35. bölüm

471 22 0
                                    

Bundan sonraki bölüm sezon finali

Aybike

Sabah olduğunda mutsuz bir şekilde yataktan kalktım. Formam tamamiyle kırış kırıştı ve iğrenç görünüyordu. Asiye somurttu. "Üzerindekileri çıkar ütüle böyle gidemezsin okula." Dedi. Gözdevirdim. Üzerimdekileri çıkartıp pijama giyindim. Ardından okul kıyafetlerimi ütülemeye başladım. "Ekmek arası yaptım giderken yersin." Dedi asiye. Kafamı iki yana sallayarak "İstemiyorum." Dedim. İştahım yoktu.

"Tamam çantaya koyuyorum okulda yiceksin." Dedi asiye. Karnım hiç aç değildi. Ütüleme işim bitince evden çıktık. Otobüs durağına gittik. Hiç okula gitmek istemiyordum. Yorganımın altında çürümek istiyordum. Otobüs gelince otobüse binip okula gittik.

Okulun bahçesine girince kürsünün orda oturan berki gördüm. Bizimkilere dönüp "Ben birazdan gelicem." Dedim. "Nereye?" Dedi oğulcan. "Kapalı alana girmek istemiyorum oğulcan. Dolaşıcam." Dedim. "Peki dolaş." Dedi oğulcan. Sinirle arkasını dönüp gitti. Ömerde. Asiye kalmıştı. Ona dönüp "Berkin yanına gidiyorum." Diyip çaktırmadan onu işaret ettim. "Tamam. Ama bir süre cidden yalnız kalma." Dedi asiye endişeyle. Kafamı salladım. Tabikede bugün yalnız kalıcaktım. Tolga hapisteydi ve ben özgürlüğüm tadını çıkarıcaktım.

Berkin yanına gittim. Ona doğru geldiğimi görünce sevindi. Zil çaldığı için bahçe boşalmıştı. Yanına oturdum. Tolga yoktu. Rahatça yanında durabilirdim. "Vay. Önceden beni yanından kovmak için kırk takla atıyordun." Dedi imayla. "Ozamanlar tolga vardı." Dedim. "Seni tehdit ediyordu di mi?" Dedi öfkeyle. Kafamı salladım. "Büyük ihtimalle bir süre sonra bu tehtidini gerçekleştircek." Dedim.

"Seni neyle tehdit ediyordu?" Dedi ciddi bir sesle. "Önemi kalmadı artık. Her şeyi akışına bıraktım." Dedim. "Asla söylemiceksin di mi," Dedi üzgün bir sesle. Kafamı salladım. "Napmak istiyorsun?" Omuz silkip "Burda boş boş oturucam. Kısa bir süre yanına gelmek istedim." Dedi. Kafasını salladı. "Bileğin nasıl?" Dedi merakla. "İyi." Dedim kısaca. "Eski halini özledim." Dedi. Güldüm. "Bende." Dedim. Ayağa kalkıcağım sırada nazikçe bileğimi tuttu. "Otur sen. Ben sınıfa gidiyorum." Dedi. Kafamı salladım. Berk gözden kaybolur kaybolmaz hemen okuldan çıkıp yürümeye başladım. Nereye gittiğim belli değildi.

Sokakta boş boş yürürken telefonum çaldı. Arayan oğulcandı. Telefonu açıp "He oğulcan." Dedim umursamazca. "Kızım sen nerdesin?" Dedi sinirle. "Öyle dolanıyorum." Dedim. "Nerede? Tüm okulda seni aradım." Dedi. Güldüm. "Çünkü okulda değilim abicim." Dedim. "Ne?" Dedi. Sesi şaşkınlıktan yüksek çıkmıştı. "Akşam görüşürüz." Diyip telefonu kapatıp uçak moduna aldım. Kulağıma kulaklık takıp müzik açtım.
Müzik dinleyerek yolda yürürken bir anda biri ağzımı bir şeyle kapattı ve daha nolduğunu anlayamadan gözlerim karardı ve bayıldım.

Gözlerimi açtığımda tahta bir kulübedeydim. Bir dakika bu tolganın dağ eviydi. Korkuyla doğrulmaya çalıştım. Bir dakika ellerim ve ayaklarım bağlıydı. Kalbim korkuyla atmaya başladı. Kapı açılınca kafamı oraya çevirdim. Gelen tolgaydı. Elinde beş altı tane poşet vardı. Ona korkuyla baktım. "Hoşgeldin aşkım. Keşke buraya ikinci gelişin böyle olmasaydı. Ama napalım şartlar böyle gerektirdi. Diyip poşetleri bir kenara bıraktı. Yanıma doğru yaklaştıkça kendimi geriye doğru çekmeye çalıştım. Ama duvar buna izin veriyordu. Yanıma gelip eğilerek dibime sokuldu.

Şaşkınlıktan napıcağımı bilememistim. Yanağımı okşayarak "Seni çok özledim." Dedi. "Senin hapiste olman gerekiyordu." Dedim korkuyla. Güldü. "Seninde okulda olman gerekiyordu. İyikide ikimizde olmamız gereken yerde değilmişiz." Dedi ve anlımdan öptü. "Ben uzak dur." Diye bağırıp suratına tükürdüm. Eliyle yüzünü sildi. Kalbim korkudan hıphızlı atıyordu.

