hastane

119K 4.3K 375
                                    

kolpa nasıl öğrendin unutmayı multi de var hikayeyi bu şarkıyla okuyun ve umarım beğenirsiniz çünkü uzun istediğiniz için kaç defa sildim. Multi de birde doktor var iyi okumalar :)

Gözlerimi açmak istemiyordum... Etrafım da ki kalabalık,korku dolu çığlıkları duyduğum halde baygın olmadığım halde bu cehenneme gözlerimi açmak istemiyordum. Canım acıyordu. Başımın üstüne düşen koca bir iskelet yığını vardı ve bu küçücük aciz başım bu ağırlığa dayanamayıp trenin demir kulbuna çarpmıştı. En iyisi kulaklarımı bu gürültü yağmurundan korumak ve gözlerimi sonsuz huzura kapamaktı.

~~~~

"Başına darbe almaması iyi olmuş. Yakın bir zaman da zaten hastalandığı için bu darbeyi kaldıramazdı. Hafızasına ise  uyanınca sorduğumuzda sorular yardımıyla bakacağız."

Gözlerimi uzun  boylu,zayıf,  marulu andıran sevimli siyah kıvrım kıvrım saçlı,esmer tenli ve beyaz bir önlük giymiş tahminimce doktoru anımsatan adam ile..  yaşlı bir  adamın sesi Yüzünden açmak zorunda kaldım.

"Masal? Ben Kimim? Sen kimsin?  Yaşın kaç? Ana adın? baba adın?"

Yanıma doğru koşmuş kel ,beyaz yuvarlak yüzlü, kahverengi gözlü, kısa boylu yaşlı adama uzun süre baktım. Komikti.. bu gerçekten Komikti çünkü resmen nüfus cüzdanı bilgilerimi istemişti. Bari evli miyim doğum yerim falan onları da sorsaydı tam olsaydı!

"Sen hmm.. bence koca adayımsın ama bana göre baya yaşlısın dayım yaşındasın yani."

Bu deli azgın adama aldırmadım ve alnıma saplanan ani acıyla refleks olarak ellerimi alnıma götürdüm.

"Ne ? Sen beni şimdi hatırlamadın? Doktor!"

Doktor endişeli görünen adamın Yanına yavaşça yürüdü ve düşünceyle beni süzdü.

"Bazen böyle vakalar olur. Küçük hanım o beyefendiye teşekkür etmeniz gerekecek. O olmasaydı tutmanız gereken yer beyniniz olurdu. "

Bana otuziki dişini de göstererek sanki beyazlığını gözüme sokmak istercesine güldü ve odadan çıkarak beni bu sapık adamla yalnız bıraktı. Kaza anında.. Rüzgar! Benim canım kocam! İnanmıyorum resmen onu unutmuştum!

"Kocam! O Nerede?"

endişeyle yattığım yataktan, kolumda ki Sarmaşık gibi sıkıca boydan boya dolanan serumları sökerek kalktım. O adamın şaşkın bakışlarını hiçe saydım ve Başımın ağrısına dayanarak hızla Sekreterliğe doğru yürüdüm.

"Rüzgar Sancak! Hangi oda?"

Bana uzaylı görmüş insan gibi bakarken bende ona hiç mi konuşan bir taş görmedin bakışı attım. Bu halimle bile güzel olduğuma kalıbımı basabilirdim. Sekreter oda numarasını edalı bir şekilde söyler söylemez uzaylı gibi 355 numaralı odaya asansör yardımıyla ışınlandım . Odaya daldığımda hemşirenin Rüzgar'ın başını bandajladığını dezenfektandan ile temizleyince Rüzgar'ın baygınken bile acı çektiğini ve boynunda ki alçıyı gördüm koşarak yatağın üstüne Kocacığımın! yanına oturup elini tuttum. Ona destek olmalıydım.

"Hanımefendi ne yapıyorsunuz? Buraya çat pat giremessiniz."

Sarı saçlı, orta boylu Hemşireye ters bakışlarımı gönderdim ve yapay bir gülümseme takındım.

"O benim Kocam! Şimdi işine bak ve kocamın nesi var söyle."

Bana üzüntü ile baktı. Karısı olmama üzülmüştü. Gerçekten bu kız kendini ne sanıyordu?

Kiralık GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin