12. bölüm

737 36 4
                                    

Bölüm şarkısı= love story

Aybike

Hastaneye girer girmez danışmaya koştum. "Kadir eren nerede? Ben kuzeni aybike erenim." Dedim. Kız ilk başta şaşırdı. Sonra cevap verdi. "Ikinci katta 20 nolu oda." Dedi. Hemen koşarak asonsöre gittim. Berkte peşimden geldi. "Gitsene sen." Dedim. Sesim çok boğuk çıkıyordu. Gözüm ağlamaktan yanmaya başlamıştı. Asansörü çağırdım.

"Hayır seninle kalıcam." Dedi. "Napıyorsan yap." Dedim çok umursamayarak. Asonsör geldi hemen içine girdim oda girdi. İkinci kata bastım. "Sakin ol. İyidir." Dedi. "Hep sizin yüzünüzden." Dedim hıçkırarak. Bunu söylerkende biliyordum ki tek suçlu onlar değildi. Ömer ve oğulcanda onlar kadar suçluydu. Tekrar ağlamaya başladım. Herşey üst üste gelmişti. "Ağlama." Dedi üzgün bir sesle. "Sende beni mahvediyorsun." Dedim durup dururken. "Neden benimle dalga geçtin?" Dedim. Hiç sırası değildi. Ama artık patlama noktasındaydım.

"Mecburdum. Emin ol dalga geçmeseydim daha fena olurdu her şey." Dedi. Tam bir şey dicekken ikinci kata geldik. İndim. Oda arkamdan geldi. Bizimkilerin yanına gittim. Asiye beni görünce ayaklandı. Oda bitik haldeydi. Boynuna sarıldım. Oda bana sarıldı. Tekrar ağlamaya başladı.

Oğulcan "Senin burada neyşin var lan?!" Diye bağırıp berke saldırdı. Berke sağlam yumruk attı. Bu ani hamleyi beklemiyordum. Berk bir karşılık vermedi. Ömer ve biz onları ayırdık. Gerçi sadece oğulcanı geri çektik. "Abi dur o bana yardım etti." Dedim. Oğulcan "Ne yardımı lan!" Dedi. "Beni buzluktan çıkardı." Dedim.

Oğulcan bana şaşkın şaşkın baktı. "Harika önderliğinde süsen ve talya beni buzluğa tıktı. Ben yaklaşık iki saat orada kitli kaldım." Dedim. Oğulcanın bakışları anında yumuşadı. Onunda gözleri benim gibi kıpkırmızıydı. Hepimizin öyleydi. "Abicim yemin ederim bilmiyorduk. Kadir abimin bıçaklanma olayı bizi baya dağıttı." Dedi. "Abicim sorun değil. Berkle kavga etmeyi bırak." Dedim. Kafasını salladı. Berke dönüp "Çok teşekkür ederim." Dedi. Berk "Önemli değil. Aybike sana montunu getiriyim. Buzluktan çıkınca ısınsın diye kendi montumu verdim." Diye açıkladı. Oğulcan ve ömer kafasını salladı. Berk asansöre doğru ilerledi.

Sandalyelerden birine oturup bir süre dinlendim. Şuan kafam hiçbir şeyi almıyordu. Biraz dinlendikten sonra bizimikilere döndüm. "Nasıl olmuş?" Dedim merakla. Ömer "Bizim yüzümüzden." Dedi. Gözünden bir damla yaş düştü. "Tefeciden borç aldık." Dedi oğulcan. Kaşlarımı çattım. "Ne tefecisi?" Dedim anlamayarak. "Doruğun araba parasını kapatmak için." Dedi ömer.

"Siz salak mısınız!" Diye bağırdım. Bir şey demediler. "En azından doruklarla baş edebiliyorduk. Tefecilerle nasıl baş etmeyi düşünüyorsunuz?" Dedim. Sesim yüksek çıkıyordu. Hemşire yanıma gelip "Hanımefendi sessiz olun." Dedi. Ona dönüp kızgın kızgın baktım. Kadın korkarak geri çekildi. Bizim salak ikiliye döndüm. "Kadir abi sizin yüzünüzden orda. Bunu nasıl düzelticeğinizi düşünün." Diyip asansöre doğru yürüdüm.

Asansörün yanına gittiğimde kapı açıldı. Berk gelmişti. "Hiç çıkma." Diyip asansörün içine girdim. Giriş katın düğmesine bastım. Üzerimdeki berkin montunu çıkartıp berke uzattım. Oda bana montumu verdi. Montumu giyindim. Elinde bir de siyah atkı vardı bana uzattı. "Uzun süre soğukta kaldın. Sar boynuna." Dedi. "Hayır gerek yok." Dedim. Geri çekti.

Giriş kata geldik. Asansörün kapısı açıldığında hemen indim. Bahçeye çıktım. Berk benim hep arkamda kalıyordu. Ani hareketlerim fazla olduğu için pek yetişemiyordu bana. Bahçeye çıktığımda melisayı gördüm. Koşarak yanıma geldi. "Kadir iyi mi?" Dedi telaşla. "İyi. Şuan uyuyor. Nezaman uyanıcak bilmiyoruz." Dedim. Kafasını sallayıp hastaneden içeri girdi. Banklardan birine oturdum. Berkte yanıma oturdu.

