*26. Bölüm*

7.2K 813 127
                                    

Araftayım ...!

İki bilinmezlik arası bir diyardayım...

Yûsuf'un terk ettiği kuyuda,
Züleyha'nın utancındayım ...!

Ben İsrafil'in üflediği yankıdayım!

Ne cennette,
Ne cehennemde...

"Ar" ile "Af" devranında,
Yalnız Allah sevdasındayım...!

🍃 Kahir-üs Sümum 🍃

Kırk kapının kilidi açılmış, kırkıncı kapı ardında Yûsuf'un gömleği arkadan yırtılmıştı. Rabbim gönderdiği onlarca delil hiçe sayılmış, zindan kapılarını ardına kadar açıp hasretini kucaklamaya hazırlanmıştı. Lakin zindana düşen Yusuf muydu? Kuyuya düşen Yakup mu? Yoksa gök duvarlarında prangalara vurulan Züleyha mı?

Şaşkındı Emir. Şaşkın, üzgün hatta korkak! Rabbinin vereceği imtihana karşı boynu kıldan inceydi belki, lakin zor geliyordu bu dava nefsine. Bünyamin Bey öfke dolu gözlerle bir ona bir yatakta ağlayan kızına bakarken yakası bağrı dağılmış, bembeyaz gömleği kırmızı ruja bulanmış genç imam zorlukla bir adım attı. Görünen manzara öyle fenaydı ki! Üstü başı yırtılmış, saçı başı yolunmuş genç kız kanla bezeli teniyle ağlıyordu. Kim inanırdı ki bu manzaranın gerçek olmadığına? Kimin aklına gelirdi bunun kirli bir oyun olduğu?

-Ulan... 'dedi Bünyamin Bey öfkeli bir sesle. Ellerini Emir'in yakasına hırsla sardı.'Sen benim kızıma nasıl zarar verirsin? Öldürürüm ulan seni!'

Dolu dolu olan gözlerinden yaşlar sızmış sakallarına karışıyordu genç imamın. Donmuş gibi duruyor, adamın bağırıp onu tartaklaması karşısında hiçbir şey yapamıyordu. Ne yapabilirdi ki? Söyleyeceği hangi söz gerçeğe inandırabilirdi onu? Serdar bir anlık şaşkınlığını nihayet üzerinden atıp Bünyamin bey ve Emir'in arasına girmeye çalıştı. Emir kardeşiydi onun. Böyle bir şey yapmayacağına kendi kadar emindi. Üstelik her an Hümeyra sayıklarken başka bir kıza üstelik zorla dokunacak değildi ya!

-Baba dur! Sakin ol! Emir çık! Çık dışarıda konuşacağız çık!'

Bünyamin Bey damadının duymuyor gibiydi. Küçük kızına böyle bir kötülüğü yapan adamı elleriyle boğmak istiyordu. Oysa ki evvelden beri damadı olsun, Nurbera ile evlensin istemişti. Derken Berna canhıraş biçimde fırladı yattığı yerden. Gözyaşları göz makyajıyla birlikte siyah bir nehir gibi süzülüyordu yanaklarından.

-Baba yapma lütfen! Tamam bir hata yaptı ama seviyoruz biz birbirimizi! '

Üç adam da aynı anda dönüp genç kıza bakmıştı ağzından dökülen bu cümlelerden sonra. Emir daha da kahroluyor, Serdar şok üstüne şok yaşıyor, Bünyamin bey ise delirmemek için kendini zor tutuyordu. Lakin durmadı Berna. Babasının ellerini Emir'in yakasından ayırıp suçlu bir tavırla başını önüne eğdi.

-Biz aylardır seviyoruz birbirimizi. Üstelik... Üstelik hamileyim ben! Ablamın nişan gecesi bir hata yaptık. Ama evleneceğiz! '

Dili tutulmuş gibi dinliyordu Emir. Şeytanlaşan insanları, şeytani nefisleri çokça anlatmış ancak ilk kez böyle yakından görüyordu. O gece kapısının önünde sızmış bir genç kıza yardım edişi  bile imtihan olarak ona geri dönmüştü. Demek bir de bebek vardı ortada! Bünyamin bey öldürecek gözlerle ikisine bakarken ellerini ensesine yaslamış derin derin nefesler alıyordu. İki ihtimal vardı şimdi. Ya duyduklarına dayanamayıp bu adamı burada öldürecek, yada kaldıramayıp şuracıkta can verecekti. Yakasını zor bela çekiştirip nefes almaya çalıştı. Bu iş gittikçe çığırından çıkıyordu...

Göklerdeki Nikah (Tamamlandı) Where stories live. Discover now