Çok Gençtik

2K 192 46
                                    

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme, artık neye yarar?

-Necip Fazıl Kısakürek

Ne yapacağını bilmeden cebindeki umut kırıkları ve geçmişteki pişmanlıkların peleriniyle boş boş adımlamak zordu. Ayakların yalnızca bedeninin ağırlığını değil,gamının ağırlığını da sırtlanıyordu böylece. Zaten kendi cılız bedeninde taşıdıkları değil de ruhunun acı sancısındaki gebelikleri nedeniyle hammal hissediyordu Rüzgar.

Yorgun bir bakışla otelin odasından çıktığında yutkundu sızıyla.

Onu incitmişti,yakmıştı canını. Hayal kırıklarıyla baş başa bırakmıştı kendi ellerini onun ellerinden çekerken. Biliyordu.

Kızına,Rüzgar'ın ismini vermişti ikinci ad olarak. Oysa Rüzgar onun isminin anılmadığına emin gibiydi. Devran'ın dudakları niçin yankılatmıştı ki onun ismini yüceltirken ? Emindi Rüzgar. Devran onu bırakıp gitmiş olsaydı şayet kendisi gibi korkak olan o olmuş olsaydı. Adını diline dolamazdı.Belki de aralarındaki fark buydu. Devran her şeye rağmen içindeki Rüzgar'ı bir yerde kirletmeden sevmeyi başarabilmişti. Rüzgar'a ve Rüzgar'ın korkak bir adam oluşuna rağmen. Rüzgar'ın korkularına ve onun cesaretten habersiz atan yüreğine rağmen.

"Melek."dedi Rüzgar yorgun bir sesle yanındaki kıza. "Ondan haberin var mıydı ? Seyhan'dan."

"Bilmiyordum."diye fısıldadı Melek başını olumsuz anlamda iki yana sallayıp. "Memleketinden bir kızın bebeğine sahip çıktığını biliyordum ama Suat bana detayıyla anlatmamıştı Rüzgar. Kızı olarak evlat edindiğinden ve...İsminden haberim yoktu."

Dudaklarını birbirine bastırıp yutkundu Rüzgar. "Benden nefret ediyor olsa kızına ismimi vermez."

"Rüzgar."diye fısıldadı Melek kollarını oğlana dolarken. "Nefret eden öyle bakmaz. O sadece kırgın,kızgın. O sadece güvenini kaybetmiş..."

"Benden sonra kimse olmadı o halde?"dedi buruk bir umutla. "Oldu mu yoksa?"

"Bilmiyorum ama."dedi Melek olumsuz anlamda başını iki yana sallarken. "Her zaman seni aradı ve seni bekledi."

"Gitmek istemiyorum."diye fısıldadı Rüzgar korkuyla. "Yeniden kendimi bilmediğim bir ülkenin ıssız odalarına kapatarak ölmeyi beklemek istemiyorum.Gelmeye korkuyordum ama gitmek istemiyorum."

Melek küt saçlarını elinin tersiyle itip sıkıntılı bir nefes verdi. "Rüzgar. Şuan Devran'ın seninle tanıştığı yaştasın. Yirmi dört oluyorsun."diye mırıldandı.

"B-Biliyorum."dedi Rüzgar burukça gülümseyip. "Hatırlıyor musun ilk buluşmaya gittiğimizde ne denli titrek ve endişeliydim. Ajan gibi giyinip çalıların arkasından izlemeni istemiştim bizi..."

Melek tatlı gençlik anılarıyla tebessüm ederken durgun bir bakış yolladı arkadaşının kahvelerinin solgun ışıkları yeniden dolarken. Bütün kış kapalı kalmış yazlık evin güneşle tanışması ve perdelerin çekilmesi gibi aydınlanıyordu Rüzgar'ın buğulu bakışları şimdi.

"O ise çok daha büyük.Neredeyse otuzuna yaklaştı."diye fısıldadı Melek.

"Ona borçlu yıllarım var."dedi Rüzgar içinin ezilişini ruhunda hissettiğinde.

"Ve artık iki öğrenci değilsiniz."diye yanıtladı Melek oğlana sıkıca sarılıp. "Kavgalarla barışlarla bitecek bir ilişki değil. Çocukça bahanelerle bitecek ve kaçabilecek..."

Dilek  Listesi (bxb)Where stories live. Discover now