59.Bölüm

18.4K 1.2K 51
                                    


İyi okumalar dilerim...

Tuğçe'den anlatım...

Oyun;

Biz dinlenmek istesek de hayat buna izin vermeyecek kadar gaddar davranıyordu. Madem öyleydi bizde elimizdeki taşlarla yeni bir oyun kurardık.

Bu defa farklı bir ivme yakalama peşindeydim. Çok uzun zaman önce yani Cihat ile düşman olduğumuz o dönemde Mudo'yu feda etmiştim holdingin zarar görmemesi için.

Şimdiki planım ise doğrudan holdingi bağlarken herkesin şaşkınlık sebebi olacak o ilanı piyasaya sürmekti. Altmış yılı aşkın bünyesinde dört ana kolda hizmet veren Azizler Holding Konkordato ilan ediyordu.

Bunun için düzmece birkaç ticari mahkeme örnekleri ile birlikte Enes'in babası için iki yıl önce açtığı paravan şirketi kullanacaktım.

Sırma ile imzalayacağım ortaklık anlaşması ise zirveye doğru tırmanmamı sağlarken piyasadan Yaman'ı silecek en büyük girişimimi yapmış olacaktım.

Madem savaş istiyorlardı kan dökmeden de yapabilir hatta çok büyük zaferler kazanabilirdik. Oturduğum koltuktan kalkmadan önce eksiksiz hazırladığım tüm belgeleri tek tek inceledim.

Çalışma odasından çıkıp merdivenlerden inerek mutfağa attım kendimi. Malum herkes oruçluydu ve kahvaltı hazırlayacak kimse yoktu. Aksini bende kabul etmezdim.

Kendime acele ile tost hazırlayıp yemeğe başladım. Bu aralar istesem de düzenli beslenemiyordum. Suçluluk duygusu ağır basarken sağ elimi karnıma koyup okşamaya başladım.

Kesinlikle onlar için sağlığıma ve gıdama daha dikkat etmeliydim ama düşünmek bazen yaşadığım hayatı unutmamı sağlıyordu.

Cebimden telefonumu çıkartıp Sinan'ı aramaya koyuldum. İlk çalışta "Buyurun Tuğçe Hanım" diye yanıtlandı aramam.

"Merhaba Sinan nasılsın?". Kısa bir beklemeden sonra "her şey yolunda Tuğçe Hanım siz nasılsınız?" diyerek karşılık verdi. Gözlerimi devirmeden edemedim.

"Gayet iyiyim fakat böyle hanımlı beyli hitaplardan pek haz etmiyorum. Efendi oyunlarınız Cihangir Rutkay'ın gidişi ile son buldu. Adımla hitap etmen benim için yeterli. Şuan neredesin?".

"İstediğiniz gibi ekibi düşler sokağına yerleştirdim. İtalya'daki işleri toparlayıp Fransa'ya geçtik. Yarın öğleden sonra İstanbul'da olacağız. Enes bu sabah yola çıktı. Tahminen bir saate yanınızda olacaktır".

Derin bir nefes alıp "sana bir mail atacağım. Tüm evrakları istediğim dillere çevirip özellikle Cihangir Rutkay'ın öğrenmesini sağla. Kaçış planları yapıyor olduğunun farkındayım.

Fakat kendi elleri ile inşa ettiği holdingin yerle bir olduğunu öğrendiğinde neler yapacağını bilmiyoruz. Bana onun en hassas noktasını sen söylemiştin. Bu yüzden Azizler holding ile Mujer Valiente'nin iflasını ona duyur" dedim.

Sinan yine beni sinir ederek 'peki efendim' dedi. Anında telefonu yüzüne kapatırken derin bir soluk aldım. İnsanlar neden kölelik hayatını benimsiyordu? Kimse kimsenin efendisi değildi. Bu insanoğluna yaşatılan en onursuz durumdu. Sizi ben bir yere getirdim ve ben sizin efendinizim.

Lanet olsun!

Yediğim tosttan bir şey anlamadığım gibi tekrardan buzdolabına yöneldim. Evin içini dolduran kapı ziliyle isyan ederken hızla mutfaktan çıkıp hole yöneldim. Kapıyı açtığımda karşımda hiç tanımadığım bir adam belirdi. Kaşlarım istemsiz çatılırken "benim Tuğçe içeri girebilir miyim?" diye sordu.

CİHAT BEY Her Aşk Biraz Ölüm Kokar...Where stories live. Discover now