13. bölüm

695 30 2
                                    

**2 gün sonra**

Aybike

Sonunda iyleşmiştim. Kadir abimde baya bir iyleşmişti. Herzamanki saatimizde uyanıp hazırlandık. Emeli okula bırakıp kendi okulumuza gittik. Asiye direk müzik salonuna gitti. Ben ise girişte biraz oyalandım. Kar baya bir tutmuştu. Akşam ne güzel oynıcaktık. Gerçi bu sefer kadir abim olmıcaktı ama olsun.

Tam kapıdan içeri giricekken harikayı gördüm. Sinirle dişlerimi sıkıp üzerine yürüdüm. "Aybikecim günaydın. Tatlım istersen üzerime çok yürüme. Yani ailene tolga mevzusunu açmak istemem." Dedi gülerek. Olduğum yerde kaldım. Kaşlarımı çattım.

Yüzü yine şeytani bir şekle büründü. "Ne sandın? Sadece bizim okula geldiğin kısma mı baktım sanıyorsun?" Dedi. Cebinden telefonu çıkartıp parmaklarını ekranda gezdirdi. "Bugün tolga diye biriyle tanıştım. Çok yakışıklı kibar ve sempatik. Beni güzel yerlere götürüyor benimle güzelce ilgileniyor. Ona aşık oldum." Dedi abartılı bir ses tonuyla okuyordu.

"Bunları kimseye söylemiceksin." Dedim. Omuz silkti. "Beni rahatsız etcek bir şey yapmazsan sıkıntı yok. Eğer akıllı durursan ailene tolgayla sevgili olduğunu evine girip çıktığını onunla yattığını söylemem." Dedi. Yanaklarım kıpkırmızı oldu. Oraya kadar okumuştu pislik. Benden bir cevap almadan arkasına dönüp gitti. Çünkü cevabımın onun istediği gibi olduğunu biliyordu.

Yüzm utançtan kıpkırmızı olmuştu. Tolga olayını birinin yüzüme vurmasını hiç beklemiyordum. Salağım ben. Tam bir salak. Neden tolgayı günlüğüme yazdım ki? Çok saçmaydı. Yüzümü atkıya gömdüm. Şuan sınıfa dahi gitmek istemiyordum. Ama lanet olsun zorundaydım işte.

Derin bir nefes alıp sınıfa gittim. Keşke asiye yanımda olsaydı. Gerçi bu utanç verici olayımı ona bile anlatmamıştım. İnşallah asiye müzik yarışmasını kazanırdıda biraz yüzümüz gülerdi.

Sınıfa girdim. Ömerler yerlerine geçmişlerdi. Onlar bizden erken gelmişlerdi çünkü boş vakitlerinde kadir abimin işlerini yapıcaklardı. Akif atakul gerek yok desede onlar kabul etmedi. Baya yorgun görünüyorlardı. Onları takmadan yerime oturdum. Onlarla uzun bir süre konuşmıcaktım. Ben yerime oturduktan çok kısa bir süre sonra hoca geldi.

Ömer benim sırama bir kağıt koydu. Kağıdı alıp ne yazdığını okudum.

Akif atakul borcumuzu kapattı. Biz araba parasını ona ödicez. Doruk bizle bu konuda uğraşmıcak. O tefecilerde hapse girdi.

Yazmışlardı. Gülümsedim. Çok mutlu olmuştum. Tefecilerden kurtulmuştuk. Dorukta bizle uğraşmıcana göre artık rahattık. Tabi benim başımdaki harika belasını unutmamak gerek.

Acaba bu tolga mevzusunu asiyeye anlatsam mı? Ona anlatsam benim hakkımda ne düşünürdü? O asiyeydi ya. Kuzenini anlardı. Anlardı di mi? Kendi içimde böyle çelişkiler yaşarken kapı çaldı. Yerimde sıçradım. Öyle bir dalmıştım ki.

Hoca "Gelebilirsin." Dedi. Burak hoca sınıfa girdi. Arkasından giren kişiyi görünce şok oldum ama o beni görünce suratında iğrenç bir sırıtış oluştu. "Hocam kusura bakmayın böldüm. Sınıfımıza yeni bir öğrenci geldi. Kendi tanıtır mısın?" Dedi burak hoca.

Kafasını salladı. "Adım tolga. Okulunuzda yeniyim. Hepinizle iyi anlaşıcağımızı düşünüyorum." Diyip bana baktı. Buğazım kurumuştu. Korkudan napıcağımı bilemiyordum.

"İstediğin yere geçebilirsin." Dedi hoca. Tolga kafasını sallayıp direk yanıma doğru yürüdü. Yanıma oturucağını anladığımda "Yanım dolu. Kuzenim bir sonraki ders gelicek." Dedim. "Olsun. O gelene kadar burda oturıyım." Dedi. Oğulcan "Dolu diyoruz sana. Git başka yere." Dedi atarlı bir tavırla.

Ataman KolejiWhere stories live. Discover now