15. bölüm

636 25 2
                                    

Süsen

Aradan tam bir hafta geçmişti. Aklıma aybikeye yaptığımız şey geldikçe uykularım kaçıyordu. Nasıl okadar ileri gidebilmiştik? Harika neysede talya ve ben. Nasıl bukadar çığrından çıkabilmiştik? Harika bu aralar yanımıza pek uğramıyordu. Bizde konuşmuyorduk zaten. Ondan uzaklaşmak ikimizede iyi gelmişti.

Kafeden içeri giren kadiri gördüm. Gülümsedim. Sanırım ben bu çocuğa fena çarpılmıştım. Anladığım kadarıyla olayı bilmiyordu. Bilmemesi daha iyiydi zaten. "Şu çocuk çok yakışıklı değil mi ya?" Dedim. Talya ve melisa benim baktığım yere baktılar. Melisa "Evet öyle. Ama onun senle yani hiçbirimizle işi olmaz. Tersler seni." Dedim.

Güldüm. "Bi dakika bir dakika. Ben bu varoşların prensine yürücem oda terslicek. Kesin öyle olur." Dedim. Talya güldü. "Sen baya havaya girdin süsi. Baya baya yürücen mi bu çocuğa?" Dedi talya. Sinirle ayağa kalktım. "İzleyinde görün bakalım. Bu arada eğer ben kadiri tavlarsam yeni çantan benim. Tamam mı?" Dedim. Talya o alaycı gülüşüyle "Okey." Dedi. Dik bir duruşla kadire doğru yürümeye başladım.

Yanından geçerken sözde yanlışlıkla çarpıştık. Yani ben çarptım. Düşmiyim diye kolumdan tutmuştu. "İyi misin?" Dedi ilgili bir tavırla. Kafamı iki yana sallayıp "Değilim. Çok fena çarpıyorsun." Dedim gülerek. Flört etmeye çalıştığımı anlamıştı. Beni doğrultup kolumu bıraktı ve görev yerine doğru yürüdü. Bende arkasından gittim. Zoru oynuyordu.

"Bu akşam müsait misin?" Dedim. "Hayır." Dedi kısaca. Biraz bozulsamda hemen toparladım. Cebimden dört tane yüz tele çıkartıp masaya koydum. "Peki şimdi müsait misin?" Dedim. Sonuçta herkesin bir fiyatı vardı di mi? Tek kaşını kaldırıp bana baktı. Parayı eline alıp bir kaç saniyede saydı. "Akşama görüşürüz." Diyip kızların yanına doğru yürüdüm.

Özgüvenli bir şekilde yerime kurulup "İşte bukadar." Dedim. Melisa şaşırarak "Kabul etti mi cidden?" Dedi. Talya kahvesinden bir yudum alıp "Valla bende şaşırdım." Dedi. Güldüm. "Eeee. Benim cazibeme kim karşı koyabilir. Hadi tatlım çantayı alıyım." Dedim.

Kadirin bize doğru yaklaştığını görünce "Hi geliyor. Heralde numaramı isticek. Elinde de çay var. Ne alakaysa." Dedim. "Ben sipariş vermiştim." Dedi melisa. "He tamam." Diyip sustum. Kadir masanın önüne gelip çayı bıraktı. "Afiyet olsun." Dedi. "Teşekkür ederim." Dedi melisa.

Kadir masaya ona verdiğim dört yüz lirayı bıraktı. "Benimle buluşmak için bundan daha fazlasına ihtiyacın var." Diyip gitti. Şaşkınlıkla olduğum yerde kaldım. Sanki popom koltuğa çivilenmişti. O az önce beni red mi etmişti. Sanki masamızdan ayrılışı ağır çekimde gerçekleşti. Talya güldü. "Ay kıyamam. Üzüldün mü sen? Merak etme tatlım. Ben teşelli olsun diye çantamı sana veriyorum." Dedi dalga geçerek. Şu eziğe bak beni talyaya rezil etmişti. Yerimden kalkıp koşarak oradan uzaklaştım.

Melisa

Son dersten önceki tenefüs tuvalete girdim. Süsen de benimle geldi. Ah be süsi. Kafede beni dinleseydin ölür müydün? Birde adamı parayla tavlamaya çalışmıştı. Bilmiyorki kadir böyle şeylerden tiksinir.

Süsen tarağını çıkarıp saçını taramaya başladı. Bende tuvalete girdim. Ben sadece tuvaleti tuvalet için kullanıyordum. Gerçi bizimkilerin başka işlerde kullanmasına karşı değildim. Sayelerinde tuvalet hep güzel kokuyordu.

Tuvaletten çıktığımda elimi yıkadım. Süsen saçını tararken "Gerizekalıya bak. Beni reddetti. Beni ya beni. Süsen kılıçı." Dedi öfkeyle. "Süsen kusura bakma ama yanlış yolu seçtin. O öyle parayla biriyle çıkıcak bir tip değil." Dedim. Güldü. "Öyle bilmiş bilmiş konuşuyorsun da sen nereden biliyorsun bunu?" Dediğinde bir süre kaldım. Ne diceğimi bilemedim. "Şey ya. Babamlarla konuşurken çok duydum. O kolay yoldan para kazanmak istemiyor. O emekten yana." Dedim. Kaşlarını çatarak bana baktı. "Peki tamam." Dedi. Ama tam ikna olmamıştı. Gülümsemeye çalışıp derse gittim.

