16. bölüm

642 29 2
                                    

Arkadaşlar bugün ayberin dönüşüne özel üç gün üst üste bölüm gelicek. Bundan sonrada eğer bir sorun çıkmazsa pazartesi ve pazar bölüm atmayı planlıyorum.

Aybike

Okul çıkışında işe gittim. Allahtan patron anlayışlı çıkmıştı da çok kızmamıştım. İşimi kaybetmemek için çok dikkatli davranıyordum. Ben arada bir garsonluk arada da mutfakta iş yapıyordum. Harikanın ailesinden aldığım parayı hala kadir abime vermemiştim. Korkuyordum açıkçası. Ama bir şekilde ayarlıcaktım.

Aykut koşarak yanıma geldi. "Aybike masa ondakilerin siparişlerini al." Dedi. Restoranın en yoğun zamanlarında böyle telaşlı olurdu. Bense soğuk kanlıydım. Kafamı sallayıp masa ona hızla ilerledim.

Tam masaya yaklaşmışken olduğum yerde kaldım. Harika ve yanında bir tanımadığım kızla iki erkek masada oturuyordu. Sinirle yumruklarımı sıktım. Bunun neysi var burda? Bu mekan hiç onun tarzı değildi. O daha lüks yerlerde takılıyordur kesin. Burada çalıştığımı öğrenip buraya gelmiştir gerizekalı.

Derin bir nefes alıp masalarına gittim. Sonuçta ben burada bir çalışandım. Görevimi yapmam gerekiyordu. Masanın önüne gelip "Hoşgeldiniz." Dedim. Harika bana dönüp şeytanca sırıttı. "Senin çalıştığın yerden de ne beklenirki zaten. Ucuzluk kokuyor etraf ama madem geldik bir şeyler yiyelim diğmi?" Dedi gülerek. "Siparişinizi alıyım." Dedim kadir abim gibi soğuk kanlı kalmaya çalışarak.

"Vay. Kızımız baya soğuk kanlıymış." dedi erkeklerden biri. "Siparişlerinizi bekliyorum." Dedim sabırla. "Tamam tatlım ya vericez sipariş. Bana bir güveç." Dedi. Çocuğun tavrı çok sinirimi bozmuştu. "Tamam." Diyip not aldım. "Banada sebzeli börek." Dedi kız. Burada hiç yemek yemek istemediği belliydi ama harika dediği için burda kalmak zorundalardı.

"Banada mantar sote. Umarım becerirsiniz." Dedi harika. Bir şey diyemedim. Sadece kafamı sallayıp not aldım. Okadar sinirliydim ki. "Banada kendin gibi bir şekerfare." Dedi erkeklerden diğeri. Kafamı çevirip ona öfkeyle baktım. Bir şey demeden notumu aldım yine. "Siparişleriniz en kısa zamanda geliyor." Diyip oradan uzaklaştım. Allahım bu akşam bir an önce bitsin nolur.

Onların siparişleri hazırlandığında derin bir nefes alıp tekerlekli arabaya siparişlerini yerleştirip yanlarına gittim. Servis arabayla yolda diğer siparişleride masalarına bıraktım. En son onlarınki kaldı. Herkesin yemeklerini önüne koydum. Hızla servis arabasıyla oradan uzaklaşıyordum ki yere bir şey düştü. Harika "Nekadar sakarım çatalımı yere düşürdüm." Dediğinde dişlerimi sıktım. Servis arabasında bir çatal çıkartıp harikanın önüne bıraktım. Eğilip yerdeki çatalı aldım.

Harika "Ya biz içecekleri unutmuşuz. Bize üç kola ve bir kahve." Dedi. Kafamı sallayıp servis arabasıyla mutfak tarafına gittim. Bu sefer sipariş az olduğu için tepsiyle yanlarına gittim. İstediklerini önlerine koydum. "Başka bir isteğiniz var mı?" Dedim. O yavşak olan çocuk "Evet var. Telefon numaran" dedi.

Derin bir nefes alıp "Hayır. İşimle ilgili bir şey istiyor musunuz?" Dedim. Çocuk bir süre eli çeneside düşünür gibi yaptı. "Buldum. Bana bir akşam özel bir servis-" lafını tamamlamasına izin vermeden tepsiyi kafasına geçirdim. Restorandaki herkes bizi döndü takmadım tabi. Çocuk tam ayağa kalkıp bana vurucakken biri ona yumruk attı. Yumruk atana döndüm bu berkti. Tam çocuğa dalıcakken onu doruk tuttu. "Tamam kanka gidelim. Atın şunu dışarı." Diye bağırdı doruk. "Aşkım hadi gidelim." Dedi talya. Berk bana baktı ardından talyaya bakıp kafa salladı.

Harikalar mekandan gittikten sonra patron beni odaya çağırdı. Derin bir nefes aldım. Allahım nolur nolur kovulmıyım. Kapıyı çalıp içeri girdim. Neşe hanım bana ters ters bakıyordu. "Naptın sen!" Diye bağırdı bir anda. Yerimden sıçradım.

Ataman KolejiWhere stories live. Discover now