31. bölüm

482 27 0
                                    

Bölüm şarkısı= belalım

Asiye

Tolgayı atlatttıktan sonra beraber sınıfa gitmeye karar verdik. Aybikeye dün kaçırdığı derslerin notlarını göstericektim. Bu birazda kafa dağıtmak içindi aslında. Birazda o psikopatı takmadığımızı göstermek için. Sınıfımızın olduğu koridorda elif hocayı gördüm. Elif hocanın yanına gittim. Tabikide aybikeyide kendimle beraber sürükledim. Onu bir saniye bile yalnız bırakmamakta kararlıydım.

"Elif hocam meraba." Dedim. Elif hoca herzamanki sevecen tavrıyla "Merahaba asiye." Dedi. "Hocam size bir sorum olucak." Dedim. Elif hoca "Tabi sor." Dedi. "Hocam doruğa edebiyat dersi düşük olduğu için ek ödev vermişsiniz. Benim kuzenim oğulcanında bu dersi düşük. Onada ek ödev verebilir misiniz?" Dedim. Elif hoca bana boş gözlerle baktı. "Ne ödevi?" Dedi şaşkınca.

"Hocam doruğa verdiğiniz ek empati ödevi." Dedim. Kadın kendi verdiği ödevi mi unutmuştu acaba? "Ben doruğa ek ödev vermedim." Dedi. Bu sefer şaşırma sırası bendeydi. "Tamam hocam saolun." Dedi aybike. "Önemli değil. Bir sonraki dersimizde görüşürüz." Diyip gitti. Aybike kıkırdadı. "Birileri seninle vakit geçirmek için bahaneler uyduruyor." Dedi. Bir şey demedim. Aybike "Heh doruk orda. Git konuş hadi." Dedi.

"Tamam sende gel." Dedim. Aybike "Of asiye. Benim sizin yanınızda neyşim var? Ben burda bekliyorum. Git konuş." Dedi. Kafamı salladım. "Ama bak burdan bir yere ayrılma. Gözüm üzerinde." Dedim. Kafasını salladı. Doruğun yanına gittim. "Doruk." Dedim. Hemen bana döndü. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. "Selam." Dedi neşeyle. "Neden ödev konusunda bana yalan söyledin? Hoca sana öyle bir ödev vermemiş." Dedim.

Yüzündeki neşeli ifade gitti yerine şaşkın ve utangaç bir ifade geldi. "Şey... Ben seninle vakit geçiricek başka bir yol bulamadım. Provalarda bitti." Dedi suçlu bir çocuk gibi ellerini önünde birleştirerek. "Peki yanıma gelip düzgünce konuşmak aklına gelmedi mi?" Dedim. Kızmıyordum da azarlamıyordum da. Kafasını yine önüne eğerek "Bilmiyorum. Direk seninle konuşmak ürküttü beni. Hem önceki olaylar hem yarışma günündeki olay. Benimle kendi isteğinle vakit geçirmek istemiceğini düşündüm." Dedi dürüstçe.

Gülümsedim. Hemen aybikeye bakıp doruğa döndüm. Sanki azıcık yalnız bıraksam bir şey olucaktı. Oda benim baktığım yöne baktı. Aybike ona el salladı oda aybikeye. "Yanlış düşünmüşsün." Dedim. "Yani benimle vakit geçirmek ister misin?" Dedi. Kafamı salladım. "Bugün bir şeyler yapalım mı?" Dedi. Aybikeye baktım. Sonra tekrar ona döndüm. "Bugün olmaz." Dedim. "Aybikeyle ilgili bir sorun mu var?" Dedi. Hemen kafamı iki yana salladım. "Yoğ. Neyse sonra görüşürüz." Diyip aybikenin yanına döndüm.

Berk

Bahçenin sakin köşesindeki banklardan birine oturmuş talyanın söylediklerini ve dünkü olayları düşünüyordum. Partiden önceki gün talyanın söyledikleri kafamı karıştırmıştı.

**1 gün önce**

Sınıfta oturmuş az önce gördüğüm şeyleri düşünüyor düşündükçe beynim patlıcakmış gibi oluyordu. Resmen aybikeyle tolga öpüşüyordu. O an bir türlü kafamdan silinmiyordu.

Koluma birinin dokunmasıyla irkildim. Bu talyaydı. "Sakin ol benim." Dedi talya. "Pardon dalmışım." Dedim. "Önemli değil. Neyi düşünüyorsun?" Dedi. "Boşver." Dedim. "Aybikeyi beş dakika önce tuvalette ağlarken gördüm. Kötü durumdaydı." Dedi. Kaşlarımı çatıp ona baktım. "Beş dakika önce mi?" Dedim. Kafasını salladı. "Of cidden kafayı yicem." Dedim. Talya "Ne?" Dedi. "Boşver." Dedim. O sırada bizimkiler geldi ve konu kendiliğinden kapandı.

** şimdi **

Napıcağımı şaşırmış durumdaydım. Nolduğunu anlamak için peşinden mi koşmalıydım. Peki ya benimki sadece boş bir kuruntuysa. Ya onu boş boşuna rahatsız etmiş olursam. Böyle bir şeye hakkım yoktu.

Ataman KolejiWhere stories live. Discover now