23. bölüm

580 24 8
                                    

Asiye

Saat yedi olmuştu. Doruk hala gelmemişti. Acaba bugün gelmicek miydi? Havada kararmıştı. Salak gibi kaçta geliceksin diyede sormamıştım. Ben bunları düşünürken kapı çaldı. Koşarak kapıya gittim. Kalbim hıp hızlı atıyordu. Kapıdakinin doruk olması için dua ediyordum. Ciddi bir tavır takınıp kapıyı açtım.

Gelen doruktu. Nekadar gelenin doruk olmasını istesemde onu gördüğüme şaşırmıştım. Açıkçası geliceğine pek ihtimal vermemiştim.elinde iki tane kahverengi karton poşet vardı. "İyi akşamlar." Dedi. "İyi akşamlar." Dedim bende. Okadar şaşkındımki misafire nasıl davranmam gerektiğini bile unutmuştum. "Şey sabah okuldayken sen gel demiştin. Ciddiydin diğmi?" Dedi. Kafamı salladım. "Hoşgeldin. Gir içeri. Hava soğuk üşüme." Dedim. Gülümseyip içeri girdi.

Poşetleri bana uzatıp "Meyve aldım yeriz." Dedi. Telaşlı olduğu belliydi. E tabi kolay değil artistlik yaptığın yere misafir olarak gelmek. Elindeki poşetleri alıp "Teşekkürler. Sen geç otur." Dedim. Kafasını salladı. Bu çekingen halleri çok komiğime gitti. Onu hiç böyle görmemiştim. Ben daha çok kibirli hallerine aşinaydım.

"Aaa doruk abi sen mi geldin?" Dedi emel. Doruk gülümseyerek eğildi emelin saçını okşadı. "Evet ben geldim abicim." Dedi. "İlk geldiğini duyunca biraz korktum. Çünkü ogün abimlerle kavga ettin." Dedi emel kaşlarını çatarak. Doruk emelden gözlerini kaçırdı. "Evet. İlk başlarda abilerinle ufak bir sorun yaşadım. Ama şimdi her şey yolunda." Dedi. Emel gülümsedi.

Doruk gitar çantasınıı yere koydu. Şaşkınıktan çantasında ufak bir çıkıntı olduğunu farketmemiştim. İçinden bir barbie bebek çıkartıp emele uzattı. Emelin gözleri mutlulukla parladı. "Bu senin." Dedi gülümseyerek. Emel sevinçle yerinde zıplayıp ellerini birine çarptı. Doruğun boynuna sıkıca sarıldı. Dorukta ona sarıldı. Maddi durumumuzdan ötürü emele bayadır oyuncak alamıyorduk. Sarılmaları bitince emel yatağına geçip bebeğin kutusun kibarca ve bozmamaya çalışarak açmaya başladı. Herkes doruğa teşekkür etti. Doruk "Önemli değil." Dedi.

Meyveleri tezgah niyetine kullandığımız tahta tezgahın üzerine koydum. Dorukda o sırada sanki uzay gemisine binmiş gibi etrafını inceliyordu. "Burası baya evmiş ya." Dedi şaşkın bir sesle. Ben öylece kala kaldım. Herkeste benim gibiydi. Doruk bir süre bize baktı. Ardından toparlamaya çalışarak "Yani sevimli sıcak bir yer." Dedi. Resmen soğuk terler döküyordu. Oğulcan "Hıhı. Sıcaktır." Dedi. Sesinde belirhgin bir ima vardı.

Yanlarına gidip "Çay ister misin?" Dedim. "Ha evet. Evet içerim. Çayı çok severim." Dedi hızlı hızlı. Az önceki olaydan dolayı sitres yapmıştı. Çayını koydum yanınada şekerini. Arada annemlerin köyünden bize un şeker çay gibi bazı temel ihtiyaçlar gönderilirdi. Bunlarda olmasa napardık cidden bilmiyordum. Hadi biz neysede emeli kesinlikle yetimhaneye bırakmak zorunda kalırdık.

Doruk gitarını çıkartıp sandalyesinin yanına koydu. Telaştan çıkartmayı unutmuştu. "Şey bu arada ben arabayı sokağa parkettim. Bir şey olur mu?" Dedi. Oğulcan '"Yok ya bir şey olmaz. Altı üstü isim yazarlar kalp malk çizerler. Klasik şeyler." Dedi. Hepimiz bıyık altından sırıttık. Doruk "Ne?" Dedi telaşla. Arabasını sevdiği belliydi. "Yok bir şey yapmazlar." Dedi kadir abim. Kadir abimin sözüyle içi rahatladı.

Yıkadığım meyveleri önlerine koyup aybikenin yanındaki yerime oturdum. Aybikenin telefona bakıp gülümsediğini farkedince çakırmadan telefonuna bakmaya çalıştım. O sırada erkekler konuşuyordu. "Ankaraya arabayla mı gidiceksiniz?" Dedi ömer. Doruk "Evet." Dedi. Ben hala aybikenin telefonuna bakmaya çalışıyordum. Aybike bunu farkedin bizimkilere çaktırmadan bana gösterdi.

Gönderen: Kızıl şeytan
Seni özledim.

Mesaj buydu ve bu mesaj aybikeyi çok mutlu etmişti. Bende mutlu oldum. Nekadar gizlemeye çalışsakta doruk durumu farketmişti ama çaktırmadı.

Ataman KolejiDove le storie prendono vita. Scoprilo ora