Bölüm 5

6.8K 268 3
                                    

''Anne, babam neden eve gelmiyor?'' diye sordum. Babam günlerdir eve gelmiyordu.

''Ne bileyim ben? Hangi cehennemde ise artık.'' Diye terslendi annem. Bir yandan ütü yapıyor, bir yandan televizyon izliyordu.

Annemin terslemesi üzerine kafamı küçük ellerime eğdim. Yanlış bir şey mi söylemiştim? Babamı merak ediyordum.

Ablam bornozla içeri girdi. Sert bir şekilde anneme bakıyordu.

''Dışarı çıkacağım, sen ne dersen de.'' Diye tısladı.

Annem kafasını ablama doğru çevirdi. Yüzünde iğrenir gibi bir ifade vardı.

''Def ol. Baban teşrif ederse ve seni sorarsa kim bilir kimin altında derim.''

Ablam elini sert bir şekilde masaya vurdu. Sinirden kıpkırmızı kesilmişti.

''Sen beni tehdit edeceğine kocana sahip çık. Asıl o, kim bilir kimin koynunda.''

Annem ütüyü sertçe ütü masasına vurdu. Olduğu yerden hızla ablama doğru atıldı. Ablam bir adım geriledi. Annem, kolunu kaldırıp ablama tam vuracağı sırada annemin koluna yapıştım.

Yalvaran gözlerle, ''Yapma anne. Lütfen vurma ablama. Ne olursun.''

Annem tuttuğum kolunu elimden sertçe kurtardı ve bana doğru bir adım attı. Kolunu hızla kaldırdı ben tutamadan bana bir tokat attı. Arkaya doğru sendeledim. Elimle yanağıma usulca dokundum. Gözyaşları görüşümü bulanıklaştırıyordu. Yine olan bana olmuştu.

Sıcak. Ter. Üşüyorum. yanıyororum. Annem bana tokat attı. Babam annemi aldatıyor.

Gözlerimi açtığımda korkunç bir kas krampı ile karşılaştım. Bacağımı hareket ettiremiyordum. Gerildikçe gerilmişti. Gördüğüm kabusun etkisiyle sırılsıklam olmuştum. Ağzım kupkuruydu. Gözyaşları gözümden benden bağımsız bir şekilde akıyordu. Bu kadar gözyaşı nereden geliyor şaşılacak şey doğrusu. Gözyaşlarımın arasında karşımda birini görür gibi oldum. Görüşümü netleştirmek için gözlerimi iyice sıktım ve gözlerimi yeniden açtım. Karşımda bıyıklı esmer bir adam duruyordu. Bir tanıdıklık seziyordum. İyice dikkatle baktıktan sonra adamın kim olduğunu anladım. Babamdı. Burada ne işi vardı? Benden ne istiyordu?

''Baba?,'' gözyaşları arasında kısılan sesimle fısıldadım. ''Beni anlamaya mı geldin?''

Babamın yüzünde alaycı bir gülüş oluştu. Gözlerinde acıyan bir ifade vardı.

''Seni almak mı?,'' bir kahkaha koyuverdi. ''Sen yaşadığın her şeyi hak ediyorsun. Burada olmak başına gelen en güzel şey. Sizin gibi bağımlıları buraya tıkmak lazım, senin gibi güçsüz birini.''

Yüzünde iğrenen bir ifade oluştu.

''Ben bu yaşadıklarımı hak ediyor muyum?,'' Diye bağırdım. ''Senin yüzünden. Senin gibi şerefsiz bir babam olduğu için buradayım. Senin gibi piç bir herifin çocuğu olduğum için başladım bu zehre. Orospularının peşinden giderken iki kızın bir karın olduğunu düşünmedin bile! Şimdi neden buradasın? Siktir git.''

Boğazımı yırtarcasına bağırıyordum. Yataktan kalkamıyordum ama içimdeki sinir o derece büyüktü ki sanki babamın üstüne atlayacaktım.

Gözlerimi sıkarak bu anın geçmesini bekledim. Sakinleşmeyi bekledim. Gözlerimi açtığımda babam ortalarda yoktu. Oda da yalnızdım. Hareket etmeye çalıştığım anda bileklerimden keskin bir acı bütün vücuduma yayılıyordu.

YOSMATempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang