Cevapsız Sorular

5K 805 539
                                    

Mavi berraklıkta bir kulaç daha attı Rüzgar.

Suyun içinde hissettiği huzurla beraber ciğerine dolan oksijen ihtiyacını görmezden gelerek suda süzülmeye devam etti.
Buna ihtiyacı vardı. Tüm vücudunun gevşemeye ve belki bir nebze olsun zihnindeki tırmalıyıcı seslerin yok olmasına ihtiyacı vardı.

Yine gelmemişti Devran.

Beraber ne zaman vakit geçirmeye sözleşseler o gün bir aksaklık oluyordu. Kaderin cilvesi onları bir araya düğümlese de gevşek atmıştı bu düğümleri,bir yerden fire verip çözülüyordu bağlar.

Bir fincan kahveyi çok gören dünyanın cilvesine kırgındı Rüzgar.

Aklından çıkmıyordu,amber kokulu boyunla onu sıkıca sardığı gece. Çekip gitmesi gerekirken daha da sıkı dolanışı kendi ipini boyna geçirmesine neden olmuştu Rüzgar'ın. Acizce dileniyordu rüyalarında o sarılma hissini tekrar tekrar yaşamanın umudunu.

Rüyalarda görmek isteyecek kadar acizdi hali.

Ciğerine oksijen doldurmak için havuzdan yavaşça başını çıkarıp,merdivenlere doğru kulaç attı. Bir kaç çırpma sonrasında havuzdan çıkıp basamaklara oturarak soluklandı. Havuzun boş olmasının verdiği huzurla birlikte iç geçirip gözünden sıcak bir damlanın akmasına izin verdi Rüzgar.

Sevmek tatlı bir ızdıraptı. Umudun vermiş olduğu lezzet,acı ve damak yakıcı sertliği gölgeliyordu. Develerin dikenle olan ilişkisi misaliydi Rüzgar ile Devran'ın hayali siluetinin hukuku. Deve,dilini kanatmasına rağmen dikenleri yemeye devam eder kan tadı geldikçe daha iştahla yerdi.

Rüzgar,Devran elleri arasından kayıp gittikçe bu sevdanın kara yazısına daha da bağlanıp daha bir istekle koşuyordu hayalinin peşinden.

Onun olmak arzusuyla dolup taşarken onun bir başkasına ait olduğu gerçeği dudaklarında kemirilmedik et bırakmıyor,kopmadık tırnak bırakmıyordu ellerinde. Bir başkasının hor görecek olması canını sıkıyordu. Yabanlar ona ev olamazdı sanki Devran etiyle kemiğiyle Rüzgar içindi.

Düşlerinden daha da güzeldi Devran ki Rüzgar'ın sonunu hazırlayan kara bahtı burada devreye giriyordu.
Ancak düşlerde erişebildiği tatlı bir yaz esintisiydi o. Rüzgar ise kara gecenin zemheri ayazında bir çare açmış yalnız çiçekti.

Kendini duşta klorlu havuzun suyundan arındırdıktan sonra getirdiği yedek kıyafetleri üzerine geçirmek üzere sırt çantasına el atmıştı Rüzgar. Bir şort ve bir hırka getirmişti lakin ortada herhangi bir atlet ya da t-shirt bulunmuyordu !

Zaten evden aceleyle ve hırsla çıkması felaketin adım adım geleceğinin habercisiydi. Derin bir nefes verip nemli vücudundan geçirdi iç çamaşırını ve basketbol şortunu. Daha sonrasında ise hırkayı geçirdi. Çıplak göğsü olduğu gibi açıkta kalmış,beyaz teni gri hırkanın fermuarsız ve düğmesiz oluşuyla birlikte iyiden iyiye gün yüzüne çıkmıştı.

Bıkkın bir tavırla kıyafetleri spor çantaya atıp homurdandı. Melek'i dinlememeliydi.
Kız olunmazı oldurmak için bin takla atarken bu rüyanın içinde süren rüyayı devam ettirmesine neden oluyordu Rüzgar'ın.

Rüzgar derin bir nefes verip kapalı spor salonundaki havuzdan çıktı ve çöken gece karanlığında usulca hafif esintili havanın nemli açık sarı saçlarını kurutmasına izin verdi.
Kampüsün tenhalığa bürünmüş yeşil ağaçlarının arasında usulca ilerlerken gelen seslerle birlikte yavaşca başını kaldırdı.

"Bir rüya gibi oldun artık gündüzlerimi bekleyen,gecelerimi zehir eden..."
Bu dizelerin Devran'dan başkasına yakışması ihmal dahilinde bile değildi.

Dilek  Listesi (bxb)Where stories live. Discover now