70.Bölüm

1.6K 157 57
                                    

İyi okumalar dilerim...

Yazardan anlatım...

Hesaplaşma;

Herkes bir hikayeydi değil mi? Hepimizin var oluş nedeni olduğu gibi yok oluş sebebi de vardı.

Hayat başlı başına bir kumarken şimdi merak edilen bu kurtlar sofrasında yer aldıklarını zanneden çakalların hazin sonunu kimin yazacağıydı.

Yaman tüm nefreti ve kibri ile karşısında ona emirler yağdıran adamı dinliyordu. Cihangir Rutkay ise öfkesine mani olamıyordu. Çünkü evlat dediği herkesi kaybetmişti. Yanında kalan bir avuç insana bağlıydı hayatı.

Çünkü terk ettiği yasaklı topraklara girdiği anda amel defterine son cümlelerini yazdığını anladı.

Ben bitti demeden bitmez klişesini söylüyordu fakat biten bitmiş, ölen ölmüş ve terk eden terk etmişti onu. Her şaşalı hayatın bir son karanlık gecesi vardır.

Her karanlık gecenin aydınlık sabahları olduğu gibi.

Cihangir Rutkay;

"Sana söylüyorum Yaman. Aklın nerede serseri?".

Yaman derin bir nefes alıp karşısındaki adama kısılan gözleri ile baktı.

"Bana hala daha ne söylemeye çalışıyorsun ihtiyar. Göremeyecek kadar kör, anlayamayacak kadar aptal bir ada mısın gerçekten?".

Başını sağa sola salladı genç adam ve ekledi.

"Kaybettin, kaybettim. Anlayacağın senin piçlerin yüzünden kaybettik".

İşte bu sözler tokat gibi çarpmıştı Cihangir Rutkay'ın yüzüne. Altında ezilip içini yakan gerçeklere zıt belindeki meşhur silahına sarıldı ve hedefi karşındaki genç adamdan başkası da değildi. O an Müzeyyen Hanımın varlığı belirdi karşısında.

Tam namlunun önünde Yaman'a siper olurken şaşkınlığın sersemliğini yaşadı Cihangir Bey. Bir anlık bedeni titredi ve aylardır ellerinin altında duran o yumuşak tenin ölme, yok olma ihtimali geçti zihninden.

"Yapma Cihangir; yetti döktüğün kanalar. Yetti bunca insana ettiğin kötülükler. Ya o silahı bırak ya da ilk önce beni yok ederek başla katliamlarına".

Güzel kadının dilinden dökülenler ile anlık yaşadığı kaybetme korkusu daha çok yordu kalbini Cihangir Beyin. Ve susmadı Müzeyyen Hanım devam etti.

"Çünkü üzerime sinen kan kokusundan arınamıyorum. Kurtulmak istedikçe daha çok pisliğe bulaşıyorum. Ve sen durmak bilmiyorsun. Madem öyle Cihangir ilk önce benden başla. Belki o zaman biter bu ıstırap".

O an Cihangir Beyin içinden bir şeytan çıkmıştı. Elindeki silahı bir köşeye fırlatıp sert ve hızlı adımlarla kadınım dediği Müzeyyen Hanımın yanında aldı soluğu. Ve hiç düşünmeden tek tek öptüğü saç tellerini parmakları arasına doladı.

"Sen bana karşı mı geliyorsun?".

Buz gibi bir sesle döküldü dudaklarından sözcükler. Müzeyyen Hanımın gözleri dolarken derin bir nefes aldı ve acı bir tebessümle karşısındaki adamın gözleri içine bakarak dudaklarını araladı.

"Ben her şeyimi kaybettiğim gün öldüm Cihangir. Şimdi sadece bedenim yok olacak".

Canı yanan adam can yakmak istiyordu fakat çaresizlik onu daha fazla sadist duygulara itiyordu.

Nasıl bir güç uyguladığını parmaklarına sızan ılık kan ile fark ettiğinde Müzeyyen Hanımın bayılmak üzereydi. Aniden güzel kadınım dediği sözüm ona aşkını kucakladı ve arkalarında duran uzun koltuğa yatırdı.

CİHAT BEY Her Aşk Biraz Ölüm Kokar...Where stories live. Discover now