56.Bölüm

18.5K 1.2K 68
                                    


İyi okumalar dilerim...

Cihat'tan anlatım...

Özlem;

Bakışlarımı kaldırdığım da evin tüm ışıklarının yandığını gördüm. Aylar sonra ilk kez bahçe kapısından giriş yaptı araç. Etrafta bizi izleyen adamların emareleri yok olmuştu Cihangir Rutkay'ın tedavülden kaldırıldığı gece.

Kalbimde ufak bir sızı ile açılan kapıdan eve girdim. Sıla "hoş geldin abi" diyerek karşıladı beni. Fakat ruhum sevdiğim kadının kokusuna açtı. Gözlerim onu ararken Buket ve Rauf belirdi salonda. "Hoş geldin abi. Ekip aşağıda seni bekliyor".

Rauf'un kurduğu cümleden sonra kaşlarımı çatıp "Tuğçe nerede?" diye sordum. "Yukarıda kendi odasında abi". Sıla sorumu cevaplarken merdivenlere yönelip hızla basamakları tırmandım. Nefesim kesik bir halde odasına girdiğimde onu yine en masum hali ile gördüm.

Saçları dağılmış, sağ eli yüzünün altında ve sol elinde gömleğimi sıkıca tutmuş şekilde uyuyordu. Yavaşça kapattım kapıyı. 

Ağır adımlarla yatağa yaklaşıp yavaşça boş olan yere oturdum. Elimde tuttuğum tatlı poşetini yatak boşluğunun yanındaki komodinin üzerine bıraktım.

O kadar güzel uyuyordu ki ayakkabılarımı, üzerimdeki ceketi ve gömleği çıkartıp yanına sessizce uzandım. Burnunu çekip gözlerini açmadan bir şeylerden mırıldandı. Tebessüm ederek onu izlemeye devam ettim.

Sonra tutamadım kendimi. Eğilip dudaklarımı yüzüne hafifçe sürtmeye başladım. Kalbimi delen özlem beni zorlarken bir kez daha onun kokusuna kapıldı ruhum. Ömrüm boyunca vazgeçmeyeceğim sıcaklığa bıraktım kendimi.

Tuğçe tekrardan hareket ederken başımı kaldırıp yüzüne baktım. Gözlerini açtığını fark ettiğim an kapandım dudaklarına. İnleyerek öpmeye başlarken kendini geri çekmeye çalıştı. Onu daha fazla üzmek istemedim.

Daha kırılan kalbinden öpememiştim sevdiğimi. Geri çekilip kapalı olan gözlerinden süzülen yaşlara baktım. Dudaklarım yaşların aktığı tene dokundu. "Ağlarsan ölürüm". Sessizliği bölen onun hıçkırıkları oldu. 

"Yapma güzelim kalbim dayanmıyor buna".

Burnunu çekip başını boyun boşluğuma soktu. "Öyle çok özledim ki, sıcaklığına kapılmamak için kendimi zor tutuyorum. Bir yanında sana çok kırgın Cihat. Öfkenin sebebini ikimizde biliyoruz ve ben bu şüphe duygusunu hazmedemiyorum".

Şüphe değildi içimdeki. Bu kadar kısa sürede nasıl planları benim bilgim dışında kurabilmişti onu çözümleyemiyordum. Hayatımdaki kadının zekasını asla hafife almamıştım fakat birbirimizden hiçbir şey saklamama kararını yine birlikte almıştık.

Başımı sağ tarafıma çevirip onun yüzünü yüzümün izahına getirdim. "Öfkeme yenildim bu doğru. Fakat Sırma için kurduğun planı neden bana söylemedin?".

Tuğçe yatakta oturur pozisyona gelip saçlarını öfke ile geriye itekledi.

"Enes durumu sen toplantıdayken anlattığı için olabilir mi? Ayrıca burada komutan benim ve sen benim operasyonumu saha yürütüyorsun. Acaba kim kimden şüphe duymalı Cihat bir fikrin var mı?".

Kaşlarımı çatıp yavaşça uzandığım yerden kalkıp oturur bir hal aldım. "Benden mi şüphe etmeliler?". Sorduğum soru ile Tuğçe başını olumsuzca sağa sola doğru sallarken bir anda yerinden kalkıp kucağıma oturdu.

"Bak aynadaki şu haline. Duyumsamaya bile tahammülün yok iken bana yaşattın. Nasıl beğendin mi yaşattığın bu sikik hissi?".

Bu sefer hayretle havalandı kaşlarım. "Sen küfür ediyor muydun?". Tuğçe öfke ile koluma vurup "gerçekten buna mı takıldım Cihat? Ay içimden seni parçalamak geliyor ama hormonlarım müsaade etmiyor. Hem nerede bizim tatlımız?" diye sordu.

CİHAT BEY Her Aşk Biraz Ölüm Kokar...Where stories live. Discover now