29. bölüm

468 19 1
                                    

Bölüm şarkı= him and i

Aybike

Sabah okula gitmek benim için herzamankinden daha eziyetli olmuştu. Dün resmen tolganın beni öpmesine izin vermek zorunda kalmıştım. Bu iğrenç bir şeydi. Daha kötüsü berk bizi onunla sevgili sanmıştı ve bundanda kötüsü ben böyle bir şeyin olmadığını ona anlatamıyordum.

Okula girip sırıma oturdum. Berkin bakışlarını üzerimde seziyordum. Şüpheyle bakıyordu bana. Umursamadım. "Günaydın." Dedi tolga hepimize hitaben. Bizde günaydın dedik. Bizimkilerle kaynaşmaya çalışıyordu. Hala kaynaşamamıştı ama biraz iyi anlaşıyor gibiydi.

"Bu akşam beraber bir şeyler yapalım mı? Bendenseniz." Dedi. "Gerek yok" dedi asiye. O an asiyeye sarılıp öpesim geldi. Ama konturollü olmam gerekiyordu. "Peki. Ama gelmenizi çok isterim. Doğum günüm çünkü. Okuldaki çoğu insanı çağırdım. Ama onların hiçbiriyle bir muhabbetim yok. Sizinle var. Beni kırmayıp gelin lütfen." Dedi biraz yalvaran bir ses tonuyla.

Bugün tolganın doğum günüydü. Gözdevirdim. Kesin bu doğum gününe gidicektik çünkü bizimkiler böyle bir daveti geri çevirmicekti. Sinirle yumruklarımı sıktım. "Peki tamam. Ama öyle fazla kalmayız." Dedi ömer. Ah benim güzel kalpli kuzenim ve abim. Bu çocuğun nasıl bir şeytan olduğunu bilseniz böyle davranır mıydınız acaba?

Tolga sevinçle "Tamam ozaman. Akşam görüşürüz. Ben adresi yazıyım." Diyip defterinden bir kağıt koparıp adresini yazdı sonra bizimkilere verdi. O eve bir daha gitme düşüncesi bile mideme kıramp girmesine neden oluyordu o evde nasıl dayanıcağımı bilmiyordum.

Hoca derse girdi. Ders matematikti. Hoca sınav sonuçlarını açıkladı. Ben seksen beş oğulcan elli beş ömer yetmiş asiye doksan almıştı. Nekadar istemsemde berkinkinide öğrenmiştim. Doksan beş almıştı. Zaten beni çalıştırış şeklinden matematiği iyi bildiği belliydi.

Ders bitti. Kafamı sıraya koyup uyudum. Bizimkiler dışarı çıktı. Yanıma biri oturunca kafamı kaldırıp oturan kişiye baktım. Berkti. Sinirle kaşlarımı çattım. "Berk hemen kalk şurdan." Dedim sinirli görünmeye çalışarak. Oysa yanımda durmasını nekadarda seviyordum. Onunla konuşmak şakalaşmak sarılmak veya başka şeyleri yapmayı.

"Biliyor musun normalde olsa şuana kadar bırakmıştım." Dedi. Sinirle bir nefes alıp "Bırak ozaman." Dedim. "Bırakmıcam. Sende bir tuhaflık var. Yani bilmiyorum mantıklı gelmiyor benden sonra hemen tolgayla yakınlaşman." Dedi. "Nedenki?" Dedim soğuk bir sesle. "Berk biz seninle hiçbir zaman birlikte olmadık. Sadece yakınlaştık okadar." Dedim zalim bir şekilde. Üzgünüm berk bunu yapmak zorundayım.

Dişlerini sıktı. "Niye böyle yapıyorsun? Sen böyle biri değildin. Sen beni yola getiren kız nasıl böyle biri oldun?" Dedi şaşkınca. "Ben en başında neysem şimdide oyum. Sen beni gözünde fazla büyütmüşsün tatlım." Dedim tekrar kafamı sıraya koydum. Yanımdan kalkmadı. Bir süre öyle durdu. Kafamı kaldırdım.

"Berk kalksana artık." Dedim. "Tolgayla mı ilgili? O mu zorluyor." Dedi. Haklıydı ama tabikide bunu ona söylemicektim. "Of berk saçmalama. Nolur git artık." Dedim. Gözlerim dolmuştu. Bir yandan kendimi bir yandam onu korumaya çalışmak çok yorucuydu. "Tamam." Dedi. Gözlerimin dolduğunu görünce sesi yumuşamıştı. Hemen yanımdan kalkıp sınıftan çıktı.

Gözlerimi gömleğimin kollarıyla kuruladım. Ama lavoboya gitmem gerekiyordu. Ayağa kalkıp sınıftan çıktım. Sınıftan çıkar çıkmaz tolga beni kolumdan tuttu. "Tolga lütfen beni rahat bırak." Dedim yalvaran bir sesle. Tabikide beni takmadı. Beni boş bir sınıfa soktu.

"Ne istiyorsun?" Dedim daralmış bir şekilde. "O herif yine neden yanındaydı ve göndermen niye okadar uzun sürdü?" Dedi. "Çünkü bana inanmıyor." Dedim umursamazca. "İnandır ozaman." Dedi yüksek sesle. "Elimden gelen bu." Dedim ruhsuz bir sesle. Üzerime doğru yürümeye başlayınca korkuyla geriye doğru yürümeye başladım.

Ataman KolejiWhere stories live. Discover now