Feryad-ı İsyanım

1.8K 192 46
                                    

"Sen..."dedi yutkunan kadın bir erkekle el ele duran oğluna.
"Devran?"

Rüzgar put gibi dikildi.
Lal kalmıştı dili.
Gözleri görmez kulakları duymaz.
Utancından yerin dibine giriyordu.
Daha ziyade korkusundan.
Zihninde Ela denilen kızın lisede yediği dayak geçiyordu.
Öldüresiye akran zorbalarıyla orada can cekişir gibi inleyişi.

Korkusunu anlıyordu yanındaki dev adam.
Daha da ziyade kendi yüreğinin içinde de filizleniyordu,hissediyordu aynını.
Lakin kendi için dik durdu.
Sevdiği için.
Uğruna savaşmaya değer olan bir aşk için

Ve korkusuz bir gelecek için.

"Adam öldürmedim."dedi Devran yutkunup.
"Çalmadım,çırpmadım. İftira da atmadım.
Kimseye namussuzluk da etmedim. Bakma bana öyle."

"Nasıl?"dedi kadın iğrenen bir yüz ifadesiyle odasında ve evinde...
Neler yaşamış olduklarını düşününce.
Onlara şahit dört duvardan bile tiksinircesine irkildi kadın.
Ağlarken,titrerken.
Zoraki bir ifadeyle baktı oğluna.
"Yüz karası...."

Rüzgar olduğu yerde titrek bir nefes verirken gözünden boşalan onca yaşla duraksadı acıdan.
"Yüz karası..."

Kendi ailesi böyle tepki vermemişlerse de acıyarak bakmışlardı oğullarına.
Sanki üç gün ömrüm kaldı der gibiydi.
Ya da ne bileyim.
Kusurum burada diye bağırır gibiydi yüzüne bakıldığında.
Yüz karası.

Dillendirmişti direkt Maral Hanım.

Bir saat önceki aslan oğlu artık yüz karasıydı.
Heybeti kalıbı meşhur,yiğitlerin de yiğidi değil.
Yüz karasıydı Devran.
Koltukları kabara kabara anlattığı yedi düvele ismini anlattığı oğlu değildi.
Yüz karasıydı.
Devran artık bir karaydı.

Ve annesi yüzüne bakınca karadan başka bir şey görmüyordu oğlandan

"Allah sizin...Belanızı versin."diye inledi kadın.

"Vermiş."dedi Devran kırgın ama gururlu sesiyle.
"Annem sensin."

"Haram zıkkım olsun sana verilen emekler."diye fısıldadı kadın acıyla titrek gözlerini oğluna dikip yanındaki oğlana da sinirle dönerken.
"Bir de utanmadan getirdin mi? Bir de utanmadan..."

"Annelik hakkın."dedi Devran parmağını kadına sallarken.
"Ona laf uzatana kadar geçer. Çekil,git. Toplanıyoruz. Gidiyoruz."

"Pişman olursun."dedi kadın acıyla.
"Pişman olursun ananı atanı çiğnediğine. Günah."

"Çık."dedi Devran kapıyı gösterip.
"Emir almaya alışıksın. Çık."

"Gençlik hatası...
Gün gelir kucağın boş kalırsa anlarsın."

"Kucağıma doğacak olana yüz karası diyeceksem. " dedi Devran sinirle.
"Bırak o kucak boş kalsın."

"Devran!"diye inledi annesi.
"Öldürürsün beni de babanı da..."

"Git."dedi Devran.
"Ben kendi evime gidiyorum."

"Devran."dedi Rüzgar korkuyla kilitlenmişken.
"Gidelim..."

"Sen!"diye gürledi kadın tükürürcesine.
"Sen çeldin dimi oğlumun aklını? SEN SOKTUN DIMI BUNLARI AKLINA!"

"LAN SİKTIR GIT!"dedi Devran sertçe kapıyı kadının yüzüne örterken.
Kapıyı iki tur kilitlerken inleye inleye dizini döverek ağlayan kadının sesine aldanmadan döndü Rüzgar'a.

"Geç hadi.Rüzgargülüm...Topla eşyalarını..."diye mırıldandı Devran gözlerinden yaş boşalan elâlarıyla.
"Hadi güzelim evimize..."

"Devran."diye inledi Rüzgar korkuyla.
"Ne yaptın sen?"

"Olması gerekeni."dedi Devran umursamazca.
"Hadi,toplan...Gidelim."

"Gizlice giderdik...Bilmesinler...Bilmeden..." Rüzgar korkudan titrerken Devran sinirle döndü oğlana.

"Ben."dedi Devran dik bir duruşla.
"Seni odalara kapatmak için hayatıma sokmadım.
Beğenmeyen siktir olur gider.
Seni yatak ısıt diye sevmedim Rüzgar. Gizlemem kimseden bir şeyi. Duydun mu?"

"Ama..."dedi Rüzgar.

"AMA YOK!"diye haykırdı Devran.
"Sen kendine ne değer biçtin bilmem ama benim gözümde gizlenecek değil,gururla taşınacaksın birisin. Anladın mı? Siktir olup gidelim şuradan..."

Rüzgar koşarak valizlerini almak üzere dolaba ilerlerken Devran annesinin acılı ağlamalarına surat ekşitip boynunu büktü.
Yüz karası...
Zihninde sonsuzluk gibi yayılacaktı.
Öldüğü güne değin.
Bir yüz karası...
Yutkundu.

Ağlamayacaktı.
Ağlarsa Rüzgar uyuyunca ağlardı belki.
Rüzgar için çok durmak zorundaydı.

"G-gidelim. "dedi Rüzgar valize bakıp.
"Şu gömleği giy."dedi oğlanın ince tişörtü üzerine kendi gömleğini koyan Devran.
"Hadi,arabaya..."

Bahçenin avlusu...
İnsan deniziydi.
Ve herkes ağlayan ve çığırtan bir kadının sesine kulak verip kapı eşiğinde duruyordu merakla.

Gözleri bir esmer Devran'a.
Bir de yanındaki Rüzgargülüne takılıyordu.
Fırtına,yaprak kıpırdamayan güneş şehrinde kar ve boran gibi esecekti bu gece.
Hem de en sert poyrazla.

Şimdi bu cehennemden bir çıkış arıyordu delice yanan elalar.

Dilek  Listesi (bxb)Where stories live. Discover now