lunapark

114K 4.4K 236
                                    

Hafifçe gülümseyerek yanağında ki şeker çukurunu ortaya çıkardı. Tatlı tebessümüyle  beni izliyordu. Güya farketmediğimi sanıyordu ama  ela gözlerini yüzüme dikmiş anlam veremediğim bir ifadeyle beni süzüyordu.

"Biliyorum daha yeni bir kazadan kurtuldun ve sana bir şey olacak diye çok korktum ama Özür dilerim ben..."

Duraksadı.. o güzel sesi bir süreliğine kesildi ve elindeki çatalı bırakıp benim ellerimi tuttu. Ellerinin sıcaklığı tanıdık bir histi. O dokunuş çok tanıdıktı ama hatırlamıyordum kocamı hatırlayamamak çok kötü bir şeydi.

O sıcak elleri bende tuttum ve o konuşmadan lafa başladım.

"Ben Özür dilerim seni hatırlamıyorum.. kimseyi hatırlamıyorum kendimi de."

Gözlerimden süzülen yaşları silmek için elimi kocamın elinden çekecektim ki o benden çabuk davranıp parmağının ters yüzüyle, dudağıma doğru akan göz yaşlarımı nazikçe sildi. Bu ani hareketi hafif ürpermeme sebep olmuştu fakat yaptığı her hareket beni gülümsetiyor anılarımı hatırlamam için umut ışığı yaktırıyordu. Ah gerçekten böyle bir adamı nasıl unuturum ben!

"Sen nesin böyle? Beni en zor günümde yalnız bırak mıyorsun."

Bana gülümsedi ve göz kırptı.

"Kocalar bunun için vardır. Hadi artık Yemeğimizi yiyelim ve seni daha fazla yormadan eve gidelim. "

Bende gülümsedim ve önümüzde ki balıkları yemeye başladık. Hafızam çöktüğü için bu küçük ama şirin balıkçı teknesine getirmişti kocam beni. Balık ne de olsa kendi küçük hafızasına rağmen insanların hafızasına ve beynine iyi geliyordu.  Balıklarımızı bitirir bitirmez arabaya bindik ve villanın yolunu tuttuk. Başımı cama koydum ve yol boyu gözlerim kapalı hafızamı yerine getirmeye çalıştım. Fakat nafile yaptığım herşeyin sonu hüsrana bağlanıyordu.

Gözlerimi biricik kocam Rüzgar'ın destekleyici güzel sesiyle açtım.

Villaya çabucak gelmiştik veya ben öyle dalmıştım ki zamanın ne ara geçtiğini bile anlayamamıştım.

"Villaya yakın bir dostunu çağırdım. Sen onunla konuş ben komşularımızla bir konu hakkında konuşup geleceğim."

Tekrar tatlı şeker çukurlarını ortaya çıkarırcasına gülerek benim kalbimde yanıklar açtı ve yan villaya doğru gitti. Dışarısı gerçekten soğuktu kalbim hariç her yerimin buz tuttuğuna adım kadar emindim. Yakında her yer kar olurdu kesin. Daha fazla üşümeden dik merdivenleri çıktım ve kapıyı çalmaya başladım. Kapıyı güzel kızıl saçlı,kahverengi gözlü uzun ve zayıf bir kız açtı. Kızın yüzü hem şaşkın hem de mutluydu. Beni gördükten iki dakika sonra kısa bir çığlık attı ve boynuma sarıldı. İşte o zaman anlamıştım  en yakın arkadaşımın bu güzellik olduğunu.

Bende ona sarıldım ve aynı anda içeri girdik. Bana kahverengi gözlerini pörtletmiş endişeli bir biçimde bakıyordu.

"Sanırım bana her şeyi açıklaman gerek Masal."

Rüzgar'ın Ağzından:

Hızla Kenan Bey'in  yatak odasına doğru gittim ve kapıyı çalmadan içeri daldım. Daha ne olduğunu anlamadan benim yanıma geldi ve panik dolu gözleriyle konuşmaya başladı.

"O.. Yiğenim iyimi?"

Bunca saattir neden bize uğramamıştı? Şimdi mi aklına geliyordu Masal?

"Bunca saat neredeydin? En son peşimden geliyordun sonra seni görmedim?"

Yüzünü buruşturarak derin bir şekilde içini çekti. Bana pişman gözlerle bakıyordu neredeyse bu haline inanacaktım..

"Yaşlılık.. kayboldum sonra birden kalp krizi geldi ve oraya bayılı verdim. Gözlerimi açtığım da buradaydım. Korumamı size gönderdim ama kapıyı açan genç Bayan sizin yemeğe çıktığınızı söylemiş. "

Bu sefer derin bir iç çekme sırası bendeydi. Derince içimi çektim ve uzun süre vermedim. Gerçekten dedikleri doğru gibi görünüyordu. Sanırım Karımın yani sahte Karımın.. Kiralık gelinimin dayısına doğruları söylemem gerekiyordu..

