*30. Bölüm*

8.8K 857 99
                                    


Ey sevgili!

Bir geceliğine değiş tokuş etseydik
yüreğimizi,

Taşıyabilir miydin acaba
bendeki seni?

🍃Kâmet-i Bâlâ🍃

-Bismillah! '

Ay ışığının aydınlattığı sokaktan karanlık yuvasına bir adım attı Hümeyra. Yüreği felaha ermiş, ruhu huzurun tatlı meltemleriyle meşk ediyordu. Kıpır kıpır eden dudakları aylar, hattâ yıllar süren bir hasretin vuslatına şükrediyordu. Üzerindeki bembeyaz gelinliği, avucunda duran büyük el sanki gerçek değilde rüyalardan fırlamış gibiydi. İçine çektiği nefesini sükunetle üfledi. Rüya olmasa da rüya rüya gelen bir hakikatti. Evvela göklerde kıyılmış nikahlarının yeryüzündeki yansımasıydı. Ömürdü... Hayat-ı sergüzeştti...


Yüzünde istemsizce asılı kalmış tebessümü ile elini tutup evlerine giren genç kıza aşkla bakıyordu Emir hoca. Cebinde duran nikah cüzdanları gayrı hem bu alemde hemde tüm alemlerde eş olduklarına son delildi.

Adımları gelinliğin eteklerine takılmadan usulca tırmandı tahta merdivenleri. Her basamakta artan kalp atış hızı merdivenin sonunda ikisini de nefes nefese bırakmıştı. Yorgunluktan değilde vuslattandı bu sekte-i kalpler. Gözler birbirine değdiğinde yanaklar kızarıyor, mahcup tebessümler bakışları öteye beriye kaçırıyordu.

Nihayetinde salonun orta yerine varmışlardı. Sıkı sıkıya tutunan eller birbirinden zoraki ayrıldı. Daha sevdiğinin avucundan sıyrıldığı an elinin üşüdüğünü hissetti Hümeyra. Parmaklarını birbirine dolayıp hafifçe yutkundu. Emir karşında durmuş ona böyle hayran gözlerle bakarken ne diyeceğini, ne edeceğini bilemez olmuştu. Pespembe olmuş yanaklarıyla tebessüm edip deniz gözlerini ona çevirdi.

-Müsaade edersen ben abdest tazeleyeyim. Türban, gelinlikle derken ancak... '

Cümlenin sonuna doğru boğazına takılan nefesini zorlukla içine çekti. Emir onu hala yüzünde duran o tatlı gülümsemesi ile dinliyordu. Duyduklarıyla tebessümü daha da genişledi. Gözlerini karısının gözlerinden bir lahza ayırmadan ağır ağır başını salladı.

-Sen odada rahatça abdest tazele Hümeyra'm. Bende buradaki banyoda tazeleyeyim. '

Genç kız mahcup haliyle baş sallarken eteklerini toplayıp odaya kaçıverdi. Emir ardından bakakalmış, içinden ettiği binlerce şükrüne bir yenisini daha ekliyordu. Vedud olan Allah gayrı olmaz dediğini oldurmuş, onu en karanlık günlerinden en aydınlık günlere çekip kalbinin sevdiğini ruhuna armağan etmişti. Nasıl her nefeste şükretmezdi? Ceketini omuzlarından sıyırıp abdest tazelemek için banyoya yöneldi.

Üç gün evveliydi Bursa'dan dönüşleri. Afra'ya giden Halide Hanım yeni tanışacağı gelininin heyecanı ve bir parça da olsa burukluk ile dönmüştü evine. Ve gördüğü manzara ile şaşmış kalmıştı. Yanaklarına sızan inci taneler ile basmıştı kızı gibi sevdiği Hümeyra'sını bağrına. Tüm gece yanıbaşında oturtmuş, defalarca sarılıp defalarca helallik istemişti. Bu hale şüphesiz en çok sevinen Emir'di. Annesi ile karısını böyle bir muhabbet içinde gören hangi erkek mutlu olmazdı ki? Ah birde Afra vardı tabii! Bir kavuşmada onunla yaşanmış, arkadaştan öte kardeş gibi olan kızlar hemen soluğu muhabbette almışlardı. Yengesinin adaşı sayılan Sümeyra ise tüm gece Hümeyra'nın kucağındaydı elbette.

Göklerdeki Nikah (Tamamlandı) Where stories live. Discover now