İkimizde sessizdik. Öylece karşıma bakıyordum. Bugün yaşadıklarımı hazmedememiştim. Sabah asiyenin olayı ardından günlüğüm akşamda buzluğa kitlenmem en sonda kadir abimin bıçaklanması. "Talya çok kıskanç. Eğer orada seni savunucak bir şey deseydim seninle daha fazla uğraşır dar ederdi sana okulu. Sen onu bilmiyorsun." Dedim. Bir şey demedim.

Bir miyavlama sesi duydum. Bir kedi berkin ayaklarının arasından girmiş boncuk boncuk gözleriyle ona bakıyordu. Berk gülümseyip "Gel miniğim gel." Diyip kediyi iki eliyle kibarca kolarından tutup kucağına koydu. "Çok güzel bir kedi." Dedim. "Evet öyle." Dedi onu severek. Bende sevmeye başladım. Kedi biz sevdikçe mayışıyordu. "Aynı cango." Dedi. "Senin kedin mi var?" Dedim. Kafasını salladı. "Çok güzel bir kedidir." Dedi. Gülümsedim.

"İstersen gidebilirsin." Dedim. Kafasını iki yana salladı. "Gerek yok." Dedi. "Seninle kalmak daha güzel." Dedi gülümsedim. "Sence bizden kanka olur mu?" Dedim. Gülümsedi. "Olur. Gerçi sen beni doruğun kuklası olarak görüyormuşsun. Ama neyse." Dedi. "Dışarıdan öyle görünüyor." Dedim. "Bazen arkadaşlığımızın bozulmaması için bazı şeyleri sineye çekiyorum." Dedi ve bir süre eli kedinin üzerinde dona kaldı. Sanırım bunu söylemek istememişti.

Bu sıkıntılı anda telefonum çaldı. Arayan asiyeydi. Hemen açtım. "Asiye! Noldu? Kadir abim mi uyandı?" Dedim heycanla. "Kadir abim uyandı. Şuan iyi." Dedi asiye. Sesinden mutluluk akıyordu. "Olley be!" Dedi bir çocuk gibi yerimde zıplayarak. "Hemen geliyorum." Diyip telefonu kapattım. Berke dönüp "Gelicek misin?" Dedim. Kafasını iki yana salladı. "Ben melisayı beklicem. Evine götürürüm." Dedi kafamı sallayıp hastaneye doğru koştum. Hastaneden içeri girip asansöre bindim. İkinci kata çıktım. Koşarak kadir abimin odasına gittim.

Uyanmıştı. Bizimikiler içerde melisa kapıdaydı. Hemen içeri girdim. "Abi uyanmışsın." Dedim heycanla. "Uyandık uyandıkta sizin bu haliniz ne keretalar. Öldük mü ki bukadar kendinizi parçaladınız." Dedi kadir abim şakaya vurarak. "Abi ağzından yel alsın." Dedim. Güldü.

Kadir abim "Hadi siz eve gidin. Yarın okul var." Dedi. Kafamı iki yana salladım. "Hiçbir yere gitmiyoruz." Dedim. Asiye "Aybike sen eve git. Emel yalnız." Dedi. "Sen git." Dedim. Asiye "Yok sen git. İşteydin yorulmuşsundur." Dedi buzluk olayına gönderme yaparak. Ömer "Kızlar siz eve. Ben sizi bırakıp geri dönücem." Tam itiraz edicekken kadir abim "Evet öyle olsun." Dedi.

Bütün kardeşlerini çok sevsede kız kardeslerinin yeri kadir abimde hep ayrıydı. Oğulcanla ömer kendi aralarında konuşurken kadir abim elini kaldırıp salladı. Kafamı kapıya çevirdiğimde melisada ona gülümseyerek el sallıyordu. Oha bunlar bildiğin flörtleşiyordu.

"Hadi gidelim." Dedi ömer. Kafamı salladım. "Bende geliyim." Dedi melisa. Ömer kafasını salladı. Ömer nolur üzüntüden yanlış görüyor olıyım. Ömer lütfen ona aşık aşık bakıyor olma.

Kadir abimin odasından çıkıp asansöre bindik. Giriş kata indik. Melisa berkle gitti. Bizde mecbur yürüyerek. Bu saatte münübüs yoktu. Taksiye vericek parada yoktu. Eve vardığımızda canımız çıkmıştı. Ömer sobayı yakarken bizde emeli komşudan aldık. Emel "Abim iyi di mi?" Dedi endişeyle. "Çok iyi. Yarın evde." Dedim gülümseyerek. Oda gülümsedi.

Hapşırdım. Bu hapşırmamla burnumda akmıştı. Emel hemen peçete çıkartıp bana verdi. "Hasta mı oldun abla." Dedi. "Sanırım evet." Dedim. Asiye ,"Belliydi böyle olucağı." dedi. Emel "Neden?" Dedi. Asiye "Çünkü bu abla birazcık ince giyindi." Dedi. "Abla sana kaç defa içine atlet giy dedik." Dedi emel. Güldüm. "Bak sen bizim emele. Büyümüşte ablasını azarlıyor." Diyip kapıyı açtım. Eve girdik.

İçeri girip yerime yattım. Asiye "Hemen üstünü çıkar. Ihlamur ve ilaç içip öyle yatıcaksın." Dedi asiye. Nekadar sonurtsamda dediklerini yapıp öyle uyudum.

Ataman KolejiWhere stories live. Discover now