"Masal hafızasını kaybetti..  biz Masal hafızasını kaybetmeden önce  küstük.. ona yalan söyledim. Bir anda oldu ama , aslında doğruyu söyledim sayılır yani biz evliyiz ama.. off!"

Gerçekten kafam karışmıştı. Şimdi ben yalan mı söylemiştim? Ama biz sahte de olsa evliydik yani doğru değil mi? Niye böyle oldum şimdi ben ya!

"Siz gerçekten evli değil misiniz? Hem Masal nasıl şimdi?"

Hafifçe kafamı salladım ve Masal'ın iyi olduğunu söyledim. Masal eğer bir anda her şeyi hatırlarsa bana gerçekten güvenmezdi. Bu demek oluyordu ki Masal'a kendim anlatmalıydım ama nasıl!

"Masal'a doğruyu anlat evlat! Dürüst ol ve onu yanıma gönder. Uyun fırsatı bekliyorum.."

Kafamı sallayarak Şimşek gibi villadan çıktım. Gerçekleri yüzüne vurmalıydım. Mecburdum.. Villaya girdiğimde hızla Masal'ın odasına çıktım ve içeri girdim. Ranzanın üstümde mışıl mışıl uyuyordu. Tam bir prensesi andıran yüzü o kadar masumdu ki..

"Özür dilerim.."

Merdivenlerden çıktım ve yavaşça yanına sokuldum. Beyaz yüzü öyle yumuşak ve temizdiki okşayamaya kıyamıyordum. Sanki o temiz yüzünü okşasam siyah ellerimden kirlenecekti.

Gözlerimi Masaldan çektim ve kapamaya başladım.

Gözlerimi yanağıma sulu bir öpücük ile açtım ve  karşımda ki kahverengi gözlü şebek prensese bakıp güldüm. Kızıl saçları dağılmış vaziyette soğuk eliyle yanağıma daireler çiziyordu.

"Günaydın kocacığım. Şey ben lunaparka gitmek istiyorum da yani beraber gidelim mi?"

Dediği şeye şaşkınca bakarken bana sırıtmış öylece bakıyordu. Bu masum yüz ifadesini kıramazdım.. Hafifçe kafamı sallayarak onayladım.

"O zaman ben giyiniyim sende giyin kahvaltımızı dışarda yaparız sonra gideriz.'

Sevinçle yataktan kalktı ve giyinmeye başladı. İnanmıyorum ben buradayken!

"Dur! Yani çıkmam gerek de."

Gülümsedim ve onu şaşkın halde bırakıp aceleyle büyük odama çıktım. Odama geldiğimde büyük siyah Gardırobu açtım ve üstüme sportif bir şeyler giydim. Aşağı indiğimde Masal kırmızı kaprisi beyaz tshirti ile çoktan hazırlanmış beni bekliyordu. Bana gülümsedi ve hadi gidelim işareti yaptı. Bende gülerek kapıyı açtım ve aynı anda dışarı çıktık. Mini cooperı önce büyük boğaz manzaralı bir kahvaltı restaurantında durdurdum ve güzel bir omlet yiyip sıcak çay içtik. Masal'ın heyecanı yüzünden tüm bunları aceleyle  Yapıyorduk tabi.

Sonunda arabayı istanbul'un en büyük aynı zamanda en eski Lunaparkının önüne çektim ve Masal'ın sevinç ifadesini seyrettim. Her istediğine biniyordum. Beraber biniyordum daha doğrusu. Yükseklik korkum olmasına rağmen onun yüzünden hayatımda bir ilki gerçekleştirmiş dönme dolaba binmiştim tabi o soğuk eller her zaman sıcak avucumun içindeydi. 

"Herşey çok güzel hadi şimdide korku tüneli!!!!"

Kolumdan çekiştirerek tünele otutturdu beni ve yanıma da o oturdu. Tren çalışmaya başladı ve güya korkunç olması gereken saçmalıklar çıkmaya başlamıştı. İkinci tura geçtiğimizde

Birden tren durdu ve arkadakiler çığlık atmaya başladı. Masal korkuyla bana bakarken üstümüzden gıcırtılar gelmeye başladı. Başımı yukarı kaldırdığımda maket  iskeletin bize doğru düştüğünü gördüm ve elimi refleksle Masal'ın başına koydum ve onu korumaya çalıştım. En son hissettiğim Masal'ın çığlığı ve benim başımda hissettiğim müthiş derecede ki sancıydı..

Kiralık GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin