasından kapıyı kapattı. Kapının kapanmasıyla eş zamanlı olarak, "Baba, o abla kimdi?" diye sordu Melisa. Sesi endişeli geldiği için ben de istemsizce üzüldüm. En yakın arkadaşımı kaybetme eşiğine gelme durumum da üstüne eklenince, üzüntüm iki katına çıktı.

"Önemli biri değil bebeğim, Esat babanın arkadaşıydı, bize ziyarete gelmiş ama hasta olduğumu söyledim, o da geri gitti." dedi usta yalancı Barış. Ama sanırım bu durumda yalan söylemekten başka bir çaresi de yoktu.

"Çok mu hastasın baba? Melisa sana ilaç getirsin mi?" Melisa'nın kurduğu cümleyle buruk bir şekilde gülümsedim. Kendinden üçüncü kişi ağzıyla bahsetmesi onu çok daha tatlı bir hale getiriyordu. Barış da bu tatlılık karşısında en sonunda dayanamayarak huysuz, asabi halinden sıyrıldı ve o da gülümsedi.

"İçtim ben ilaçlarımı, biraz da uyusam hiçbir şeyim kalmaz! Sonra beraber oyun oynarız tamam mı, bebeğim?"

"İyi geceler öpücüğü verebilir miyim?" dedi Melisa. Ciddi anlamda, sabaha kadar bu tatlı sohbeti dinleyip, onları büyük bir mutlulukla izleyebilirdim. Öyle güzel bir sahneydi ki az önce Esin'in burada olduğu bile aklımdan uçup gitmişti!

"Demin de dedim, grip olmuşum, ya sana da bulaşırsa? O zaman ne yaparım ben?"

"Sokağa atacağını söylemiştin!" dedi Melisa sevimli sesiyle huysuzlanarak.

"Şakaydı o, babalar şaka yapar."

"Esat baba hiç öyle şakalar yapmıyor ama!" Ne yalan söyleyeyim, küçücük kızın benim hakkımda kurduğu bu cümle beni oldukça şımartmıştı doğrusu. Hele ki Barış'ın yüzündeki kıskançlık ifadesi, benim için paha biçilemez bir hediyeydi.

"Hadi ya? Öyle mi?"

"Öyle,"

"O zaman beni bırakıp, Esat babanın yanına mı gitmek isterdin?"

Melisa üzgün bir sesle, "Neden Esat baba bizim yanımıza gelmiyor?" dedi. Bu cümle beni de üzmüştü, çünkü ben de bunu çok istiyordum. Ama Melisa'nın bu soruyu sorduğu kişinin, benden nefret eden eski sevgilim olduğunu düşünürsek, bu sadece oldukça uçuk bir hayaldi.

"Hadi ben uyumaya gidiyorum," dedi Barış, Melisa'nın sorusunu görmezden gelerek. "Söz, iyileştiğimde birbirimize bir sürü öpücük vereceğiz!" Ben de bir öpücüğe hayır demezdim doğrusu, ama işte Barış'ın koyduğu kurallar sağ olsun, bunu sözle bile dile getiremiyordum.

"Oleey!"

"Hadi iyi geceler bebeğim," dedi, ardından merdivene yöneldiğinde duraksayıp arkasına döndü ve bana kısa bir bakış attı.

"Sana da iyi geceler, Esat babacık." dedi alayla karışık bir sırıtmayla. Daha demin huysuz ve asabi herif, son dakika golüyle atıp, benimle dalga geçmişti. Ve işin kötü tarafı, bu cümleye Melisa bile gülmüştü! Başta sinirlenip kaşlarımı çatsam da, benim sinirlenmemin onun daha çok hoşuna gittiğimi fark ettiğimde yüzümü gevşetip kocaman sırıttım, ardından da göz kırptım. Barış'ın bakışlarını birkaç saniyeliğine büyüsü de hemen arkasını dönüp merdivenleri hızlı hızlı çıkmaya devam etti.

En yakın arkadaşımı kaybetme düşüncesinin verdiği burukluk ve endişe ile eski sevgilimi tekrar kazanma düşüncesinin verdiği coşku ve mutluluk harmanlanıp, bütün bedenimi ele geçirmiş durumdaydı!

KALBİN GÖZYAŞLARI (GAY)Where stories live. Discover now