5

26.1K 2.5K 1.8K
                                    

Haiii, ben geldiim yine bir günde 2 bölüm. Wuhuu yb ne zaman gelir bilemiyorum artık taslaklarım bitti neredeyse çünkü:) Her defasında 1500'ün altında bölüm yazacağım diyip başaramıyorum, hayırlısı :D

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Bol bol oy ve yorum isterim, keyifli okumalar lokumlarım! Xx

**

"Kor alevlere sor beni... Sonu gelmeyen, sönmek bilmeyen yangın olduğum için iyi tanırlar beni..." -Sevvy97

○●○

"Maalesef, zaten olsa bile açmazdım Jungkook."

Dudaklarımı şişirerek ofladım. Kahretsin ya. Yalnızca empati kurarak bu şekilde düşünüyordum ben. Onun yerinde ben olsaydım insanların bana bu şekilde davranmasına dayanamazdım. O, çok güçlüydü.

Gözlerimi kısarak Hoseok'un yüzünün her bir karışını dikkatle inceledim tepkisini ölçmek istercesine. Amacım yalan söyleyip söylemediğini teyit etmekti, ancak gerçek anlamda ciddi görünüyordu.

Gözlerimle onu sorguya çektiğimi fark etmiş gibi dudaklarını yeniden konuşmak adına araladı.

"Burada belli bir kurallar var ve bizlerde babanın öncülüğünde bu kurallara uymak zorundayız Jungkook. Kaldı ki ben şu anda o kurallardan birini senin yüzünden çiğniyorum zaten yeterince." Yine bana laf sokuşturma evresine gelince tek dudağımın seğirircesine yukarıya kıvrılmasına engel olamadım.

"Peki ya yarın görüş alanına çıkarılacak mı?" diye sorduğumda, "Pek sanmam, problem çıkarttığı için bir süre burada tutulur. Duyduğum kadarıyla kimsesi de yokmuş zaten, ziyaret edeni de olmaz yani." dedi.

Bunca ızdırabı paylaşabileceği tek bir insan bile yok muydu yani... Bu çok ağırdı, yükü... Kaldıramayacağı kadar ağırdı. Neler yaşadığını bile bilmiyordum oysaki. Ama gözlerindeki o derin yara iliklerime dek işliyordu.

"Yapma yaa." dedim kapana kısılmış bir şekilde. Bu çok... Kötüydü. O çok yalnız hissediyor olmalıydı. Bazen burada çalışan biri olmak istiyordum gerçekten. O zaman çok daha fazla vakit geçirebilirdim, hem Yoongi'yle hem onunla, hem de diğer hastalarla. Gerçi terapi doktorları vardı, Kim Namjoon en iyi doktorlardandı hatta.

Onun da diğerleri gibi ortak alanlara çıkartıldığını görürsem, babamla konuşmak adına bir bahanem olurdu. Ama şu anda konuşursam sadece Hoseok'u zor duruma sokmuş olacağımı iyi biliyordum. Lanet olsun.

Babamla konuşup ne diyecektim gerçi? Offf, sıkışıp kalmıştım ortada... Bana onu kontrol altında tutmak, diğer hastalara ve çalışanlara zarar vermemek için orada tutulduğunu savunacaktı, tıpkı Hoseok gibi...

"Ziyaretçisi olmasa bile diğerleri gibi tüm etkinliklerden onun da faydalanması lazım, bu şekilde onu her şeyden alıkoyarsanız çok daha hırçınlaşır." Kim bilir ne kadar yalnız hissediyordur... Bu duvarlar üstüne üstüne geliyor, onu sıkıştırıyordur. Üzülüyordur...

"Hayır söylemeyeyim diyorum ama bu saflığın ciddi anlamda sinir bozucu. O üzüldüğün kişi varya, 2 ay hapishanede kalmış ve orada da problem çıkartmış, neredeyse her gün hem de. Ayrı hücreye alındığı halde herkese saldırmaya kalkışmış. Her neyse aslında evlatlık bir çocukmuş ve kendi ailesini de baltayla katlederek öldürmüş. Öyle masum masum oturduğuna bakma yani." dediğinde ağzım şokla aralandı.

Damarlarımın içinde akan kanın müthiş bir hızla içimden çekilip alınmış gibi hissettim, sarsıldım. Baltayla ailesini mi öldürmüştü...

Bakışlarımı ona çevirdiğimde başını hışımla iki yana salladı. Solukları hızlanmaya , göğsü aldığı derin nefeslerin beraberinde şişip inmeye, omuzları sallanmaya başlamıştı.

MADNESS • TAEKOOK ✓Where stories live. Discover now