Milyonda Bir İhtimal

13.7K 903 462
                                    

Hayatının en sıkıcı zaman dilimlerinden birine hapsolduğuna yemin edebilirdi ancak kanıtlayamıyordu.

Ayaklarını tembelce  soğuk taşa uzatırken bıkkın bir iç çekti.Melek ve  bitmek tükenmek bilmeyen varoluşsal sancılarından payını alıyordu bu sabah. Kıyas yapılacaksa en iyi sabahlarından biri sayabilirdi. İnanılmaz sıkıcı bir dersinin fosil hocası  rapor almış ve dersi iptal etmişti.Bundan iyi bir haber mı vardı sanki?

Adamın dinazorlar çağında akrabası T-Rex ile yok olup gitmesi gerekliydi !

Rüzgar gibi evde bütün gün dizi izleyip pijamasini ikinci bir deri misali giyinen bir insan için güzel haber demek oluyordu bu durum.Şimdi evine tekrar dönerek battaniye altında miskinliğin kitabını yazmaya devam edebilridi.

Sabahtan beri gezegenlerin  hareketlerinin insana etkilerinden bahseden Melek'e bıkkın bir bakış atarken  soğuk çayından bir yudum daha aldı.Kız olmayanı oldurmak için evren sınırlarını zorluyordu adeta.

Saç kestirme zamanlarını bile gezegensel faaliyetlere göre düzenleyerek kuaför randevusu alıyordu zira. Rüzgar ise onu dinliyormuş gibi yaparak etrafa boş bakışlar atıyordu. Havanın güzelliğini firsat bilerek meydandaki süs havuzunun taşına oturmuş Melek'in anlattıklarının bitmesini bekliyordu yalnızca.

"Bak anlamıyorsun diyorum venüs aslan burcunda ! Senin aşk senen. Evrene olumlamalar yaparsan şansın çok yüksek. Doğum haritana tekrar tekrar baktım önümüzdeki aylar içerisinde kesinlikle hayatının aşkını bulacaksın diyorum sana. Bir kerecik denesene ya ! Bir kerecik yürekten inan." diyerek hararetle konuştu Melek.
"Bak mesela en basiti şu havuza bir bozukluk atabilirsin ve içinden bir dilek dileyebilirsin.Tamamen sembolik olarak..."diye sürdürdü  ısrarla.

Sabah saatlerinde meydanın boş olmasının verdiği rahatlıkla  koğuşun  ağası gibi yayılarak oturan Rüzgar  alaylı bir gülümseme sundu.

"Melek çok kasma manyak olursun.  Hadi eve gidelim film izleyelim bak bugün yeni bölüm geliyordu bizim diziye. Hem sana güzel bir makarna hazırlarım miden ziyafet çeker." dedi tebessümle.Belki ağzın makarna ile dolu olursa sesini kesersin demek istiyordu ancak Melek kırılgan bir kızdı.Rüzgar ise biraz kaba biriydi. Bu yüzden kelimelerini  zarif seçmeye özen gösteriyordu ona karşı.

Rüzgar biraz asosyal bir cocuk olarak büyümüştü. Ebeveynleri oldukça pimpirikliydiler. Aslında onlara kızamıyordu Rüzgar çünkü yıllarca çocukları olmayan bir çiftin ansızın gelen davetsiz misafiriydi. Tüm çıkış yolları kapanmışken ebeveynlerinin iki gözünden bile değerli konumdaydı. Elbette bu pimpiriklilik biraz dolambaçlara neden olmuştu Rüzgar'ın karakter gelişminde. Adeta bir kar küresinin içinde yaşayan bir oyuncak gibi hissediyordu kendini.

Camdan sınırları önceden belirlenmiş bu kar küresi dünyasında sonsuz bir konfor alanı vardı Rüzgar için. Her istediğinde kar taneciklerini tutabilecek kadar özgür ancak camdan sınırlarının ötesine geçemeyecek kadar korkak hissediyordu. Alıştığı konforu bozacak bir düzen değişikliği ve kontrolü dışında gelişebilecek herhangi bir olaya tahammülü yoktu.Elbette bu kadar mükemmeliyetçilik ve kontrol deliliği ile birlikte sosyal çevresi yok denebilecek kadar sınırlı kalmıştı. 

Sosyal ilişkiler konusunda en az üçüncü kuşak kahve dükkanlarının kahve diye sattığı sulu çamur benzeri kahveler kadar başarısız olduğu söylenebilirdi.

Aşk denen yüzyıllardır dillere pelesenk olmuş ve insanlığın var oluşundan bu yana çölde su arar gibi aramaya devam edilen olgudan uzaktı. Aşk denen ve insanlar tarafından haddinden fazla abartılmış olan bu dersten sınıfta kalmıştı Rüzgar.

Dilek  Listesi (bxb)Where stories live. Discover now