40.Bölüm

30.5K 1.5K 109
                                    

Ben geldim canlar. Bu gün biraz geciktim fakat bilgisayar canıma okudu. Yazdığım bölüm silindi ve ben tekrardan bölüm yazmak zorunda kaldım. Bekletmeyi ya da gerçekten önemli bir durum olmadıkça bölümleri aksatmayı istemiyorum. Sadece saat olarak biraz geciktik fakat haftaya biraz daha erken ve uzun bir bölümle telafi ederim. Lafı fazla uzatmayayım, hepinizi kokulu kokulu öpüyorum...

***

İyi okumalar dilerim...

Tuğçe'den anlatım...

Konuşmak;

Zihnimde beliren geçmişi harfler ile birleştirip kelimeler oluşturmak ve o kelimeleri cümlelere dökmek öylesine zordu ki, aldığım her nefes boğazıma ayrı bir düğüm oluyordu. Başımdan akan ılık su ruhumu temizlerken Cihat'ın naif dokunuşları da vücudumu arındırıyordu.

Her şey bir yana, saatler sonra yaşadıklarımı bir kez daha birlikte büyüdüğüm adama anlatacak olmanın huzursuzluğu vardı içimde. Yaşamıştım hepsini peki nasıl dile getirecektim?

Yanımda bana zarar vermekten korkarak vücudumu yıkayan adama çevirdim bakışlarımı. Omuzları tıpkı benimki gibi yere eğikti. Eziliyorduk yaşadıklarımızın altında. Günden güne yitip giden ömrümüzden çekiliyordu ruhlarımız.

Onun intikam meleği idim ben. Hesapta canımla, yaşadığım hayatla ve benime alacaktı geçmişinin intikamını. Şimdi ise kendini kalbime sürgün etmiş, kendini benliğime hapis ederek müebbet hükmünü yine kendi vermişti.

İçim kan ağlıyordu. Gözyaşlarım akan suya karışırken derin bir nefes aldım. Karnımdan boğazıma doğru yükselen ateş zorluyordu damarlarımdaki kanı. Bu acı dudaklarımı büküyor ve hıçkırıklarla ağlama isteği uyandırıyordu içimde.

Yandığım sadece biz miydik?

Kalbimin diğer yanı yok olmuştu sanki. Hem babamın hazin sonuyla, hem de annemin acı dolu vedasıyla.

"Rahatladın mı güzelim".

Onun sesi kulaklarıma iliştiğinde gözlerimi kapattım. Usulca başımı sallarken "peki daha iyi misin?" diye sordu. Dudaklarımı aralayıp "iyiyim" diyerek karşılık verdim. Sıkkın soluk sesi çarptı banyonun parlak fayanslarına.

Ellerimi kaldırıp saçlarımı geriye doğru itekledim. Yüzüme akmaya devam eden ılık sular daha çok rahatlamamı sağladı. Yine Cihat'ın soluğu doldu kulaklarıma. Başımı eğip ilk önce musluğu kapattım. Ardından bakışlarımı sol yanıma çevirdim. Ellerimi hafif kirli sakallı yüze yerleştirdim.

Gözleri kapandı ve derin bir nefes aldı. "Avuçları içine hayatımı bıraktığım güzel kadın. Hayatımı özledim günlerdir".

Gözlerimin dolmasına karşın tebessüm edip yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Hala daha gözleri kapalıydı. Sakin bir öpücük kondurdum dudaklarına. Geri çekilmeme fırsat vermeden kollarını çıplak bedenime yerleştirdi. Dudaklarımı araladım. Muhtaç kaldığı hayatı ona dudaklarımın arasından çıkan ılık nefes ile verirken inledi.

Hırıltılı solukları boğazımdan ciğerlerime dolarken onu içime hapsettim. Bana bahşettiği her bir yudum nefesi suya aç kalmış gibi yuttum.

Dudaklarımız ayrıldığı an anlını anlıma yasladı. "Hasret bıraktın beni ömrümün geç gelen baharı. Yazım kışa, bahçem çorak bir araziye döndü can özüm. Kalbini özledim sevgili, beni zorla seven kalbini özledim".

İçim titrerken ellerimi boynuna doladım. Titreyen bedenime inat daha çok sokuldum ona. Derin bir nefes çekti o an. Oksijene muhtaç kalmış gibi burnunu boyun boşluğuma sürttü ve derin soluklarına devam etti.

CİHAT BEY Her Aşk Biraz Ölüm Kokar...Where stories live. Discover now