Bölüm 37

4.7K 181 22
                                    

-Lütfen bu kısmı okumadan geçmeyin.-

Merhaba!

Biliyorum, uzun zamandır bölüm atamıyorum ama inanın elimde olan bir şey değildi. Ailevi problemlerden dolayı evimde değildim. Ve dün evime geldim. Uzun süredir kurguladığım bölümü sonunda kaleme alma fırsatı buldum. Umarım seveceğiniz bir bölüm olur; çünkü sabah dokuzdan beri bölüm yazıyorum. Şu an her yerim tutuldu ve ağrı içinde. Gelecek bölüm için belli bir zaman vermeyeceğim. Zaman verince kendimi sıkıntı halinde buluyorum, bu da iyi yazmama engel oluyor. Rastgele, hızla yazılmış bir bölüm yayınlamak istemem.

Bir konuyu daha sizinle paylaşmak istiyorum. İki okuyucum okuyucular arasında WhatsApp grubu açmak istedi. Eğer katılmak isteyen olursa, numaralarını bana özelden atabilir. Ben de bu fikri ortaya atan okuyucularıma atarım. Ben grupta olmayacağım. WhatsApp gruplarını sevmiyorum ve çoğu zaman konuşmalara katılmam, hatta o uygulamaya girmem. Zaten anonim yazar olmayı seviyorum.

Keyifli okumalar, önceki bölüme gelen yorumlar için teşekkür ederim, seviliyorsunuz. Yorumlarınızı bekliyorum.

Teoman - Duş

-BÖLÜM 37: DÜŞ KIRIKLIĞI-

Acı gerçek tatlı yalandan daha kolay sindirilir, diye düşündüm Buğra Erez'in evine gelene kadar. Beni yalanlarıyla ne kadar sarsarsa sarssın yine de onun yanında oluyordum. Canımı yakıyordu, evet ama ne ondan geçebiliyordum, ne de onsuz olmayı hayal edebiliyordum.

O benim yüzleştiğim korkularımdı.

O benim kaçtığım gerçeklerdi.

O benden geçmişi saklayan adamdı.

Uyuduğum süre içinde hayat akıp gitmişti; zaten giderdi, hayat hep devam ederdi. Evlat acısı çeken bir annenin yüreğinde kavrulan lavları umursamazdı hayat. Gözyaşı onun için sadece bir su damlasıydı. Her ne yaşarsak yaşayalım dünya dönmeye, zaman ilerlemeye, kuşlar ötmeye devam ederdi. Zaten kuşlarda ne olursa olsun, öterdi.

Araba, onun yaşadığı mütevazı apartmanın önünde değil de müstakil evlerin bulunduğu özel bir siteye girince kafamı çevirip Buğra'ya baktım.

Bakışlarımı fark etmeyip arabayı sürmeye devam etti. Sonunda arabayı iki katlı bir evin önünde durdurdu.

''Bu ev?'' dedim işaret parmağımı eve doğrultarak. Sesimi duyunca kafasını bana çevirdi.

''Kendimi kötü hissedince geldiğim bir yerdir,'' çarpık bir şekilde gülümsedi. ''Sende oldukça kötü görünüyorsun.''

Uzatmak istemeyip, kafamı salladım ve arabadan inmek için harekete geçtim. Doğrusu nerede kalacağımın bir önemi yoktu. Şu sıralar tek istediğim şey hayatımı elime almaktı.

''Bana surat yapmaya devam edeceksin yani,'' dedi Buğra. Sesinde az ölçüde alay biraz da iğneleme vardı.

Eve doğru çevirdiğim kafamı camdan çekerek Buğra'nın tarafına baktım. Gözleri her zamanki gibi yoğundu. ''Neden bana yalan söylemeyi bırakıp gerçekleri anlatmıyorsun?''

''Kime göre gerçekleri?'' dedi. Kafasını yüzüme yaklaştırdı. Ona yakından bakınca heyecanlanıyordum. Yakından daha güzel görünüyordu. ''Sana göre gerçek, benim dudaklarımdan dökülenler olsun.''

''Öyle mi?'' dedim öfkeyle gülerek. ''Yani bundan sonra yalanlarla idare edeceğim.''

İstifini bozmadı. ''Öyle. Senin için gerçek, seni yıpratmayan olmalı.''

YOSMAWhere stories live. Discover now