Ders boyunca süsen ters ters bana baktı. Anlamış mıydı ki? Yok canım nereden anlıcak. Zaten anlasa nolur ki? Kadir benide tersleyip tersleyip duruyor. Zaten herif öküzün teki. Sinirimi bozuyordu. Ama okul çıkışında onunla konuşucaktım. Çok pis inat etmiştim.

Hayatımda ilk defa savaşçı birileriyle karşılaşmak etkilemişti sanırım beni. Kümeste yaşamalarına rağmen kimseye free vermiyorlar aksine herşeye birlikte kenetleniyorlardı. İşte onları hep bir arada tutan aile büyüğüde kadirdi. Erken üstlenmişti bu görevi.

Okul bittiğinde bizimkilerden sıyrılıp kafeye gittim. Kadir ortalığı toparlıyordu. Yanına gittim. "Kadir." Dedim. Kafasını bana doğru çevirdi. Sonra sinirle işine geri döndü. "Ya senin derdin ne? Neden ters yapıyosun?" Dediğimde sinirle bana döndü. "O arkadaşın beni kiralık ev sandı heralde." Dedi. Baya öfkeliydi.

Ona anlayışla baktım. "Haklısın. Yaptığı çok yanlış. Ama bizimkiler böyle işte. Onlara anlatmaya çalıştım. Ama anlamıyorlar işte." Dedim. "Neden bana taktın?" Dediğinde sanki çok komik bir şey söylemiş gibi güldüm. "İnanır mısın bilmem ama bende bunu sorgulayıp duruyorum." Dedim. Bir şey demedi. "Tamam anlaşıldı. Sen benimle pek konuşmıcaksın. Ben gidiyim." Diyip kafeden çıktım.

Koridorda yürürken biri beni kolumdan çekti. Kafamı çevirip şaşkın şaşkın beni çeken kişiye baktım. Süsendi. "Sen varya sen! Bize şeytan diyorsun birde kendine bak. Arkamdan ne güzel kuyumu kazıyormuşsun!" Dedi sinirle. Onu kolundan tutup kafeden uzak bir yere çektim. Kadir duymasını istemiyordum.

"Ne çekiştiriyorsun be!" Dedi sinirle. Kafamı ona çevirip "Tabi canım çekmiyimde kadir bizim bağrışlarımızı dinlesin. Onun için kavga ettiğimizi anlasın. Rezillik diz boyu." Dedim. Bir şey demedi. Haklı olduğumu biliyordu. Bahçeye çıktık. Hava çok soğuktu. Ama okulun içinde tartışmak istemiyordum onunla.

"Hadi anlat bakalım melisa hanım." Diyip beni omzumdan itekledi. "Bak süsen olayı çok ama çok yanlış anladın. Ben seni engellemeye çalıştım. Görmedin mi? Benide okula geldiği günden beri tersleyip duruyor." Dedim. "Madem sen hoşlanıyorsun ve sürekli onunla konuşmaya çalışıyorsun. Neden bunu bana söyledin? 'Ben ondan hoşlanıyorum. Haftalardır flörteşmeye çalışıyorum ve sürekli tersleniyorum. Sen hiç şansını deneme' demiyosun. Hoşuna mı gitti beni onun önünde rezil etmek?" Dedi. Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Gözleri dolu doluydu. Aşağılanmaktan nefret ederdi. Bir şey diyemiyordum.

"Teşekkür ederim melisa. Beni rezil ettiğin için çok teşekkür ederim." Diyip göğsüme talyanın ona verdiği çantayı bastırdı. "Al senin olsun. Sen daha çok hakediyorsun." Dedi ve koşarak çıkış kapısına doğru yürüdü.

Bende ağlamaya başladım. Olduğum yerde kaldım. Onu kırmayı hiç istememiştim. O benim en yakın arkadaşlarımdandı. İkinci sınıftan beri en iyi arkadaşlarımdan biriydi. Çok kırgın bir kızdı.

"Özür dilerim." Kadirin sesini duyunca ona döndüm. "He" dedim. Sesim çatallı çıkıyordu. "Özür diliyorum. Amacım aranızı bozmak değildi. Süsenide üzmek değildi. Tamam yaptığı çok kötü bir şeydi ama neyse." Dedi. Kafamı salladım. "Yarın konuşursun." Dedim. Kafasını salladı. "Konuşurum." Dedi. "Saol. Görüşürüz ozaman." Dedim. Oda "Görüşürüz." Dedi ve gitti.

Bende yavaş adımlarla evime doğru yürümeye başladım. Okadar yıkıktım ki. Gerçi süsen bende de kötü durumdaydı.

Ataman KolejiWhere stories live. Discover now