6. bölüm

945 33 15
                                    

Bölüm şarkısı= i wanna be your slave

Melisa

Sabah erkenden kalkıp okul için hazırlandım. Bugün okula normalinden erken gidicektim. Kadirle muhabbet etmek istiyordum. Onu bundan iki hafta önce bizim evde görmüştüm. Pek konuşma fırsatı bulamamıştım. Daha çok babamla konuşmuştu.

Kardeşleriyle beraber bizim okula gelmeden önce ise bu okula badana için gelmişlerdi. Ogünde onunla konuşmaya çalışmıştım. Ama bir türlü benimle konuşmaya yanaştıramamıştım. Belki bugün bunu yapabilirdim.

Bir taksiye binip okula gittim. Taksiciye parasını verip hızla okulun kafesine gittim. Soğuktan donmuştum. Atkım bile beni ısıtmaya yetmemişti.

Kafeye gidip kadirin gelmesini bekledim. Ortalarda yoktu. Bir kahve siparişi verdim. Adam sipariş ettiğim kahveyi getirdi. "Teşekkürler." Diyip kahveyi aldım. Of bu çocuk nerdeydi?

Kahvemi alıp dışarı çıktım. Belki onu bulurdum. Çöp kovalarının olduğu yere gittim. Sonuçta onun işi ya kafede yada buradaydı. Tam tahmin ettiğim gibi çöpleri atıyordu.

"Kadir! Kadir!" Diye arkasından bağırdım. Kafasını kaldırıp bana baktı ama hemen ardından gözlerini geri çekti. Hemen yanına gittim. Eline bir süpürge alıp yerleri süpürmeye başladı. "Meraba. Ben melisa. Hatırlamışsındır beni. Ogün benimle pek konuşmamışsındır. Sana kahve getirdim. İçer misin?" Dedim.

"İçmem." Dedi. "Ama hava çok soğuk. İki dakika iç. İstersen ben yardım edebilirim sana." Dedim. "Gerek yok." Dedi. "Neden bana karşı bukadar soğuksun. Abimlerde dolayı mı? Eğer buyüzdense ben onlar gibi değilim. Sizi seviyorum ben. Valla bak. Malasef onları durduramıyorum." Dedim. "Önemli değil." Dedi kısaca.

"Uzun cümleler kurabiliyor musun?" Dedim. Yine bir şey demedi. Sağ ayağımı yere vurdum. "Sen insanı kanser edersin kanser. Ben burda seninle konuşmak bir kahve ısmarlamak için bir tarafımı yırtıyorum sen beni takmıyorsun." Dedim sinirle.

Kafasını kaldırıp bana sinirli gözlerle baktı. "Sana bunları yap diyen olmadı. Siz zenginler hep böyle değil misiniz? Sürekli istediğinizi almaya çalışır ulaşınca sıkılıp atarsınız. Bizde sizin nacizane oyuncaklarınız olarak emirlerinize itahat ederiz." Diye bağırdı.

Olduğum yerde kaldım. Ne diyeceğimi bilemedim. Böyle bir çıkışı asla beklemiyordum. "Ne yok öyle bir şey. Ben kimseyi oyuncak olarak görmedim görmemde. Sen beni çok yanlış anladın. Neyse seninle bu saatten sonra adam akıllı konuşamıcam." Diyip kahveyi bir köşeye koydum ve boyumdaki atkıyı çıkarttım.

Bana boş gözlerle bakıyordu. Atkıyı boynuna atmaya çalıştım. "Napıyorsun?" Diyip geri çekiliyorduki durdurdum. "Dur bir." Diyip atkıyı boynuna sardım. "Heh. Böyle daha iyi. Kahve şurda kalsın. İçersin. Bak iç. Ziyan olmasın." Dedim ve oradan gittim.

Bir duvarın arkasına geçip kadiri izlemeye başladım. Kahveye baktı. Ardından hemen işine döndü. Beklemeye devam ettim. Böylede tacizci gibi olsamda merak ediyordum. Atkıyı atıcak mı kahveyi içicek mi? Neden bukadar umrumda onu bile bimiyordum.

Nekadar geçti bimiyorum ama atkıyı çıkarmadı. Bu bile mucizeydi derken hemen ardından kahveyi alıp yudumlamaya başladı. Buna şok oldum işte. Sırtını duvara yaslayıp kahveyi içti. Kahve bittikten sonra bardakla beraber içeri girdi. Bense bir süre şoktan yerimden ayrılamadım.

Doruk

İlk ders bedendi. Buyüzden direk spor salonuna gittik. O iki salağa kök söktürücektim. Onları baskette öyle bir ezicektim ki toparlanamıcaklardı.

Ataman KolejiWhere stories live. Discover now