"Sana yemek getiriyim." Diyip gitti. "Allah belanı versin!" Diye bağırıp ipleri açmaya çalıştım. Ama açılmıyordu. "Çöz şu ipleri gidicem ben!" Diye bağırdım. "Boşuna debelenme canım. Seni asla çözmicem." Dedi. Sırtımı ve kafamı duvara yaslayıp ağlamaya başladım. Burdan sağ çıkamıcaktım.

Tolga elindeki tepsiyle yanına geldi. Makarna ve kola vardı. "Beni serbest bırak!" Dedim bağırarak. Kafasını iki yana sallayıp "Artık hiç ayrılmıcaz. Rahat durki bu ipleri çabucak çözebiliyim." Dedi. "Allah belanı versin!" Dedim öfkeyle. "Gel yemeğini yediriyim. Elini çözme riskine giremem." Dedi. "İstemiyorum." Dedim. "Tamam. Eninde sonunda acıkcaksın." Diyip tepsiyi alarak gitti.

Asiye

Akşam on olmuştu ama aybike bir türlü gelmemişti. Polise haber verdik. Berki dahi aradık ama oda bilmiyordu. Berkte bizimle beraber gelmişti. Polisi aradık ama polis yirmi dört saat olmadan bir şey yapamıcaklarını söyledi. Emeli komşuya bıraktık. Saat on ikiye doğru dorukta gelmişti.

Ben sandalyemde oturmuş ağlarken bizimkiler ve berk ayakta dolaşıyorlardı. Dorukda benim yanımda oturuyordu. Kadir abim "Deli olucam bu kız nerde? Neden telefonunu açmıyor? Biri mi kaçırıldı? Bana bildiğiniz ne varsa anlatıyorsunuz?" Dedi bağırarak. Ömer bana dönüp "Biz değil ama asiye biliyor." Dedi. Masadaki şişenin kapağını açıp su içtim. "Anlat." Diye bağırdı kadir abim. "Kız zaten kötü durumda. Bağırma." Dedi doruk.

"Sen karışma" dedi kadir abim sinirle. Doruk tam bir şey dicekken "Tamam sakin olun anlatıcam." Dedim. Derin bir nefes alıp başladım. "Aybike tolgayla altı ay önce avm de tanışmış. Sonra birbirlerine numaralarını verip konuşmuşlar. Bir iki gün sonrada buluşmuşlar. Sonra bir ay görüşmüşler." Dedim. Devamını nasıl anlatıcağımı bilmiyordum. Doruk ve berke baktım. Gitmelerini istiyordum. Berk "Tamam ben anladım. Biz dışarda bekliyoruz. İşiniz bitince çağırırsınız dedi ağlamaktan kısılmış bir şekilde. "Üstüne gitmeyin." Dedi doruk. Berkle beraber çıktılar.

Kadir abim sinirle güldü. Diğerleri bir tepki bile vermiyordu. "Çok güzel. Benim kuzenim ne kuzenimi ya kardeşim gizli gizli bir ay biriyle buluşuyor onda gidip kalıyor ve benim bunu ruhum duymuyor. Bir aralar çok arkadaşında kalmaya gidiyordu. Nedeni buymuş." Dedi. "Birde..." dedim kısık bir sesle. "Ne?!" Dedi kadir abim sinirle. "Onunla birlikte oldu." Dedim kısık bir sesle. "Üçü birden "Ne?!" Diye bağırdılar. Kafamı salladım. "Ogünün sabahı aybike ondan ayrılmış. Ama onun peşini  beş ay boyunca hiç bırakmamış. Onu hep rabatsız etmiş. En son peşinden koleje geldi." Diyip sustum.

Kadir abim "Çok güzel ya. Benim kız kardeşim elin adamıyla beraber oluyor. Herif onu rahatsız edip duruyor bizim haberimiz dahi yok biz ayakta uyuyoruz." Dedi kadir abim öfkeyle. Duydukları ağır gelmişti. "Bunları nezaman öğrendin sen?" Dedi oğulcan çatallaşmış sesiyle. "Bir hafta bile olmadı." Dedim. "Kız kardesimin bunları yaşadığını biliyordun ve bana söylemedin mi?" Dedi. Gözünden bir damla yaş düştü. "Yemin ederim ben söylemek istedim. Aybike utandı. Ona bir daha güvenmiceğinizden veya sevmiceğinizden korktu. Öfkenizden korktu." Dedim ağlayarak.

"Korktuda noldu? Ya o herif onu aldıysa ne bok yicez." Dedi kadir abim bağırarak. Sustum. "Çok özür dilerim." Dedim ağlayarak. "Başka ne oldu?" Dedi ömer soğuk bir sesle. "Ben öğrendikten sonra onu asla yalnız bırakmadım. Tolga berki bayılttı. Bizde bunu kullanarak onu hapse attırdık." Dedim. "Berk ne alaka?" Dedi abim. "Berk ve aybike birbirini seviyor. Tolga buna katlanamadı. Oyüzden berki yaraladı. Aybikeyle yan yana gelmemeleri için." Dedim. Bir anda kapı açıldı. İçeri berk ve doruk girdi. Berk korkuyla "Tolga hapisten çıkmış." Dedi.

Ataman KolejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin